FETÖ’nün mühendisine AYM’den ret
Anayasa Mahkemesi, 15 Temmuz darbe girişiminde İstihbarat Daire Başkanlığında bilgisayar mühendisi olup buranın sistemini çökertmeye çalışan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan sanığın başvurusunu kabul edilemez buldu.
GAZETE HABERLERİ
Editor
FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığında bilgisayar mühendisi olan B.G. 17 Temmuz’da gözaltına alındı. B.G. anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etme suçunu işlediği iddiasıyla sevk edildiği Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 23 Temmuz 2016 tarihli kararıyla tutuklandı. B.G. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde 1 Şubat 2017 tarihinde verdiği ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtip FETÖ ile olan ilişkisini kabul etti. Ayrıca kod adı kullandığını, ByLock ve Eagle programlarını kullandığını, 15 Temmuz tarihinde Tango görünümlü Eagle programı üzerinden darbe teşebbüsüne katılan kişilerle görüştüğünü ancak bu kişilerin isteklerini yerine getirmediğini, zaman kazanmak amacıyla bu kişilerle yazıştığını savundu.
MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
B.G. sonraki süreçte, gözaltında fiziksel ve sözlü saldırıya uğradığını, belli şekilde ifade vermeye zorlandığını ve bu olay hakkında yürütülen ceza soruşturmasının etkisiz yürütüldüğünü savunarak Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Diğer yandan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada 18 Ocak 2021 tarihli celsede B.G.’nin “anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etme” suçundan müebbet, “gizli kalması gereken belgeleri açıklama” suçundan ise 25 yıl hapis cezasıyla mahkûmiyetine hükmedildi. Kararda, sanığın önceden planlanan çalışma nedeniyle İstihbarat Daire Başkanlığında 15 Temmuz gecesinde görevli olduğu, darbe girişimi başladıktan sonra örgüt tarafından verilen emir gereğince İstihbarat Daire Başkanlığının sistemini çökertmeye çalıştığı kaydedildi.
GEREKÇE
Bireysel başvuru incelemesini yapan AYM İkinci Bölümü, kötü muamele yasağının ve diğer ihlal iddialarının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Kararda şöyle denildi:
“Başvurucu, gözaltında kötü muameleye maruz kaldığı iddiasını ilk kez gözaltı hâlinin sona ermesinden 2 yıl 5 ay 17 gün sonra yargılandığı mahkemede; 4 yıl 5 ay 14 gün sonra da Başsavcılıkta dile getirmiştir. Dolayısıyla başvurucu, kötü muamele iddialarıyla ilgili olayların ortaya çıkarılması için üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Nitekim aradan geçen süre nedeniyle soruşturmada yeniden doktor raporu alınması ve güvenlik kamerası kayıtlarının temin edilmesi mümkün olmamıştır.”
