Kobani davasında 32 bin sayfalık gerekçe
Kobani olaylarına ilişkin davada mahkeme 32 bin sayfalık gerekçeli karar yazdı. Gerekçeli kararda Selahattin Demirtaş'ın, siyasi partinin ve teşkilatlarının suçun işlenmesini kolaylaştırmak için araç olarak kullanılmasında rol aldığı kaydedildi.
Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'teki eylemlere ilişkin aralarında terör örgütü PKK elebaşılarının yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı davada karar, 16 Mayıs 2024 tarihinde açıklanmıştı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kararın gerekçesi tamamlandı. 32 bin 630 sayfalık gerekçeli kararda dikkat çeken ayrıntılar yer aldı.
Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Kobani olaylarına ilişkin davada 16 Mayıs 2024 tarihinde eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan ve diğer bazı suçlardan toplam 42 yıl hapis cezası verilmişti. Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Sanıklar Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Nezir Çakan, Meryem Adıbelli, Mesut Bağcık ve Zeynep Ölbeci hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan hüküm kurulmuştu.
'EYLEMİ YASAMA FAALİYETİ KAPSAMINDA DEĞİL'
Mahkeme gerekçeli kararında Selahattin Demirtaş hakkında, hendek olaylarına ilişkin olarak şu gerekçeyi yazdı:
"Özerklik ve yerinden yönetim modellerine ilişkin deklarasyon yayınlamak fikir hürriyeti ve yasama sorumsuzluğu gibi Anayasal teminatlar kapsamında değerlendirilebilir. Ancak olay bakımından sanığın konuşma içerikleri ya da sonuç metni tartışma konusu yapılmamaktadır. Eylemi ifade hürriyeti ve yasama faaliyeti kapsamında bulunmadığı anlaşılan sanığın doğal delege olarak DTK genel kurulunda bulunması, örgütsel faaliyet olduğu anlaşılan hendek terör eylemlerine sahip çıkarak halkın talebi gibi göstermeye dönük bildirge yayınlanması şeklinde etkin ve yoğun DTK faaliyetlerinin örgütle bağını gösteren deliller olduğu kabul edilmiştir."
'KAOS ORTAMI YARATILMAK İSTENİLDİ'
Kararda Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak ayrıca şöyle denildi:
"Olay tarihinde PKK/KCK silahlı terör örgütünün işlemek istediği ve bu yönde harekete geçtiği devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemlerin gerçekleştirilmesi için kamu düzeninin temelinden sarsıldığı kaos ortamının yaratılmasını istediği, bu yönde örgütün yapmış olduğu çağrıların yeterince karşılık bulmaması nedeniyle siyasi faaliyette bulunan Halkların Demokratik Partisi’ni kullandığı anlaşılmıştır. O dönemde partinin yönetim organı olan MYK’nın toplantısına KCK/TM sözcüsünün de katılması suretiyle karar aldırılmıştır. Bu karar doğrultusunda partinin sosyal medya hesabından çağrı yapılmıştır. Sanık da bu karar ve çağrıya katılmıştır. Sanığın eylemleri ile siyasi partinin ve teşkilatlarının amaç suçun işlenmesini kolaylaştırmak için araç olarak kullanılmasında rol aldığı belirlenmiştir."
SIRRI SÜREYYA ÖNDER'E İLİŞKİN DEĞERLENDİRME
Davada, DEM Parti İmralı Heyeti Üyesi olan TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkında beraat kararı verilmişti. 3 Mayıs’ta hayatını kaybeden Önder ile ilgili olarak gerekçeli kararda şu ifadeler yer aldı:
"Sanığın PKK/KCK terör örgütünün hiyerarşisine girip örgütsel faaliyetlerde bulunduğuna dair sempati düzeyini aşan açıklamaları dışında eylemi tespit edilememiştir. Yine sanığın örgüt üye olmak suçunun oluşması için aranan unsurlardan olan örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren düzeyde eylem ve faaliyetleri tespit edilememiştir. Tanık beyanlarında da sanığın örgüt talimatlarına uymadığı ve PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmadığı yönünde ifadeler bulunmaktadır. Sanığın aşamalarda genel olarak değişmeyen savunmalarının aksini ortaya koyan, örgütle sempati düzeyini aşan ve örgütün hiyerarşik yapısına organik bağla bağlandığını gösteren süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk kapsamında değerlendirilebilecek faaliyetlerde bulunduğunu gösteren mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak yeterli delil bulunmadığı kanaatine varılmıştır."
'İRADESİNİ ÖRGÜTÜN İRADESİNE TESLİM ETTİ'
Figen Yüksekdağ Şenoğlu hakkında kurulan hükmün gerekçesinde ise şunlar yer aldı:
"PKK/KCK terör örgütünün Kobani bahanesiyle gerçekleştirmeye çalıştığı serhildan eylemlerine giden süreçte sanığın 9 Eylül ve 12 Eylül tarihleri arasında KCK ve PYD yetkilileriyle görüşmeler yaptığı, 25 Eylül'de örgüt talimat ve organizesinde birden fazla parti ve STK temsilcileri ile Suruç-Kobani sınırında 3 Ekim tarihinde DTK, HDP, ve HDK heyetleri ile Suruç'ta basın açıklaması yaptığı, 06 Ekim tarihinde iletilen çağrı talimatına uygun hareket ederek eş başkanı olduğu partinin MYK toplantısına örgütün Türkiye sözcülerinden birinin katılımı ile örgüt çağrılarıyla paralel biçimde MYK çağrısı yapılmasında etkin rol oynadığı sabit görülmüştür. Bir bütün olarak sanığın Kobani olayları sürecinde örgütün talep ve talimatlarına uyduğu kendi iradesini örgütün iradesine teslim ettiği anlaşılmıştır."