Hz. Muhammed ve Atatürk yüce değerlerimizdir! Hükûmet ve medya Atatürk’e saldırıyı hoşgöremez!
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da konuştu: “Emperyalizm her dönem Hz. Muhammed ve Atatürk’ü hedef aldı. İstiklal Savaşı’nın liderine sövüyorlar. Hükûmet koltuğunda oturanlar tarafsız kalamaz. Kalırlarsa milletin vereceği yanıt vardır.”
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bir dergide çizilen karikatür ve ardından Atatürk’e yapılan saldırıları değerlendirdi. Ulusal Kanal’da yayınlanan Çıkış Yolu programında konuşan Perinçek, “Hz. Muhammed, biz Müslümanların ötesinde insanlığın büyük değeridir.” dedi. Sayın Cumhurbaşkanını ve Hükümet üyelerini Atatürk’ü hedef alan kışkırtıcı söylemlere karşı tavır almaya davet etti.
Perinçek, “Hz. Muhammed'e saygısızlık hiçbirimizin kabul edeceği bir olay değildir ama bu saygısızlığın cevabı yakmak, yıkmak da değildir. Bugün hükümet koltuğunda oturanlar, Atatürk'e sövülmesi karşısında tarafsız kalamazlar. Kalırlarsa onlara milletin vereceği cevap vardır.” dedi.
TÜRKİYE BÜYÜK KARARA GİDİYOR
Perinçek, programda şöyle konuştu:
Türkiye Büyük Karara gidiyor. Bu kararın ekonomi ve millî bütünlük düzleminde iki esası var.
1980 yılında Turgut Özal ile kurulan ‘dünya ekonomisiyle bütünleşiyoruz’ diye özetlenen, Türkiye'yi borçlanma ekonomisine sürükleyen sistem bitti. Ekonominin çıkmazlarına ve halkın yaşantısına baktığımız zaman sistemin bittiği yerdeyiz. Ancak toplum sistemsiz kalmaz. Yeni sistemi kuracak güçler de tarih sahnesine çıkıyor.
ÜRETİM DEVRİMİNİN GÜÇLERİ AYAĞA KALKIYOR
Biraz önce TÜRK-İŞ Genel Başkanımız Sayın Ergün Atalay, telefon etti. TÜRK-İŞ Konfederasyonumuz, kamudaki toplu sözleşmelerle ilgili olarak, işçi sınıfımızı seferber eden bir eylem programını uyguluyor. İşçi sınıfı, tarih sahnesine çıktı. Polonez örneğinde gıda işçileri, Çayırhan enerji işçileri ve maden işçileri, belediye işçilerimizin güçlü eylemlerinden sonra şimdi bütün sınıf tarih yapacak bir yönelişe girmektedir. Çiftçiler tarih sahnesine çıkıyor. Darende esnafı ve İzmir’de Sahlepçioğlu esnafı gibi çeşitli esnaf hareketleri görülüyor. Sanayicimiz, faizciyi besleyen ekonomi programının karşısında. Yeni düzeni kuracak, üreticilerin düzenini kuracak, Üretim Devrimi’ni başaracak toplumsal güçler tarih sahnesinde. Özeti: Türkiye bir karara gidiyor. O kararın güçleri bunlar. O karar, toplumun kararı, milletin kararı, üreticilerin kararı.
DEVLETTE VE MİLLETTE BÜTÜNLEŞME SÜRECİ KESİNLİKLE BAŞARIYA ULAŞACAK
İkinci etken: Bütün Türkiye halkının Türk ve Kürdüyle, Sünni ve Alevisiyle Devlette ve Millette bütünleşmesidir. Abdullah Öcalan, PKK'nın silah bırakma ve kendisini feshetmesini stratejik bir hedefe bağladı, ‘Biz, devletle ve toplumla bütünleşme amacıyla örgütü feshediyoruz ve bu amaçla silahları bırakıyoruz…’ dedi.
