Kent Bilimci İnşaat Y. Müh. Hüseyin Aksu: Kentleri korumak için nüfusu dağıtalım
Hava saldırılarında stratejik askeri ve özel tesislerin öncelikli hedef olduğunu söyleyen Aksu, bunların aynı noktaya yığılmaması gerektiğini belirtti. İstanbul’u örnek gösteren Aksu, buradaki nüfusun ve tesislerin güvenlik için Anadolu’ya yayılmasını önerdi.
İran- İsrail Savaşından sonra sığınak konusu gündeme geldi. Son haberlere göre 81 ilin tamamında modern sığınak inşa edilmesi için çalışmaların başladığı ve sığınakların TOKİ tarafından yapılacağı öne sürüldü. Bu iddialar, olası savaş, afet veya nükleer tehdit durumlarında vatandaşların güvenliği açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Olası bir savaş durumunda Türkiye’de kentler sığınak konusunda ne durumda. Otoparkların bile yeterli olmadığı şehirlerimizde bir hava saldırısında yeterli sığınak var mı? Ya da buralar insanları günlerce barındırabilecek nitelikte mi?
Şehirlerimiz tehditlere nasıl hazırlanması gerekiğini Kent Bilimci İnşaat Yüksek Mühendisi Hüseyin Aksu’ya sorduk. Aksu, olası savaş durumunda stratejik noktaların korunmasına dikkat çekiyor, önemli tesislerin bir bölgeye yığılmamasını öneriyor.
STRATEJİK PLAN ŞART
Eski Aydın Belediye Başkanı da olan Hüseyin Aksu, “Öncelikle ulusal düzeyde bir strateji geliştirilmesi ve uygulama için ayrıntılı bir Master Planın hazırlanması gereklidir. Bu strateji ve planlamanın mutlaka askeri ve sivil savunma uzmanlarının ağırlıklı olduğu katılımcı yöntemlerle yapılması, bu konuda tüm risk analiz ve değerlendirmelerin eksiksiz tamamlanması şarttır.” dedi.
Daha önce bu konuda çalışma yaptığını da belirten Hüseyin Aksu konunun stratejik bir plan içinde ele alınması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Savunma stratejisinin temeli, havadan gelecek her türlü füze ve diğer saldırılara karşı öncelikle stratejik hedeflerin korunmasıdır. Artık sığınaklara kaçarak korunmak oldukça yetersiz bir yöntem olarak görülüyor. Sığınakların sadece saldırı sırasında savaşın yönetimi, amacı kamu tarafından ve askeri amaçlarla kullanılması uygun olacaktır. Sivil savunma amacı ile İmar Kanunu’na bağlı yönetmeliklerde sığınak şartının gözden geçirilmesi ile sivil savunma amaçlı etkin kullanılması sağlanmalıdır.”
‘ASKERİ HEDEFLER ÜLKE GENELİNE DAĞITILMALI’
Füze saldırılarının hedefinin kritik askeri tesisler olduğunu vurgulayan Aksu bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Nükleer başlıklı veya klasik her türlü füze saldırısının muhtemel hedefleri bellidir. Ülkenin her vilayetine sığınak yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Füze saldırılarının hedefi, kritik askeri hedeflerdir. Bu nedenle, askeri hedeflerin ülke genelinde dağıtılması ve bu birlik ve tesislerin özellikle büyük şehirlerde konsantre olmasından kaçınılması gerekir.
“Saldırıların ikinci önemli hedefi tahrip edildiğinde, ekonomik yapıyı bozacak alanlar ve tesislerdir. Bu nedenle, başta hizmet sektörü olmak üzere, dev sanayi tesislerinin ülkenin her yerine yayılması; ülke nüfusunun önemli bir bölümünü barındıran kentlerin oluşmasının önlenmesi şarttır.
“Muhtemel düşman saldırılarının hedefi olacak, askeri ve yönetimsel tesisler ile ekonomik veya demografik konsantrasyonların dağınık bir strateji uygulanarak ülke geneline yayılması en uygun savunma stratejisidir.”
“Ülke nüfusunun yüzde 20’sini bir şehire yığmaktan ziyade 5 milyonluk 8 şehire yaymanın daha akılcı olacağını hatırlatan Hüseyin Aksu, mevcut durumun büyük risk taşıdığını söyledi. Aksu şu uyarıları yaptı:
“Bu anlamda, ülkemizdeki oluşum ve yapı yukarıda açıklanan stratejilerle taban tabana zıttır. Örneğin İstanbul kenti 20 milyona yaklaşın nüfusu ile ülkenin toplam alanının binde altısı (Yüzde birden az) olmasına rağmen; taşıdığı nüfus ülke nüfusunun nerdeyse yüzde 20’sini (Beşte biri) ve ülke ekonomisinin nerdeyse yarısını temsil etmektedir. Bu yapısı ile İstanbul ülkenin ‘Beka sorunu’ durumundadır. İstanbul’a uydu üzerinden atılacak bir nükleer dikey füzenin şehre ulaşması birkaç saniye içinde gerçekleşebilir. Böyle bir saldırının Türkiye’yi teslim alacağı (batıracağı) çok açıktır.
“Savunma stratejisinin an ilkeleri çerçevesinde, ülke nüfusunun 150 milyon kişiye baliğ olacağı kabulü ile; bu ülke nüfusunun, tüm ülkeye ve bölgelerine dengeli biçimde dağıtılmış, 40 büyükşehir (Nüfusu bir milyondan fazla), 8 mega kente (nüfusu 5 milyondan fazla) yayılması, kırsal alanının şehirleşme açısında cazip hale getirilerek, kırsal nüfusun ülke nüfusu içindeki oranının en az yüzde 35’e çıkartılması sağlanmalıdır.
“Bu sonuca götürecek bir planlama, teşvik ve yönlendirme modeli tasarlanmalı ve uygulanmalıdır. Bunu sağlamak için, çok yönlü ve entegre bir yeniden yapılanma zincirine ihtiyaç olacaktır.”

