Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Kadınların Amerika ve İsrail zulmüne ortak güçlü bir ses çıkarması gerekiyor’

‘Asya’dan Güney Amerika’ya, Afrika’ya kadar çok sayıda emperyalizme başkaldırmış ve bu uğurda mücadele eden devlet, millet var. Bunun sonunda, emperyalizm illa ki mahv ve perişan olacaktır’

‘Kadınların Amerika ve İsrail zulmüne ortak güçlü bir ses çıkarması gerekiyor’
GÖNÜL GÜÇLÜ YURTÇİÇEK

Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bugüne kadar Gazze’ye, Filistinlilere, Lübnan’a, Suriye’ye, İran’a yaptığı kanlı saldırılar karşısında bir çağrı yaparak dünya antiemperyalist kadın kamuoyuna seslenmişti. CKD’nin 18 Temmuz 2025 tarihinde yaptığı bu çağrısına birçok ülkeden yanıtlar verilmeye başladı. CKD Genel Başkanı Sayın Tülin Oygür’ü, Ankara’da dernek merkezinde ziyaret ederek hem bu tarihi çağrının içeriğini hem de İsrail’in saldırgan ve yayılmacı kanlı müdahalelerine karşı ortak mücadeleyi konuştuk.

ULUS DEVLETLERE SALDIRI

- Sayın Hocam, Filistin merkezli bölgede yaşananları nasıl değerlendirirsiniz?

İnsanlık, emperyalizmle boğaz boğaza gelmiş durumda. Emperyalizme karşı insanlık cephesinin kıran kırana mücadele verdiği yerlerden birisi de Batı Asya bölgesi. Aslında burada emperyalizmin mazlum milletleri, ulus devletleri yıkıma uğratma hedeflerini canlı olarak yaşıyoruz. Böyle bir coğrafyadayız. Türkiye ve Batı Asya ülkeleri büyük bir azimle, büyük bir ısrarla emperyalizmin sonunu getiriyorlar esasen.

Bugün bölgemizde bir dram izliyoruz ama buna böyle bakmaktan ziyade, emperyalizme karşı çok ciddi bir savaş verildiği gerçeği ile bakmak daha doğru. Çünkü önümüzdeki dönemi işin asıl bu tarafı niteliyor. Buradan emperyalist ABD ve siyonist İsrail’in emellerine ulaşamadığı yeni bir çağa doğru, yeni bir uygarlığa doğru müjdeler çıkacak. Biz şu anda bu müjdenin, insanlık yararına gelişmenin süreci içerisindeyiz. Emperyalizm burada siyonist İsrail’in güçlenmesini ve kendisinin maşası olarak bu değerli dünya bölgesinde, kıymetli bölgede, en güçlü yapı olmasını hedefliyor. Bütün yaşadıklarımız tamamen bununla ilgili.

‘Kadınların Amerika ve İsrail zulmüne ortak güçlü bir ses çıkarması gerekiyor’ - Resim : 1

KADININ YARATICI ROLÜ

- Bölgemiz ve dünyadaki antiemperyalist kadın örgütlerine mektup yazarak çağrı yaptınız. Çağrıyı neden yaptınız, karşılığında neler bekliyorsunuz?

Emperyalizmin 200 yıllık zulmü insanlığın kaldıramayacağı ve artık yeter dediği noktaya geldi. Yani biz şu anda belki daha ağırlıklı olarak bölgemizi konuşuyorsak da antiemperyalist mücadele dünyanın birçok bölgesinde devam ediyor.

Asya’dan Güney Amerika’ya, Afrika’ya kadar çok sayıda emperyalizme başkaldırmış ve bu uğurda mücadele eden devletler, milletler var. Bunun sonunda, Atatürk’ün söylediği gibi emperyalizm illa ki mahv ve perişan olacaktır. Hiç bunun başka bir şeklini düşünmeye imkân yoktur.

Bu girizgâhı şunun için yaptım: Antiemperyalist mücadelenin birçok yürütücüsünün kadın örgütleri olduğunu biliyoruz. Biz başlangıç olarak, bu kadınlara ulaşmak için çağrımızı daha ziyade siyasi partilerde örgütlenmiş kadınlara yapmayı tercih ettik. Siyasi partiler tabiî ki daha organizedir. Ulaşmak ve irtibat kurmak biraz daha kolay olabilir. Bu bakımdan antiemperyalist mücadeleyi merkezine almış siyasi partilerin kadın örgütlerine mektubumuzu ulaştırmış durumdayız. Bunu neden yapıyoruz? Olaya kadın olarak bakıyoruz.

