Haydar Özay’la resim yolculuğu ‘Halk kültürüyle yoğrulmuş bir resim müzesi düşünürüm’
Galeri Eyüpsultan’da kişisel sergisini açan ressam Haydar Özay; Yaşar Kemal, Sandor Petöfi, Aşık Veysel ve Nâzım Hikmet resimleriyle dikkat çekiyor. Özay’ın ayrıca yıllar önce yaptığı ‘Trenli Resim’ de sergide yer alıyor. Usta ressamın şimdiki hayali ise bir resim müzesi kurmak.
Ressam Haydar Özay, Haliç kıyısında yer alan Galeri Eyüpsultan’daki sergisinde bizi misafir etti. 20 Mayıs’ta açılan sergi 15 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek.
Güzel bir günde, resim öğrencileriyle ve tanışıklıkları 35 yıl önceye dayanan, ortak tanıdıklarımızdan güzel insan Yıldız Gurur’la birlikte sergiyi ziyaret ettik.
Girer girmez karşımıza çıkan dev boyutlu ‘Melankoli Resmi’nden başladık. 30 yıl önceye ait ‘Trenli Resim’in sembollerini açıkladı. Haydar Özay, 60 adet eserinin sergilendiği, bir 19. yüzyıl ahşap konağının iki katına yayılmış resimlerin hepsini tek tek anlattı. Asırlık akasya ve söğüt ağaçlı galeri bahçesinde yeni resimler ve sergilerle dopdolu gelecekle ilgili düşüncelerini paylaştı.
‘BÜYÜK ŞAİRLER ANISINA AÇILAN BİR SERGİ’
- Sergiyi henüz gezmeyen okurlarımız için soruyorum. Bu serginizi diğer sergilerinizden farklı kılan nedir?
Türkiye’nin ve aynı zamanda insanlığın büyük değerlerinden Aşık Veysel’i, Nazım Hikmet’i, Yaşar Kemal’i ve Sandor Petöfi’yi, gittikçe sıradanlaştırılan anma veya kutlama tarihleri dışında hatırlayan bir sergi.
Eserleri kadar yaşamlarında yarattıkları insani değerlerle de hatırlanan, hep hatırlanacak olan büyük şairler ve halk ozanları anısına açılan bir sergi.
SENEDE İKİ AY AÇIK OLAN MÜZE
- Sergi için ‘Bir resim müzesi kurma düşüncemin somutlaşmış ilk hali sayıyorum.’ dediniz...
Bir resim sergisinden daha çok bir resim müzesi gezmek gibi olacak sanatseverler için. Büyük değerlerimizle, halk kültürüyle yoğrulmuş bir resim müzesi düşünürüm her zaman. Resimlerimin müzesi fikri, bu sergide ilk haliyle, başlangıcıyla gerçek oldu. Şakayla bir benzetme yapayım. Benim müzem o meşhur şarkıdaki gibi “senede bir gün” değil, şimdilik sergi süresince tabii ki “senede iki ay” açık olan bir müze. Daha şimdiden bir müze koleksiyonu sayılabilecek bir sergiye herkesi bekliyorum.
RESİMLERİMDE AŞIK VEYSEL’İN MUCİZEVİ TÜRKÜLERİ VAR
- Aşık Veysel’le ilgili resimlerinizde, Veysel’e çok özel bir sevginiz olduğunu hissettiriyorsunuz. Serginin ismi Aşık Veysel’den başlayarak Yaşar Kemal’e bağlanıyor...
“Uzun İnce Bir Yoldayım” türküsünden yola çıkarak yaptığım üç resim var sergide. Kara Toprak gibi sazıyla unutulmaz türkülerine geçen kır çiçekleri, meşe yaprakları, toprak evler, başaklar, harman yerleri var.
Aşık Veysel’le ilgili resimlerde büyük halk ozanın çileli hayatından var ettiği mucizevi türkülerin izleri var Veysel resimlerimde.
- Mart ayında ilk sergisini açtığınız Yaşar Kemal eserleriyle tanışmanız nasıl oldu?
Abidin Dino’nun resimlediği Yaşar Kemal’in Ağrıdağı Efsanesi’ni 1979’da 10 yaşındayken, çocuk yaşta okumuştum. İsmail Gülgeç’in İnce Memed’den yaptığı çizgi romanı da kitabından önce görmüştüm. Ressamlar Abidin Dino ve İsmail Gülgeç, Yaşar Kemal’in eserlerini erkenden görünür kılmışlardı.Yıllar sonra ben de bir ressam olarak henüz bir kısmı sergilenen Yaşar Kemal dünyasına ressamca başlangıçlar yaptım. Veysel gibi Yaşar Kemal, 1973’te İstanbul’a gelmiş olsak bile hiç kopmadığımız, içinde doğduğum Erzincan köylerini anlatıyor.
İnce Memed, Ağrıdağı Efsanesi, Karacaoğlan ve Köroğlu’ndan esinlenen resimler Yaşar Kemal’in dünyasının kendine özgü bir yorumu olarak dikkat çekiyor.
