Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 16°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hazır giyimciler üretime acil destek çağrısı yaptı: ‘Sanayiyi kaybetme pahasına neyi kazanıyoruz?’

Son dönemde Türkiye’de sanayisizleşme politikası olduğunu belirten TGSD Müşterek Başkanı Narbay, yüksek faiz sayesinde yabancı yatırımcıya, kendi ülkelerinde 7-8 yılda elde edeceği gelirin sağlandığını ve yurt dışına kaynak aktarıldığını söyledi

Hazır giyimciler üretime acil destek çağrısı yaptı: ‘Sanayiyi kaybetme pahasına neyi kazanıyoruz?’
Soldan sağa Dr. Ümit Özüren, Toygar Narbay, Dr. Fuat Gürlesel

Yeni göreve gelen Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanları Toygar Narbay ve Dr. Ümit Özüren, dün basın mensuplarıyla bir araya gelerek sektörün karşı karşıya olduğu riskler ve fırsatları anlattı. Türkiye’de son dönemde sanayisizleşme politikasının bulunduğunu kaydeden Toygar Narbay, yüksek faiz ile döviz kurunun baskılanması sonucunda da Türkiye’den yurt dışına kaynak aktarımı yapıldığını belirtti.

Döviz kurunu baskılamak amacıyla uygulanan yüksek faizle sanayiye verilen zararın tekrar gözden geçirilmesini istediklerini ifade eden Narbay, “Yabancı yatırımcılar, yüzde 40’ın üzerinde döviz bazlı faiz imkanı ile kendi ülkelerinde 7-8 yılda elde edebileceği kazancı Türkiye’de 1 yılda elde ediyor. Yurt dışına ciddi bir kaynak aktarılmış durumda.” dedi.

Hazır giyimciler üretime acil destek çağrısı yaptı: ‘Sanayiyi kaybetme pahasına neyi kazanıyoruz?’ - Resim : 1

‘SANAYİYİ BIRAKIRSAK KAYBEDERİZ’

Yüksek teknolojili üretimin altında da sanayi habitatı bulunduğunu anımsatan Narbay, şu ifadeleri kullandı:

“Sanayiyi kaybetme pahasına biz neyi kazanıyoruz? Bu sorgulanmalı. Sanayici firmalarımızın ayakta tutulması ve rekabetçiliğe hazırlanması şart. Ülkemizde son dönemde sanayisizleşme gibi bir politika var. Gelişmiş ülkelerin bizden 20-30 yıl önce yaptıkları bir politika. Şimdi sonuçlarını yaşıyorlar. Dediler ki ‘Ucuz üretimimizi Asya’ya taşıyalım. Oradan tedarik edelim. Biz de servis ve hizmetlerle refah içinde yaşayalım.’ Ancak yüce önderimiz Atatürk’ün bir sözü var; ‘Üretmeden refah içinde yaşamaya çalışan toplumlar, önce onurlarını, sonra özgürlüklerini, en son geleceklerini kaybeder.’ Şimdi Avrupa, özgürlük ve bağımsızlıklarını kaybettiğini anladı. Tekrar sanayileşmeye dönmeye çalışıyor. Türkiye de şu an yol ayrımında. Sanayileşmeyi bırakmamamız lazım. Bırakırsak kaybederiz.”

TÜRKİYE’DEKİ KAYIP DÜNYA ORTALAMASINI GEÇTİ

Hazır giyim sektörünün 2024’teki rekabetçilik ve çevre pazarlardaki kayıplarımızla dünyadan ayrıştığını dile getiren TGSD Başkanı Narbay, şöyle devam etti:

“2021 ve 2022 yıllarında merkez bankaları tarafından uygulanan genişletici politikalar sayesinde dünya ticaretinde çok hızlı bir büyüme yaşandı. Bu süreçte hem dünya hem de Türk hazır giyim ihracatı tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. Ancak artan enflasyon ve likiditenin kontrol altına alınması amacıyla merkez bankalarının 2023’te başlattığı faiz artırımları ve likiditenin azaltılması yönündeki daraltıcı politikalar sonucunda, 2023'te dünya hazır giyim ve Türk hazır giyim ihracatı paralel bir şekilde yüzde 9 daraldı. 2024’te ise dünya hazır giyim ihracatında yaşanan yüzde 2'lik daralmaya karşılık, Türk hazır giyim ihracatında yüzde 6,9'luk bir küçülme söz konusu oldu. Bu durum, Türk hazır giyim sektörünün rakiplerinden negatif olarak ayrıştığını gösteriyor.”