Mektupta da değindiğimiz gibi kadının insanoğlu içerisinde yaratıcı bir yönü vardır. Yaratma ve doğurma gibi bir özelliği var. Kadın demek, adeta doğamız gereği yok etmek değil de yaşatmak, var etmek demek. Bu bakımdan kadınların örgütlenerek Amerika ve İsrail zulmüne karşı ortak güçlü bir ses çıkarmasının ayrı bir anlamı olacağını düşünüyoruz. Emperyalist tehlikeyi gören, bununla mücadele eden dünya kadınları İsrail’e karşı çıksın istedik. Bunu tarihe not düşmek istiyoruz. Çağrıyı birçok ülkenin ilerici ve antiemperyalist siyasi partilerin kadın örgütlerine yaptık. Bu arada Lübnan Hizbullah’ı ve Yemen Ensarullah’ı ile de temas kurmaya çalışıyoruz. Tabi o bölge çok sıcak, onlara da bu çağrıyı mutlaka bir şekilde ileteceğiz. İran’da, Irak’ta ve Lübnan’da da aynı şekilde kadın örgütleriyle veya siyasi partilerle temas yollarını arıyoruz, onlara da bu mektubu ulaştıracağız.

NATO’DAN ÇIKMAK ZORUNDAYIZ

- Türkiye 1952 yılından itibaren NATO üyesi. Türkiye’nin NATO üyeliği konusundaki görüşleriniz nelerdir?

Biz bunu CKD olarak defalarca ve her vesile ile ifade ettik ve etmeye devam edeceğiz. Ta ki Türkiye NATO’dan çıkana kadar. NATO emperyalizmin uç ve silahlı örgütüdür. Türkiye’nin NATO’da olması kadar, Türkiye aleyhine, üretime geçmemiz ve ilerlememiz aleyhine başka pek az olay vardır. Türkiye mutlaka NATO’dan çıkmak zorunda. NATO’yu bir zamanlar Türkiye’de maalesef çok yoğun yapılan antikomünist mücadele içinde önemli bir örgüt, bir yapı, önemli bir dayanak gibi gösterdiler. Zaten bunun, bu bakışın Türkiye’ye verdiği zararı biliyoruz.

Sonuçta, NATO geldi Gladyo’suyla içimize girdi. Her ülkede yaptığı gibi bizde de aynısı oldu ve Türkiye’yi karşı devrimin rayına getirip oturttu. Aslında Türkiye’de birçok şey değişti, doğru yönelimler de var, hiç yok değil. Ama siz NATO ile beraberseniz, NATO’nun güvenlik ağında biz de olmak istiyoruz derseniz, işte Karadeniz’de veya Avrupa’da NATO’nun güçlenmesine varız, derseniz... O zaman sizin uygarlığın yeni merkezi olarak gözüken Asya’da ve Avrasya’da güvenirliğiniz hiçbir zaman olmayacaktır ve siz arada sıkışıp kalacaksınız.

Bu bakımdan, bu konuda Türkiye cesur olmalı ve NATO’dan çıkmalıdır. Açıkçası, Türkiye’de NATO’dan çıkıyoruz diyen bir iktidar görmek istiyoruz. Bu, Türkiye’nin bağımsızlığı için anahtar bir konu diyebilirim. NATO’dan çıkacağız, bağımsızlaşacağız, kendi ekonomik sistemimizi kuracağız, büyük bir üretim atılımına geçeceğiz. Üretim ve istihdamı dev adımlarla artıracağız. Bölgelerarası bütün eşitsizlikleri kaldıracağız. İşte biz o zaman, Mustafa Kemal’in tam bağımsız, aydınlık Türkiye’si olacağız. Başlangıç adımını NATO’dan çıkmak olarak görüyorum.

ÖNEMLİ BİR BAŞLANGIÇ

- Öcalan’ın çağrısı ile PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’nin yakın tarihindeki önemli olaylardan birisidir. Öcalan’ın bir tarihsel değerlendirme yapıp PKK’ya kendini fesh etmesi ve silahları bırakması gerektiğini söylemesi, hakikaten yakın tarihimizin önemli bir başlangıç olayıdır.

Bu süreç ülkemiz için son derece değerlidir. Bu sürece milletçe katkı vermemiz lazım ve bunu siyasi partilerin üzerinde bir konu olarak ele almamız lazım. Tabii ki sınırlarımızın dışındaki komşu ülkelerde, silahlı PKK unsurlarının da silah bırakması gerekiyor, bu şarttır. Bunun kırmızı çizgimiz olduğunu söyledik. Şimdi ülkemiz, devletimiz bunun çalışması içinde. Bizim için, Suriye’nin tek, bütün bir ulus devlet olması son derece önem taşıyor. Türkiye buradan taviz vermez. Biz bu konuda, Türk milletine de, Türk güvenlik güçlerine de, Türkiye’nin bütün devlet yapısına da, devlet organlarına da, iktidara da güveniyoruz.

- Teşekkür ediyoruz.

‘Kadınların Amerika ve İsrail zulmüne ortak güçlü bir ses çıkarması gerekiyor’ - Resim : 2

CKD’den kadın örgütlerine mektup: İnsanlık ölürse, insan artık insan değildir

Sizi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerine sadakatle bağlı kadınlar olarak sevgi ve saygılarımızla selamlıyoruz.

