Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İsrail'in Kıbrıs’a yerleşme çabaları

Son zamanlarda, giderek artan sayıda haber kuruluşu ve uzman, Türkiye'nin güvenliği için stratejik bir bölge olan Kıbrıs'taki artan İsrail etkisinden endişe duyduklarını dile getirmektedir.

İsrail'in Kıbrıs’a yerleşme çabaları
A+ A-
Şenol Aktemir

Polemik Haber, 11 Ağustos 2025'te, İsrail'in Doğu Akdeniz'de, özellikle de Güney Kıbrıs Rum Kesimi sınırları içinde genişleyen varlığının, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ve Suriye'nin ulusal güvenliği ile bölgenin genel istikrarı için önemli bir tehdit oluşturduğu konusunda uyarıda bulunan bir makale yayınladı.

İsrail'in Kıbrıs’a yerleşme çabaları - Resim : 1
Bölgedeki İsrail Askeri Varlığının Genişlemesi

İsrail'in bölgedeki askeri genişlemesi, Suriye'deki Esad rejiminin çöküşüyle aynı zamana denk gelen Aralık 2024'te başladı ve bu durum Türkiye'nin bölgedeki nüfuzunu önemli ölçüde etkiledi. Türkiye ile gelecekte yaşanabilecek gerginlikleri öngören İsrail, hava savunma sistemlerini Güney Kıbrıs topraklarına konuşlandırdı. Özellikle, buraya kurulan Barak MX karadan havaya füze sistemleri, KKTC'nin tamamının yanı sıra Suriye'nin kıyı bölgeleri ve Türkiye'nin güneyini de kapsayabiliyor. Bu sistemlerin operasyonel menzili, onları Türkiye'nin İskenderun'daki deniz üssüne tehlikeli bir yakınlığa yerleştiriyor. Kıbrıs'ın dağlık arazisi göz önüne alındığında, bu tür sistemlerin daha yüksek rakımlara yerleştirilmesi, menzillerini daha da genişletebilir.

Güney Kıbrıs Yönetimi'nin İsrail'in bölgedeki en yakın müttefiklerinden biri olduğu düşünüldüğünde, adadaki İsrail askeri altyapısının genişlemesi muhtemeldir. Polemik Haber'in konuştuğu askeri uzmanlara göre, kısa vadede Kıbrıs Ulusal Muhafızları'nın yüzde 70'ine kadarı İsrail askeri teçhizatıyla donatılabilir.

Kıbrıs Sorunu Üzerindeki Potansiyel Etki

İsrail'in Kıbrıs'taki konumunun güçlenmesi, uzun süredir devam eden Kıbrıs sorununu daha da kötüleştirebilir. Bu anlaşmazlık, bağımsızlık sonrası yönetimin Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasında paylaşılmasının amaçlandığı 1960'lar ve 1970'lere dayanmaktadır. Ancak, 1963'te toplumlararası şiddet patlak vermiş ve Kıbrıslı Türkler fiilen iktidardan uzaklaştırılmış ve zulme maruz bırakılmıştır. Kriz, Kıbrıs'ı Yunanistan ile birleştirmeyi amaçlayan bir darbenin ardından 1974'te zirveye ulaşmıştır. Bunun üzerine Türkiye, Kıbrıs Türk halkını korumak için askeri bir harekât başlatmıştır. 1983'te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiş, ancak bu cumhuriyet uluslararası alanda yalnızca Türkiye tarafından tanınmaktadır.

Kıbrıs sorunu son yıllarda büyük ölçüde gündemden düşmüş olsa da, güneydeki askeri yığınak, artan Türkiye-İsrail gerginliği, Türkiye'deki ekonomik zorluklar ve ABD'nin İsrail'e verdiği sarsılmaz destek, çatışmayı yeniden alevlendirebilir. Hem Yunanistan hem de İsrail tarafından desteklenen bir Güney Kıbrıs Yönetimi, tarihi anlaşmazlıkta kendini yeniden öne çıkarmaya çalışabilir. Sonuç olarak, bugün İsrail hava savunma sistemlerinin genişletilmesi, yarın Türkiye'ye, Ankara’nın görmezden gelemeyeceği, yeni bir stratejik cephe sunabilir.

Suriye ve Bölgesel İstikrar Üzerindeki Etkisi

Diğer bir cephede, İsrail'in genişleyen bölgesel nüfuzu, Suriye'nin devam eden siyasi krizini daha da istikrarsızlaştırma tehdidinde bulunuyor. Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'nın sekiz aylık geçiş dönemine rağmen, sistemli çözümler henüz hayata geçirilemedi. Türkiye stratejik odağını KKTC'ye kaydırırsa, diğer cephelerdeki konumunu zayıflatabilir; bu da Şam'ı ciddi şekilde tehlikeye atabilecek bir senaryodur. Böyle bir durumda Tel Aviv, el-Şara hükümetine baskıyı artırabilir, daha fazla iç huzursuzluğa yol açabilir veya daha uyumlu bir rejim kurmak amacıyla daha önce Gazze veya Lübnan'da gerçekleştirilen operasyonlara benzer şekilde doğrudan bir askeri müdahaleyi düşünebilir.

Artan İsrail Etkisine Yanıt

Bu gelişmeler ışığında, önde gelen bir askeri analist, Ankara'nın Doğu Akdeniz'de İsrail'in büyüyen askeri altyapısını yakından izlemesi gerektiğini vurguladı. BM, AGİT ve diğer uluslararası mekanizmalar aracılığıyla Güney Kıbrıs Yönetimi'ne yönelik koordineli bir diplomatik müdahalenin gerekliliğini vurguladı. Türkiye ayrıca ulusal tutumunu açıkça ortaya koymalı; mevcut durumun ulusal güvenliğe doğrudan bir tehdit oluşturduğunu ve Ankara'nın buna yanıt olarak sert ekonomik ve askeri-politik önlemler uygulama hakkını saklı tuttuğunu belirtmelidir.

Sonuç olarak, İsrail'in Doğu Akdeniz'de ve özellikle Kıbrıs'ta artan askeri varlığı, bölgesel güç dengesini İsrail lehine değiştirmeyi amaçlıyor gibi görünüyor. Bu strateji, Türkiye'yi, KKTC'yi ve Suriye'yi doğrudan tehdit ediyor. 18-19 Temmuz tarihlerinde düzenlenen “Doğu Akdeniz-Karadeniz Konferansı 2025”, İsrail'i Batı'nın emperyalist ekseninin bölgedeki merkezi olarak belirlemiş ve bu sonuç, zirvenin sonuç bildirgesine de yansımıştır.

İsrail