Mart ayında ilk kapsamlı Yaşar Kemal sergisi yapmıştım. Bu sergi için gözden geçirdiğim, Yaşar Kemal’in Aşık Veysel, Sait Faik gibi isimlerle birlikte olduğu resimler de serginin ilginç yönlerinden.
Yaşar Kemal de Aşık Veysel gibi halk ozanı. Her ikisini yan yana ifade ettim sergi başlığında.
PETÖFİ VE NÂZIM HİKMET YAN YANA
İki yüzyılın iki büyük devrimci şairi, Macar Petöfi ile Nazım Hikmet birbirini tamamlıyor.
Nâzım Hikmet’in 62. ölüm yıldönümü anmasına denk geldi sergi tarihi. Büyük şairin Karlı Kayın Ormanı, Salkımsöğüt, Masalların Masalı gibi şiirlerinden yola çıkılarak yapılmış resimler, Nazım portreleriyle aynı sergide yer alıyor. Nazım’ın şiirlerinin her başlığının, tek tek bağımsız sergilere ve kitaplara dönüşeceği kolayca hissediliyor.
- “Aşkı için başını, özgürlük için aşkını” feda eden Petöfi resimleriniz için “İstanbul Petöfileri” demiştiniz. Onlardan bazılarını da görüyoruz Petöfi şiirleriyle yan yana...
Macar Kültür Merkezi’nde Macarların ulusal şairi Sándor Petöfi’nin 200. doğum yıldönümü anısına hazırladığınız “Türkiye’de ilk kez” başlığıyla sergilenen Sandor Petöfi’lerden özel bir seçki ikinci kez sergileniyor. İkinci sergisiyle İstanbul’un Petöfileri olma yolunda bu koleksiyon... Söylediğiniz gibi resimlerin yanlarında Petöfi’nin şiirleri var. Petöfi’yi yeni okurlar tanımış oldu.
- Daha önce aralıksız Nazım Hikmet ve Aşık Veysel sergileri açmıştınız. Sonra Petöfi geldi, en son olarak Yaşar Kemal’ in ilk sergisini yaptınız bu yıl. Aralarında nasıl bir bağ kurarak bu sergiyi oluşturdunuz.
Halk kültürünün, halkın en güzel çocukları. Petöfi özgürlüğün gençliği, Nazım Petöfi şiirini biliyor. Yaşar Kemal’i tanıyor. Veysel ve Yaşar Kemal aynı bozkırın çocukları. Onları bir aile gibi hep birlikte hatırlıyorum ve hep birlikte görüyoruz bu tarihi konakta.
‘TRENLİ RESİM’LERİN HİKÂYESİ
- Galeri Eyüpsultan’a girer girmez Haydar Özay’ın kendine özgü sembolizmi ve benzersiz tekniğiyle öne çıkan resimleri arasında yer alan dev boyutlu ‘Melankoli’ resminizle karşılaşıyoruz. ‘Melankoli’yi görünce ve döner dönmez sergi çıkışına yakın ‘Trenli Resim’ var. Serginizi neden bu sıra dışı iki resimle başlattınız?
Her yaştan, her kuşaktan yeni izleyicilerin bu resimlerime ilgilerini dikkatle izliyorum. Mimar Sinan Üniversitesinde yüksek lisans yaparken deniz manzaralı bir atölyede, tamamen gün ışığında 25 yıl önce yapmıştım ‘Melankoli’yi. ‘Trenli Resim’ yeni tanıştığım insanlara verdiğim Ressam Haydar Özay yazan kartımdaki resimlerden biri. ‘Trenli Resim’lerin ilkini 1996’daki mezuniyetimde sergilemiştim. Ressam Neşe Erdok ve Devrim Erbil resmin ilk versiyonunu görenlerden. Sergideki Trenli Resim’in bambaşka bir hali, şimdilik yeni denemelerimden önceki son hali. Resim yapma serüvenimin ilk dönemlerinden birine dönüyorum. Ve 20 Mayıs’a yaklaşana kadar son dokunuşlarını yaptığım resimlerle beraberler.
Bu yıllarda yaptığım resimlerim, Trenli Resim olsun, Melankoli olsun, başkaları da var, kökleri hep bende yaşayan, bin yıllık zeytin ağaçları gibi canlı ve üretken gelir bana. Resimlerime imza atmıyorum. Başlangıcı neredeyse çeyrek yüzyılı aşan ve günümüze kadar ulaşan bir üslup sürekliliğini ve bütünlüğünü gösteriyor bu çok özel sergi.
- Sanatın karşılaştığı olumsuzluklar ressam olmak sizi umutsuz kılıyor mu?
Hep birlikte zorlukların, karamsarlıkların içindeyken, sanat ve sanatçı için büyük imkanlar seziyor ve görüyorum. Böyle dönemler gerçek sanatın ve sanatçıların değerini de artırır. Çalışma gücü bir inanç gibi. İyimser ve güçlü yapıyor insanı.