1997 yılında kurulan Derneğimiz, Atatürk’ün geleceğe yönelik “Emperyalizm mahv ve perişan olacaktır.” görüşü doğrultusunda emperyalist hegemonyaya karşı toplumsal zeminde mücadele etmektedir.

Size, emperyalizmin mazlum milletleri yıkıma uğratma hedefinin en canlı yaşandığı coğrafik bir bölgeden, Batı Asya’dan (Türkiye ve Orta Doğu) sesleniyoruz. Emperyalist ABD ve güdümündeki Siyonist İsrail’in, bölge ülkelerini parçalama, sınırları yeniden çizme ve mazlum Filistin halkını yok etme planları bölgemizi ateşe vermiştir.

İnsanlık değerlerinin Filistin’de yarısından fazlası kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere 60 bine yakın Filistinlinin ölümüyle yüzleşmesinin zamanı geldi geçiyor.

Holokost’ta yok olan Yahudilerin külleri üzerine yaratılan İsrail, şimdi Siyonist emelleri için Filistin halkına soykırım uyguluyor. Açık açık “Evet, Filistinli çocukları öldürüyoruz” diyebiliyor! Günlük hayatın bir parçası haline gelen bu vahşetle insanlığımız sınanıyor.

Birleşmiş Milletler ya da Uluslararası Adalet Divanı ne söylerse söylesin, insanlık dışı bu savaş devam ediyor, katliam devam ediyor, açlık devam ediyor.

Dünyanın birçok yerinde insani ve ahlaki değerleri savunan akademisyenlerin, öğrencilerin, hekimlerin, gazetecilerin, meslek örgütlerinin “Gazze’de Soykırımı Durdurun!” diye haykırdığı bir noktada, doğamız gereği yok etmeyi değil, var etme ahlakını temsil eden biz kadınların da güçlü bir ses vermesi gerekiyor.

Bu; her yaşta, her ırkta biz kadınlar için, insanlık değerlerinin önünü açmak üzere yerine getirilmesi zorunlu, tarihi bir görevdir.

Bu noktada Türkiye’de örgütlenmiş geniş tabanlı ve bağımsız bir kadın örgütü olarak, tüm dünya kadınlarına bu katliamı durdurmak üzere sizlerle birlikte bir çağrı yapmak istiyoruz.

Sloganımız: “İnsanlık ölürse, insan artık insan değildir”

Yüksek ahlaki değerlerin temsilcisi olan siz kadınlarımızın çalışmamıza katkı sunmak üzere çağrımıza ses vermenizi; yazılı bir metin ve sesli bir kısa video kaydı ile görüşlerinizi tarafımıza iletmenizi saygıyla rica ederiz.

‘Kadınların Amerika ve İsrail zulmüne ortak güçlü bir ses çıkarması gerekiyor’ - Resim : 3

Çağrı metni

Cumhuriyet Kadınları Derneği olarak, Filistin’de süren katliamlara karşı uluslararası kadın dayanışmasını büyütmek üzere çağrımızı yapıyoruz. Emperyalizme ve siyonizme karşı mücadele eden tüm kadın örgütlerini, İsrail’in saldırganlığına karşı birlikte durmaya, birlikte örgütlenmeye davet ediyoruz.

ABD, Rusya, Belarus, Romanya, Sırbistan, Yunanistan, Venezuela ve Arjantin’deki ilerici ve antiemperyalist kadın örgütlerine çağrı mektuplarımızı iletiyoruz. Lübnan Hizbullah’ı ve Yemen Ensarullah’ı ile temas kurarak, bu çağrıyı daha da genişletiyoruz. Yazılı yanıtlar ve dayanışma mesajları bekliyoruz.

Biz kadınlar, yaşamı ve insanlığı savunuyoruz. Yok etmeye değil, var etmeye inanıyoruz. Bu nedenle Filistin halkının maruz kaldığı vahşet karşısında sessiz kalamayız. Kadın kimliğimizle, insanlığın yanında, emperyalizmin karşısında yer alıyoruz.

İsrail yalnızca Filistin’i değil, tüm bölgeyi parçalamaya ve istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen sözde Kürdistan, gerçekte ikinci bir İsrail projesidir. Bu tehdit, sadece komşu halklara değil, doğrudan Türkiye’nin güvenliğine ve bütünlüğüne yöneliktir. Bu sürecin karşısında, Türkiye’nin milli ve devrimci kadın hareketi olarak biz duruyoruz.

Bu nedenle, dünya kadınlarını, kadın emeğini ve direncini birleştirmeye çağırıyoruz. İsrail’in soykırım politikalarına karşı kadın cephesini hep birlikte kuralım. Kadınların birleşik gücü, emperyalizmi de, işgali de durdurur.

Bu çağrıyı Türkiye’den yükseltiyoruz. Görev biliyoruz.

Dayanışmayla, mücadeleyle, kararlılıkla...

CKD