İranlı sanatçı Ahad Saadi Ulusal Kanal’a konuk oldu! ‘İran’daki ağaçlar ABD’den daha eski’

Ulusal Kanal ekranlarında canlı olarak yayınlanan Zafer Bilgin’in hazırlayıp sunduğu Sanat Hayatı programına İranlı sanatçı Ahad Saadi konuk oldu. Azarnegari sanatçısı Saadi, programda özellikle İranlı sanatçıların emperyalizme karşı aldığı tavrı, aydın ve sanatçıların sorumluluklarını anlattı.

‘BİZ HİÇBİR ZORBALIĞI KALDIRMAYIZ’

- Ahad Saadi, ne oluyor? Neler hissediyorsun?

Kültürle birlikte siyaseti ve güncel gelişmeleri konuşmak biraz farklı ancak bunlar aslında iç içe. Benim son çalışmamın sloganı ve teması da barış için savaştı. 4200 saat emek verdiğim bir çalışma. Dünya çapında pek çok ülke sinsice, acımadan maddi değerler uğruna insanları katlediyorlar ve yok etmek istiyorlar.

Bir İranlı olarak söylüyorum, İran halkı hiçbir zaman korkmaz. Biz hiçbir zorbalığı kaldırmayız. İran İmparatorluğu her zaman en büyük saldırıları göğüslemiştir.

- Siz İran’ın da kabul ettiği Azarnegari sanatçısısınız. İran’ın anlayışını ne ölçüde yansıtıyor bu sanat?

İran’ın şu anki duruşu icra ettiğim Azarnegari sanatıyla iç içedir, daha fazla anlıyorum. Fizik açısından düşünüldüğünde ateş ve ipek bir yakımdır. Ama hiç öyle değil. Bana göre ateşle kumaşın büyülü bir dansı. İran da böyle. Darbe aldığında, zarar gördüğünde daha da güçleniyor. Ama Batı, İran’ın gücünü, genlerini, halkını bilmiyor.

‘BİZİM KÜLTÜRÜMÜZ İÇ İÇE’

- Emperyalizmin saldırıları bizi güçlendiriyor diyorsunuz.

Emperyalizm kelimesini kullanmayı tercih etmiyorum. Çünkü o zaman onlara güç atfetmiş oluyorsunuz. Bunlar bir zorbalık yapıyorlar ama bu zorbalığa da bir yanıt olacak. Tarihin çözeceğine inanıyorum. Belki iktidarlar, belki nesiller bunu görmezler ama İran İmparatorluğu’nu düşündüğümüzde binlerce yıl söz konusu.

Elbette fedakârlıklar yapılacak. 70,80,100 sene yaşamak mutlu yaşamak anlamına gelmiyor. Önemli olan gelecek nesillere bıraktıklarımız ve onlar için yaptıklarımızdır.

- Türkiye ve İran… Ne söylemek istersiniz?

Bizim kültürümüz iç içe. Türk vatandaşlarımız benim konuşmamı rahatça anlayabiliyorlar. Bu komşuluğun ötesinde bir ilişkiye sahip olduğumuzu gösteriyor. Kültürümüz, düşüncelerimiz, menfaatlerimiz iç içe.

‘İSTER B2 İLE GELSİNLER İSTERLERSE B22 İLE’

- Batı’yla ilişkiler nasıl olmalı?

Batı’ya karşı mesafe koymalıyız. İktidarlar istese bile halk Batı’yla uzlaşmayı kabul etmemeli. İran medyasında, Türk medyasında Trump’ın konuşmasının referans gösterilmesine şaşırıyorum. Onlar birazcık bizi övdüğü zaman mutlu oluyoruz. O kim ki?

Türkiye de İran da hep var olacaklar. Geri kalan hepsi çim gibidir, sis gibidir. Güneş her zaman var, toprak her zaman var. Biz güneş ve toprak gibiyiz. Onlar ise sis gibi. Bunu hem Türkiye’yi hem de İran’ı tanıdığım için söylüyorum. İran’da bazı ağaçlar ABD’nin kuruluşundan daha eski. İster B2 ile gelsinler ister B22, isterse BO ile gelsinler. Hiç önemli değil.

- İran’da birlik havası nasıl? Saldırıya karşı yapılan yürüyüşleri görüyoruz.

İran’da Yahudi de Hristiyan da yaşıyor. Hatta yürüyüşlerde onlar da ABD ve İsrail aleyhine slogan atıyor. İran’ın diğer dinlere saygısı var. Siyonizm başka bir şey. Türklerle İranlılar arasında mesafe yok gibi bir şey.

‘BİRİ GİDERKEN 40 KİŞİ ARKASINDAN YETİŞİYOR’

- ABD ve İsrail çeşitli suikastler düzenledi. Bu İran’ı ne derece etkiledi?

Bir de şunu söyleyebilirim: ABD ve İsrail’in maskesi düştü. Dünyada insanları demokrasiyle kandırıyorlar. Ancak biz hâlâ Batı’ya göre ikinci, üçüncü vatandaşız. İran’da bir lideri vurduğunuzda o hükümet düşmez. Çünkü bizde bilgi ve tecrübe paylaşımı var. Birisi giderse arkasından 40 kişi daha yetişiyor.

- Sanatçının siyasal ve toplumsal meselelerde duruşu ne olmalı?

İlk olarak sanatçı halktan biraz farklı. Elinde sanatı var. Sanatçı, bu tür meselelerini daha çok kişiliğiyle anlatmalı. Sanatçı içinden gelen duygu ve düşünceyi aktarmalı. Hakiki sanatçı olabilmek için köklerine, toprağına bağlı kalmak gerekir.

Bir de tabi sanatçının insanlar üzerinde etkisi var. Bu anlamda bir sorumluluk da taşıyor. Sanatçı olumlu etki de yaratabilir, ümit de verebilir buna karşın olumsuzluk, ümitsizlik de yayabilir. Bu anlamda sanatçının sorumluluğu çok büyük.