MİLLİ DEMOKRATİK DEVRİMİMİZ TAMAMLANACAK
Üretim ekonomisinin kurulması ile Devlette ve Millette bütünleşme, iki yüzyıllık Türk Devriminin programıdır. Millî Devletin bağımsızlığı ve egemenliği Millî Demokratik Devrimimizin kazanımlarıdır. Van'dan, Hakkari'den, Trabzon'dan, Tekirdağ ve Muğla'ya kadar bütün insanlarımız, Türk Milleti’nde kucaklaşıyor, birleşiyor, kaynaşıyor.
Sürece bakarsak, Üretim Devrimi’ne giden Türkiye, millette bütünleşmeye giden Türkiye, devlette bütünleşmeye giden Türkiye var. Bu sürecin karar aşamasına giriyoruz. Adını koyalım, eşiğine geldiğimiz olay, Türk Devrimi’nin; Milli Demokratik Devrimimizin kesin zaferidir. Atatürk Devrimi, Millî Demokratik Devrimin doruğudur. Önümüzdeki birkaç yıl içinde Türkiye, Milli Demokratik Devrimini tamamlayacaktır. Uluslararası koşullarz da elverişlidir.
KARŞI KUVVETLER
Devrimin güçleri ayağa kalkmaktadır ama bir de devrimi bastırmak isteyen kuvvetler var. ABD merkezli kuvvetlerden söz ediyoruz. ABD-İsrail yandaşları, sıcak para komisyoncuları, dolar ve borsa vurguncuları, büyük faizciler, büyük tefeciler, tarikat rantçıları, havadan para kazananlar… Bunların arkasında ABD ve İsrail var. Onlar da sahnede.
O karikatürü çizenlerin yaptıkları iş, bu süreçte bir yere oturuyor. Niyet ne olursa olsun kışkırtma var. Diğer taraftan ‘Kahrolsun Kemalizm’, ‘Kemalizmin köpekleri’ gibi sloganlarla karanlık sokaklara çıkanlar da kışkırtmanın ortağıdırlar. İstiklal Savaşımızın önderine, Türk Devrimi’nin önderine hakaret ediliyor, Türk Milleti’ni ayağa kaldırmış, İngiliz emperyalizmini, Fransız emperyalizmini dize getirmiş İstiklal Savaşı’nın önderine hakaret ediliyor.
HZ MUHAMMED VE İSLAM UYGARLIĞI İNSANLIĞIN BÜYÜK KAZANIMI
Hz. Muhammed bizim peygamberimiz ve yüce değerimiz. İnsanlığın büyük bir değeri. Yalnız bizim peygamberimiz, İslam'ın peygamberi değil, büyük bir devrimci önder. Hz Muhammed’in önderliğinde yedinci yüzyılın başlarında başlayan devrim, Asya ve Afrika coğrafyasını ayağa kaldırdı. Devlet kurdu, devletler kurdu, ticareti özgürleştirdi. Çağın uygarlığını kurdu. Biruniler, El-Harezmiler, Farabiler, İbni Sinalar, Ebubekir Raziler, Firdevsiler, Kaşgarlı Mahmutlar, Nizamülmülkler, çağın büyük alimleri. Geometri, kimya, tıb, matematik, cebir, algoritma onların eseri. Bizim Türkiyemizin İslamcılığı şiddete indirgeyen ve Ortaçağ muhafızlığına soyunan sözde İslamcıları, bu uygarlığın mirasçıları değil, yıkıcılarıdır.
EMPERYALİZM MUSTAFA KEMAL’E DÜN DE DÜŞMANDI BUGÜN DE DÜŞMAN
Hz. Muhammed ve Mustafa Kemal Atatürk, tarih boyunca kimler tarafından hedef alındı? Emperyalizm tarafından. İngiliz emperyalizmi, Fransız emperyalizmi, Amerikan emperyalizmi. Onlar, Mustafa Kemal’in dün de düşmanıydılar, bugün de düşmanıdırlar. CIA Ajanı Paul Henze “Kemalizmin sonu geldi” fetvaları veriyordu. FETÖ Gladyosu o fetvaların uygulayıcısıydı.
