Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Herkesin görevi ormanı sevmekle değil korumakla başlar!’

Türkiye'de orman yangınlarıyla mücadele daha çok yangını söndürme odaklı. Oysa ilk önce yangının çıkmaması için tedbirler alınmalı ve yangını önleyici stratejilere odaklanılmalı.

‘Herkesin görevi ormanı sevmekle değil korumakla başlar!’
NİLAY ÖZÇETİN

Son günlerin en önemli konusu olan orman yangınlarını; doğa sevdalısı, yıllardır ormanlarımızın gelişmesi için çalışmış, pek çok orman yangınında görev almış, anılarını “Çatlasa Tohum” kitabında toplamış olan Orman Mühendisi Çiğdem Karadağlı Ekinci’yle konuştuk.

- Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde hangi görevlerde bulundunuz?

Beş yıl kadar Aydın Orman İşletme Müdürlüğünde Kadastro Mülkiyet Şefliği yaptım. Bu süre zarfında orman sınırlarının dışına çıkacak sahaların tespit ve değerlendirilmesinde, ormanlar ile ilgili ihtilaflı alanlarda, tapulu alanlardaki ağaç kesim işlemlerinde, orman rejimine alınacak alanların kamulaştırılması işlemlerinin yürütülmesi gibi kadastral konularda çalıştım.

Ankara'da, Harita Genel Komutanlığının, Orman Genel Müdürlüğü için uçaklardan kızıl ötesi ışınlarla çektiği renkli hava fotoğrafları üzerinde, stereoskopik ortamda yaptığım üç boyutlu çalışmalarda, ağaçlı alanlardaki yapraklı ve ibreli ağaç türlerinin ayrımında, ormanlık alanların kapalılık ve çağ sınıflarının tespitinde, ağaçlandırma sahalarının, baltalık, koru, makilik, erozyon ve yanık alanların, orman yolları ve derelerin belirlenmesinde, kayalık, taşlık, ormansız alanlarında orman toprağı belirlenmesinde, mera, bozuk alan, yerleşim yeri, iskân, yanık sahaların tespiti konularında uzmanlaşarak Türkiye ormanlarında belirli periyotlarla yenilen amenajman planları için Amenajman Daire Başkanlığı ile koordineli çalışarak, Harita ve Fotogrametri Müdürlüğünde uzun yıllar görev yaptım. Hava Fotoğrafları Yorumlama Başmühendisliği yaptığım süre esnasında sayıları yüzü aşan mesleğe yeni atanmış orman mühendisini orman hava fotoğrafları yorumlayıcısı olarak yetiştirmek, benim için ormanlar adına yaptığım en kutsal görev oldu.

‘Herkesin görevi ormanı sevmekle değil korumakla başlar!’ - Resim : 1

ORMAN KÖYLÜSÜ NÜFUSU AZALDI

- Orman köylülerinin yangınların önlenmesindeki rolü neydi?

Eskiden, orman köylülerinin ormanlık alanlar üzerinde bir yükümlülüğü ve orman yangınlarının söndürülmesinde bir sorumluluğu vardı. Orman içinden ve ormana 10 km uzaklıkta ikamet eden 18 ve 50 yaşları arasındaki erkekler, yangın ihbarı alır almaz kendine ait araçlar ve ekipmanlarla yangın alanına giderek yangına müdahale etmek zorundaydı. Hatta yangına gitmeyenler hapis cezası ile karşılaşabiliyordu. O yıllarda orman köylüleri yakacak odunlarını Orman İşletme Müdürlüklerinden bedelsiz veya kerestelerini az bir bedelle alabiliyor, ormanla ilgili bir işi, hiçbir ihaleye girmeden belirli bir ücret karşılığı yapabiliyordu.

Ancak, 2012 yılında çıkarılan bir yasayla büyükşehirlerdeki köyler, mahalle statüsüne dönüştürüldü ve orman işçilik faaliyetleri ihale usulü müteahhitlere verildi. Sonuçta orman köylüsü ormana küstürüldü. Ormanı koruyup gözeten, yasalarca ormandan fayda sağlayan, bir miktar gelir elde eden köylüler, özellikle genç nüfus hem başka işlerde çalışabilmek hem çocuklarının daha iyi bir eğitim görebilmesi için kentlere taşındı ve köylerde sadece yaşlı nüfus kaldı. Köyde kalan yaşlıların orman üzerindeki desteği azalınca da 2018 yılında orman köylüsünün orman üzerindeki yükümlülükleri kaldırıldı, böylece orman köylüsü nüfusu azaldı.

Son yangınlardan birinde yardıma koşan bir köylü şunları söylüyor; “Yangında ne hissedilir ki? Acı… Eğer bir ağaç, bir karınca bile kurtarabiliyorsak, tek temennimiz odur. Başka hiçbir şey değil.”

ORMAN MEMURLARI ORMAN KÖYLÜSÜNDEN SEÇİLMELİ

- Yangınların önlenmesinde ve söndürülmesinde yapılan hatalar nelerdir?