SEKTÖRÜN KAYBI 4,6 MİLYAR DOLAR

Sektörün 2024’te ihracatta 3,3 milyar dolar, iç pazara satışlarda da 1,3 milyar dolar olmak üzere toplam 4,6 milyar dolarlık kayıp yaşandığını aktaran Narbay, şu bilgileri verdi:

“1,3 milyar dolarlık ihracat kaybının yüzde 29’u global resesyondan, yüzde 46’sı Rusya, Ukrayna ve İsrail pazarları yani savaş bölgelerindeki kayıptan, yüzde 25’i ise rekabetçiliğimizi kaybetmemizden kaynaklandı. İhracattaki daralmanın yanı sıra 2022 yılında 2,7 milyar dolar olan hazır giyim ithalatı da 2024 yılı sonunda 4 milyar dolar seviyesine yükseldi. Bu durum, uygulanan politikaların ihracatta rekabet gücünü azaltırken ithalatı artırdığını açıkça gösteriyor.”

İSTİHDAMDA 146 BİNLİK DARALMA

Narbay, kayıtlı istihdamda da 146 bin kişilik bir azalma olduğuna dikkat çekerek, “Bu üretim kaybını tekstil sektörü ile birlikte değerlendirdiğimizde, son iki yılda tekstil ve hazır giyim sektörlerinde toplam 290 bin kişilik bir istihdam kaybı yaşandı.” açıklamasını yaptı.

Ham madde fiyatlarının tüm endüstrilerde dünya borsaları tarafından belirlendiğini, dolayısıyla maliyette rekabetçiliğin; işçilik, işletme giderleri, enerji, finansman maliyetleri gibi TL bazlı kalemlerin döviz kuruna çevrimi ile elde edilen döviz bazlı maliyet üzerinden belirlediğini belirten Narbay, “2024’te kilogram başına 15,2 dolara sattığımız bir üründe yükselen üretim ve finansman maliyetlerimiz nedeniyle Asya’daki rakiplerimizden yüzde 61, Kuzey Afrika’dakilerden ise yüzde 46 daha pahalı hale geldik.” sözlerini kullandı.

2022-2024 döneminde meydana gelen maliyet artışlarını sıralayan Narbay, şunları söyledi:

“Kur sepeti yüzde 101, enflasyon yüzde 138, iş gücü maliyetleri ise yüzde 249 oranında arttı. Maliyetlerinin yüzde 60’ı TL’ye bağlı girdilerden oluşan bir endüstrinin, mevcut politikalarla rekabetçi olması mümkün değil. Sektördeki firmalar 2024’te ihracatı sürdürebilmek için sermayelerini eritme pahasına, kâr etmeden hatta zararına satış yaparak üretimlerini devam ettirdi. Yaptığımız diğer bir modellemeye göre 2023’te yıllık vergi öncesi kârı ortalama yüzde 5,6 olan bir firma, 2024’te ihracat rakamını korumuş olsa bile yılı yüzde -5,1 yani zararla tamamladı. OVP’deki parametreler ile yaptığımız analize göre ise aynı firma 2025’i de yine zarar ederek yüzde -4,5 ile tamamlayabilecek. Modelimiz bu yılın ikinci yarısında bir toparlanmayı işaret etse de ilk altı ayda yüzde -7,9 olarak gerçekleşeceğini öngöreceğimiz zarar, ikinci yarıda yüzde -1,3’e gelse de yıl ortalaması yine yüksek olacak.”

Sektörün taleplerini açıkladılar

Üretime desteklerin sağlanması halinde kayıpların telafi edilebileceğini vurgulayan Narbay, sektörün taleplerini şöyle özetledi:

- Döviz kuru enflasyonla paralel hareket etmeli ve gerçek değerine getirilmeli ya da ihracatçılara yaptıkları net ihracatın yüzde 10’u kadar döviz dönüşüm desteği verilmelidir.

- Eriyen işletme sermayeleri, referans faizin yarısı kadar değişken faiz oranıyla ve uzun vadeli kredilerle tamamlanmalı, reeskont kredilerinde faizin tahsilatı dönem sonunda yapılmalıdır.

- Emek yoğun sektörlerdeki KOBİ’lere verilen çalışan başı 2.500 TL destek, ölçek gözetmeksizin tüm firmalara verilmeli. Bölgesel asgari ücret için çalışma yapılmalı ya da asgari ücret için verilen destekler bölgesel gelişmişliğe göre düzenlenmelidir.

- Eximbank kredi destekleri 2018’de olduğu gibi toplam ihracat değerinin yüzde 16’sı seviyesine çıkartılmalı, vadeler uzatılmalı, ihracatçının limitleri KGF ve diğer düzenlemeler ile yükseltilmelidir.

- Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumun sağlanması için sanayicilerin yapacakları GES yatırımlarına ruhsat almalarının önündeki sorunlar çözülmelidir.

- Çevrim içi kanallardan çevre ülkelere satış yapılabilmesi için mikro ihracat ve KDV iade süreçleri kolaylaştırılmalı; gümrükleme, nakliye maliyetlerini düşürecek düzenlemeler yapılmalıdır.

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD)