ABD’nin çöküşünü kabul etti! Küreselcilere meydan okudu
Trump, ABD’nin ‘altın çağı’na girdiğini iddia etti. Biden yönetimini ihanet olarak adlandıran Trump, ekonomiden toplumsal yapıya kadar köklü değişiklikler yapacağını söyledi. Peki şartlar ABD’nin yeniden ‘büyük’ olması için uygun mu?


Donald Trump önceki gece yemin ederek 47. ABD Başkanı olarak görevine başladı. Konuşmasında ekonomiden topluma, göç sorunundan savunmaya kadar birçok konuya değinen Trump, ABD’nin yeniden büyük bir güç olacağını ileri sürdü. Trump, Joe Biden dönemini “ihanet” olarak nitelendirdi.
Peki şartlar, Trump’ın istediğini yapabilmesi için uygun mu? Eskisine göre, dolar hegemonyası, ABD’nin askeri varlığı, ekonomisi güçlü mü? Çok kutuplu dünya oluşurken Trump bu gerçekliğin karşısında neoliberal politikalara karşı bayrak açmış gözüküyor. Fakat eski ABD’ye dönüş çok zor...
ARTIK GÜÇ SINIRLI
Trump konuşmasında, “Yeniden çok güçlü bir ABD ordusu oluşturacağız. Ve bu güç, savaşlardan nasıl çıktığımızla ve girmediğimiz savaşlarla ölçülecek.” ifadelerini kullandı. Çünkü son dönemde ABD ordusu adeta alarm veriyor. ABD’nin iki büyük silahı var. Bir askeri gücü ikincisi de doların dünyada egemen döviz birimi olması. Yüzlerce savaş gemisi ve askeri üsleriyle “Dünyanın jandarmasıyım!” diyen ABD, artık bunu söyleyebilecek kapasitede değil.
ABD'nin 2021'de Afganistan'dan çekilmesi, ABD ordusunun imajı için adeta bir dönüm noktası oldu. Biden yönetimi bundan dolayı tepki çekti ve geri çekilme ABD’nin son yıllarda en küçük düştüğü olay olarak görüldü.
Bunların yanı sıra denizlerdeki gücünü ciddi şekilde kaybetti. Bunu, Eski 6. Filo Komutanı Amiral James Foggo söylüyor. Foggo, Avrupa Politika Analiz Merkezi’nde yayınlanan makalesinde, gemilerin bakımlarının ertelendiğini ve gerekli kaynağın ayrılmadığını belirtiyor.
ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda elinde tam 6 bin 768 adet savaş gemisi vardı. Gemi modernizasyonlarının iptal edilmesi, tersanelerin kapatılması ve ayrılan kaynakların azaltılması sonucunda ABD’nin şu an elinde sadece 296 muharip gemisi kaldı.
DOLARDAN KAÇIŞ
Tarihsel olarak ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası küresel düzene hakim olmak için eşsiz ekonomik gücünü, teknolojik yeniliklerini ve kültürel etkisini kullandı. Ancak Amerikan hegemonyasının temelleri çatırdıyor. Piyasa döviz kuru ile ölçüldüğünde, ABD'nin küresel ekonomideki payı 2000 yılında yüzde 30 iken 2020 yılında yüzde 25'e düştü. ABD'nin küresel GSYH'deki payı giderek azalmış, 20. yüzyılın ortalarında yüzde 50 iken satın alma paritesine göre şu anda yüzde 15. Dünya Bankası’nın 2022 verilerine göre aynı dönemde Çin'in küresel ekonomideki payı yüzde 4'ten yüzde 17'ye yükseldi. Çin'in önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD'yi geride bırakarak dünyanın en büyük ekonomisi olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
ABD’nin en büyük iki silahından biri olan dolar dünyada hala birinci döviz birimi olsa da, dolaşımında ciddi bir azalış var. Bu anlık bir durum değil. ABD para biriminin merkez bankaları tarafından tutulan yabancı rezervler içindeki payı, 2000'li yılların başında yüzde 70'in üzerindeyken bugün yüzde 60'ın altına düştü.
Özellikle ABD’nin yaptırım sopası, küresel ekonomide dolara olan güveni sarstı. Çin ve Rusya başta olmak üzere “Küresel Güney”in yerel para birimleriyle ticareti artırması bunun en büyük örneklerinden biri.
TARİHİN EN BÜYÜK BORCU
Trump’ı iktidara getiren belki de en önemli unsur, ABD’deki önlenemeyen borçlanma ve kriz. Kovid-19 sonrası başlayan çöküş, artan neoliberal ekonomi politikalarıyla ABD halkında tepkiye yol açtı. ABD, mevcut kamu harcamalarını finanse etmek için daha fazla hazine bonosu, tahvil ve bono ihraç ettiği için borcu zirveye ulaştı. ABD'nin kamu borcu 35,6 trilyon dolar, yani ülkenin yıllık üretiminin yüzde 125'ini aşmış durumda. Enflasyonist şoklar ve ardından gelen faiz artışları, bu borcun ödenmesini ABD vergi mükellefleri için çok pahalı hale getirdi ve son yıllarda borç temerrüdü riskini defalarca artırdı.
MUSK: İFLAS EDECEĞİZ
Trump’ın kurduğu Hükümet Verimliliği Departmanı’nın başına getirilen Musk, kamu harcamalarının yanlış şekilde kullanıldığını ve ABD’nin iflasa doğru gittiğini belirtmişti. Musk, ABD'nin borcunun arttığını gösteren bir raporu alıntılayarak “ABD iflasa doğru gidiyor.” dedi. Musk, özellikle neoliberal politikaların uygulayıcılarını hedefe koyuyor.
TOPLUMSAL ÇÜRÜME VE KUTUPLAŞMA
İçeride de ABD, artan gelir eşitsizliği, siyasi kutuplaşma ve azalan ortak toplumsal amaç duygusuyla karşı karşıya. ABD’nin iç yönetimindeki yapısal kusurlar, sürdürülebilir küresel liderlik sergileme kabiliyetini engelliyor. Birbirini izleyen yönetimlerin ücretlerdeki durgunluk, sağlık alanındaki eşitsizlikler ve çökmekte olan altyapıyı ele alma konusundaki başarısızlıkları ülkenin iç uyumunu ve ahlaki otoritesini zayıflattı.
Yeni ABD Başkanı, özellikle toplumda kutuplaşmaya neden olan LGBT politikalarına karşı geliyor. Trump’ın göreve gelir gelmez attığı adımlardan birisi de çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) adı altında yüz milyonların aktarıldığı kararnameyi iptal etmek oldu. “Kadınları Cinsiyet İdeolojisi Aşırılığından Korumak ve Biyolojik Gerçeği Federal Hükümete Geri Getirmek” başlıklı kararnamelerden biri, federal kurumları cinsiyet kimliği korumalarını destekleyen politikaları kaldırmaya yönlendiriyor.
Kararname, “erkek ve kadın olmak üzere sadece iki cinsiyet olduğunu” belirtiyor ve kurumların pasaport ve vize gibi resmi belgeleri buna göre güncellemelerini zorunlu kılıyor. Ayrıca cezaevlerindeki cinsiyet geçiş hizmetleri için vergi mükelleflerinin finansman sağlamasını da yasaklıyor. Trump açılış konuşmasında bu kararnamenin altını çizdi.
Lincoln’ün İncil’i
ABD Başkanı Donald Trump, önceki gün başkanlık yeminini ederken eski başkan Abraham Lincoln’ün İncil’ini kullandı. Trump’ın yemin töreni komitesi tarafından yapılan açıklamaya göre, Lincoln bu İncil’i 1861 yılında Amerikan İç Savaşı’nın hemen öncesinde gerçekleşen yemin töreninde kullanmıştı. Lincoln’ün İncil’i ABD tarihinde birlik ve bölünmeyi aşma umudunun sembolü olarak görülüyor. Trump’ın bu İncil’i seçmesi, ABD’deki bölünmüşlük tartışmalarının arttığı bir dönemde ulusal birlik mesajı verme amacı taşıyor olabilir.
Çin’den üst düzey katılım
Trump’ın yemin törenine katılan davetliler de dikkat çekiciydi. Çin, ABD Devlet Başkanı yemin törenine şu ana kadarki en üst düzey katılımı gösterdi. Çin Devlet Başkan Yardımcısı Han Zheng, Trump’ın yemin törenindeydi. Trump, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i davet ettiğini basına açıklamıştı. Han Zheng, törenden önce, ABD’nin seçilmiş Başkan Yardımcısı Vance’nin yanı sıra ABD iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldi. Tesla CEO’su Elon Musk’la görüşen Han Zheng, Brookings Enstitüsü Onursal Başkanı John L.Thornton ile de toplantı yaptı.