Devletin orman köylülerinin yerlerinde kalması için yeni projeler üretmesi, orman köylülerine yeniden yasal haklar vermesi, orman köylerinden göçün engellemesi için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Orman yangınları, -eğer ormana yıldırım düşmemiş ise- insan eliyle çıkmaktadır. İnsanlar aracılığıyla çıkan orman yangınları nedenleri arasında, ormana bitişik ve ormana yakın alanlarda yakılan anızları, sönmeden bırakılan mangal ateşini, ormana atılan izmaritleri, yanmakta olan kibrit çöplerinin rastgele atılmasını, orman içi çöplükleri, enerji nakil hatlarından çıkan kıvılcımları, orman içine atılan ve güneşte yangın çıkarma ihtimali yüksek olan cam materyallerinin yanı sıra kasıt ve sabotajları da sayabiliriz.

Türkiye'de orman yangınlarıyla mücadele daha çok yangını söndürme odaklı. Oysa ilk önce yangının çıkmaması için tedbirler alınmalı ve yangını önleyici stratejilere odaklanılmalı. Örneğin orman kanununda kamu yararına adı altında yapılan ormancılık dışı faaliyetlerde, madenlere, elektrikli nakil hatlarına verilen izinlerde öncelikle orman varlığı ve orman varlığının devamı gözetilmeli.

2003 yılına kadar orman muhafaza memuru orman köylülerinden seçilirdi, böylece hem ormanı bilen, tanıyan ve sevip sahiplenen kişilere emanet edilirdi. Şimdilerde ise unvanı tek bir sertifikayla alınan, orman gönülleri adı altında oluşumlar var. Bu oluşumlar orman yangınlarında ne kadar etkin ne kadar bilinçli hem kendilerini hem ormanı yangından ne kadar koruyabiliyorlar, mutlaka sorgulanmalı ve denetlenmeli. Tekrar orman muhafaza memurlarının, orman köylülerinden seçilmesi ve sayılarının artırılması için gerekli uygulamalar gerçekleştirilmeli.

‘Herkesin görevi ormanı sevmekle değil korumakla başlar!’ - Resim : 2

EĞİTİMLİ VE BİLİNÇLİ YER EKİBİ

Son yıllarda, özellikle bu sene, yangın sayısında artışlar görüyoruz. Artan yangın sayısına göre helikopter, uçak, personel, ekipman sayılarını artırmalıyız. Ormancılıkta çok duyduğumuz bir söz var, “Orman yangını yerde başlar, yerde söndürülür.” Evet, uçak ve helikopterlerle yangının büyümesini engelleyebiliriz ama asıl yangını söndürme ve yangınla mücadele yerde, yangına karşı yapılır.

İşte bu nedenle özellikle eğitimli, bilinçli, yer ekibi sayılarını artırmalıyız. Yer ekibi sayısının az olması ve yangınla mücadeledeki mevcut ekibin yetersiz olması, ekibin uzun süre yangın sahasında kalmasına neden oluyor. Oysa yangınla mücadele eden bir kişi yangın sahasında en fazla 4-5 saat çalışabilir. Bu nedenle yangın personeli sayısı mutlaka artırılmalı, vardiyalı yangınla mücadele sistemi oluşturulmalı. Personel yetersizliğinden dolayı tecrübesiz elemanlar sahaya sürülmemeli.

Alev ve ateşle savaşan, her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalan bu fedakâr ve cefakâr insanlarımıza sık sık molalar verdirilmeli, onları koruyucu ekipmanlar, alev almaz elbiseler, gaz ve toz maskeleriyle donatmalıyız. Ayrıca bu yangın savaşçıları mutlaka ve mutlaka hem teorik hem pratik uygulamalı bir merkezde yangınla mücadele konusunda eğitilmelidir.

Orman yangınlarında en önemli kişi yangın amirleridir. Bu kişi de araziyi çok iyi tanıyan, arazi ve meteoroloji şartlarını yangının ilerleyişiyle bir araya getirerek yangına yön veren orman mühendisidir. Yangına hassas bölgelere daha önce yangınla mücadele etmiş, tecrübeli bölge ve işletme müdürleri atanmalıdır.

Yerleşim yerleri ile orman alanları arasında belli bir mesafe olmalı. Belki uzun vadeli bir çözüm önerisi bu, ama yangına bitişik ya da yangına yakın yerleşim yerlerinden çıkan yangınlar çok fazla sayıda ve bu yıl örneğini çok gördüğümüz gibi yangın tehdidi ile karşı karşıya kalan ya da yanmakta olan yerleşim yerlerine öncelik vermek zorunda kalıyoruz.

- Bir uzman olarak ormanlar hakkında bize önerileriniz nelerdir?

Öncelikle yeşil vatanın sürekliliği ve gelişmesi için halkın, özellikle orman yangınına hassas bölgelerde ikamet eden insanların anaokullarından başlayarak bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor.

Orman sadece ağaç değildir; toprak, su, yaşam, nefes ve gelecektir. Çözüm bizim elimizdedir. Devletiyle, halkıyla, gönüllüsüyle herkesin görevi; ormanı sevmekle değil, korumakla başlar.

Orman yangını