Fikret Muallâ’ya devlet koleksiyonu borcumuz var
58 yıl önce Paris’te hayatını kaybeden Türk resminin özgün fırçalarından Fikret Muallâ resimleriyle ilham vermeye devam ediyor. Mezarı Vietnamlı bir kadın tarafından bulunan Muallâ’nın eserlerinin birçoğu ise hâlâ özel koleksiyonlarda dağınık halde bulunuyor
Türk resminin özgün fırçalarından Fikret Mualla, 58 yıl önce aramızdan ayrıldı. Resimleri uluslararası sanat camiasının dikkatini çeken Mualla, en çok “Oturan Adamlar”, “Kafe”, “Marsilya’da Fransız İşçileri Bir Kahvede”, “Haliç ve Süleymaniye”, “Ayasofya”, “Cannes”, “Paris’te Bir Sokak”, “Baloncu” ve “Balıkçı” eserleriyle biliniyor.
Türk resminde bir mit olarak yerini almayı başaran Muallâ’nın, eserlerinin bir çoğu halen çeşitli özel koleksiyonlarda bulunuyor.
1903 yılında İstanbul’da doğan Fikret Mualla’nın çocukluğu Kadıköy ve Bahariye’de geçti. Saint Joseph ve Galatasaray Lisesi’nde eğitim gördü. Küçük yaşta geçirdiği bir kaza sonucu topal kaldı. Annesinin erken ölümü, sanatçının hayatında derin izler bıraktı.
17 yaşında mühendislik eğitimi için İsviçre’ye giden Mualla, kısa sürede resme yöneldi. Münih ve Berlin’de sanat eğitimi aldı; burada Hale Asaf ve Arthur Kampf’tan dersler gördü. 1937’de Türkiye’ye döndü. Galatasaray Lisesi ve Ayvalık Ortaokulu’nda resim dersi verdi. Bu dönemde kısa süreli edebiyatla da ilgilendi; yayımlanmış çevirileri ve öyküleri bulunur.
Geçimini kitap resimlemeleri ve sahne kostümleriyle sağlayan Mualla, Beyoğlu’nda yaşadı. Abidin Dino ile yakın dosttu. Ayasofya resimleri yaptı; “Lüküs Hayat”, “Deli Dolu” ve “Saz Caz” operetlerinin kostümlerini tasarladı. Nâzım Hikmet’in eserlerine desenler çizdi. 1934’te açtığı ilk sergi beklenen ilgiyi görmedi. Bir dönem Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yattı; burada Neyzen Tevfik ile aynı odayı paylaştı.
1939’da Paris’e giden Mualla, Dino’nun ricasıyla Türkiye’den ayrılmadan önce New York Fuarı için İstanbul konulu 30 tablo yaptı. Paris’te geçim sıkıntısı ve alkol sorunuyla boğuştu. Edvard Munch ve Kandinsky gibi dışavurumcu sanatçılardan etkilendi. Tablolarını çoğu zaman yok pahasına sattı.
1954’te Dina Vierny Gallery’de açtığı sergiyle Paris’te tanındı. Renkli fon kağıdı üzerine guaj boya tekniğiyle çalıştı; Matisse’ten esinlendi. Resimlerinde İstanbul ve Paris sokakları, gündelik yaşam sahneleri, figüratif ama bireyselleştirilmemiş karakterler yer aldı. Picasso dahil dönemin önemli sanatçılarıyla tanıştı.
Ömrünün son yıllarında Madam Fernande Agnes’in korumasında yaşadı. 1967’de sinir krizi sonrası yatırıldığı dinlenme evinde hayatını kaybetti. Fransa’nın Reillanne kasabasına gömüldü.
TUVALE TAŞINAN GÜNLÜK YAŞAM
Fikret Muallâ’nın resimlerinde en çok görülen tema ise günlük yaşamdır. Bazen bir baloncu bazen bir balıkçı ona ilham verir. Muallâ’nın önemli eserlerinden bazıları şöyledir:
Mavili Natürmort
Fikret Mualla’nın özgün üslubunu yansıtan dikkat çekici çalışmalardan biri olan Mavili Natürmort, sanatçının sade ama güçlü anlatım diline örnek teşkil eder. Derinlikten arındırılmış düz mavi bir zemin üzerine yerleştirilmiş kompozisyonda; kalın konturlarla çizilmiş hasır kaplı bir şarap şişesi, bir tabakta duran iki meyve ve üst bölümde konumlanan iki limon yer alır. Nesnelerin biçimsel sadeliği ve renk düzenlemesi, Mualla’nın resme yaklaşımındaki içsel dengeyi yansıtır.
Kumkapı’da Balıkçılar
İstanbul’un balıkçı semtlerinden biri olan Kumkapı’yı konu alan bu eser, Fikret Mualla’nın kent yaşamı ve deniz temasına duyduğu ilgiyi gözler önüne serer. Hareketli bir sahnenin tasvir edildiği tabloda, sıcak tonlar ve akışkan fırça darbeleri belirgindir. Kumkapı’da Balıkçılar, gündelik hayatın içinden gelen bir anı canlılıkla yakalarken, seyirciye İstanbul’un işçi sınıfına ait bir pencereden bakma imkânı sunar.
Müzisyenler
Sanatçının sıkça işlediği temalardan biri olan müzik, bu tabloda küçük bir orkestra ya da sokak müzisyenleri aracılığıyla resmedilmiştir. Müzisyenler adlı çalışmada figürlerin hareketliliğini ön plana çıkaran fırça darbeleri, ritmik bir görsel atmosfer yaratır. Canlı ve içten renk kullanımı, izleyiciyi hem görsel hem duygusal olarak içine çeken bir anlatı kurar.
Pazar Yeri
Fikret Mualla’nın hayatın içinden sahneleri aktarmadaki ustalığını gösteren Pazar Yeri, kalabalığın ve renk cümbüşünün iç içe geçtiği dinamik bir çalışmadır. Tezgâhlar, meyve-sebzeler ve insan kalabalığı; sanatçının özgün üslubuyla coşkulu bir bütünlük içinde sunulur. Gündelik yaşamın karmaşasını estetik bir düzene dönüştüren Mualla, bu tablosuyla seyirciyi sokakların sesine ortak eder.