Atatürk'e sövenler sayanlar, 1920'lerin 1919'ların o mütareke basınında da vardı. Mustafa Kemal’in İstiklal Savaşına karşı “Şeriatçılık” sloganlarıyla 21 isyan kışkırttılar.
FİLİSTİN-İSRAİL SAVAŞINDA VE İRAN-İSRAİL SAVAŞINDA NEREDELERDİ
İran-İsrail savaşında o Atatürk'e sövenleri görmedik. Filistin savaşında HAMAS'ı suçladılar, Filistinlileri suçladılar. Sünni-Alevi, Sünni-Şii kamplaşmaları kışkırttılar. ABD-İsrail planları içerisinde İslam'ı bölmeye çalıştılar. Tarikat kavgalarının temsilcisi bunlardır. Bunlar, Senin camin, benim camim diye tarikat camileriyle camileri bölüyor, İslam'ı bölüyorlar.
ATATÜRK OLMASA HANGİ SANDALYEDE OTURACAKTINIZ
Peki İstiklal Savaşımızın önderine, Cumhuriyetimizin kurucusuna, Meclisimizin kurucusuna, bizi Ortaçağ’dan kurtaran büyük devrimin önderine Mustafa Kemal'e yapılan hakaretler yanıtsız mı kalacak?
Kim kurdu o Türkiye Cumhuriyeti'ni? İstiklal Savaşı olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olur muydu? İktidar sahiplerine soruyorum: Mustafa Kemal Atatürk'ün önderlik ettiği o Milli Devrim olmasa, siz hangi sandalyede oturacaktınız?
Atatürk Devrimine yapılan saldırılar karşısında susanlar, bu devleti, bu milleti inkar ediyorlar. İsrail'in yanına düşüyorlar. ABD’nin yanına düşüyorlar. Türkiye'de bu kışkırtmaları yapan, doğrudan doğruya ABD ve İsrail. Türk Milleti içerisinde bölünme olsun istiyorlar. Türk Milleti’nin değerlerini birbirinin karşısına koyarak halkı bölmek peşindeler.
Hiç kimse İslamın yüce değerlerini Madımak’ta benzin dökmenin, Kahramanmaraş'ta 111 vatandaşımızı katletmenin, Erzincan ve Çorum katliamlarını tertiplemenin, Gladyo'nun, FETÖ'nün halklı gösterilmesi amacıyla kullanamaz.
Şurada birleşelim. Hz. Muhammed'e saygısızlık hiçbirimizin kabul edeceği bir olay değildir ama bu saygısızlığın cevabı yakmak, yıkmak da değildir. Devlet olarak, yaptırımlar uygulanırken de hukuk çerçevesi içinde olmak zorundayız. Hukuk devleti budur.
CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMETE ÇAĞRI
Bugün hükümet koltuğunda oturanlar ve Milliyetçi Hareket Partisi, Atatürk'e sövülmesi, sayılması karşısında tarafsız kalamazlar. Türkiye'de hiç kimse Atatürk Devrimine, bu Cumhuriylete, bu vatana karşı açılan savaşyta tarafsız kalamaz.
İstiklal Savaşı'na karşı çıkan İslamcılık olmaz.
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Beyoğlu'nda ‘Kemalist köpekler’ diyerek Atatürk'e karşı saygısız tavırları mahkûm etmeliler. Atatürk'e saygısızlığı mahkûm etmek Türkiye’yi yönetenlerin bir görevi ve sorumluluğudur.
Bu milleti bugün Atatürk'ten daha kuvetli birleştirebilecek bir tarihsel birikim var mı? Bir İstiklal Savaşı vermişiz. Bu millet onun etrafında toplanmış, onunla birlikte ölüme gitmiş. İstiklal Savaşı'nda Atatürk ‘ya istiklal ya ölüm’ demiş. Türkiye'nin insanları, çiftçisi, emekçisi, halkı, aydını, askeri subayı, Atatürk'ün emriyle ölüme gitmiş ve o savaşı vermiş. Buna sahip çıkmayanlar Türkiye'yi yönetemez. Türkiye'yi birleştiremez. Terörü de temizleyemez. Amerika'ya da direnemez, İsrail'e de direnemez.

