Kurul üyesi Ersoy anlattı: Afet konusunda politika ve strateji üretiyoruz
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, afet yönetiminin aynı zamanda bir yatırım konusu olduğunu, finans ve sigorta sektörleriyle entegre olması gerektiğini söyledi. TG Expo Genel Müdürü H. Cem Şenel, fuarla Türk yatırımcılara yabancı pazar açmayı hedeflediklerini belirtti.
İstanbul’da 4-6 Aralık günlerinde ‘afet fuarı’ düzenleniyor. Kamu desteğinde ve özel sektör girişimiyle bu yıl ikincisi düzenlenecek olan NADMEX fuarında afetin ekonomisi konuşulacak.
Önceki gün yapılan fuar tanıtım toplantısında afet ekonomisinin yalnızca kriz yönetimi değil aynı zamanda yeni bir pazar, istihdam ve yatırım alanı olduğu vurgulandı. Fuara enerji depolama, afet sigorta ve risk yönetimi, yapı güçlendirme ve inşaat, telekom, yazılım, finans ve sigorta şirketleri katılarak ürünlerini tanıtacak. Bu arada uygulamalı tatbikatlar düzenlenecek, sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler deneyimlerini aktaracak.
Fuarın danışmanı, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ile fuarın düzenlenmesini üstlenen TG Expo’nun Genel Müdürü H. Cem Şenel, gençlerin katılımını çok önemsediklerini söyledi. Aynı zamanda bir zirve niteliğinde olması planlanan fuara üniversitelerden öğrenci gruplarının da katılacağı bildirildi.
DAYANIKLILIK YATIRIMLA GÜÇLENİR
Prof. Dr. Şükrü Ersoy, tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada “Savaşçı toplumuz, kriz yönetimini iyi yapıyoruz ama artık krizi değil riski yönetmek gerekiyor” dedi. Riski azaltmanın afetlere karşı dayanıklılığı artırmakla olacağını belirten Ersoy, afet yönetiminin aynı zamanda bir yatırım konusu olduğunu, afet ekonomisinin finans ve sigorta sektörleriyle entegre yönetilmesi gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu:
“İyi bir afet yönetimi yalnız can değil, bütçe kurtarır. Afet kaynaklı ekonomik kayıplar Türkiye bütçesinin yaklaşık yüzde 1’ine karşılık gelmektedir. Türkiye’de afet risk azaltma yatırımlarına yapılacak her 1 dolarlık harcama, gelecekte 4 ila 7 dolar arasında fayda sağlar. Afet yönetimi sadece kamunun değil, özel sektörün ve akademinin de ortak sorumluluğudur. Bu ekosistemi kurmak ekonomik dayanıklılığın anahtarıdır.”
Cem Şenel, “NADMEX bizim için sadece bir ticari faaliyet değil, vatanını seven insanlar olarak üstlendiğimiz bir görevdir.” dedi.
MARMARA DEPREMİ MİLLİ GÜVENLİK KONUSU
Ersoy, deprem gündeminin birinci sırasında yer alan Marmara depreminin aynı zamanda bir milli güvenlik konusu olduğunu vurguladı. 2011 Japonya depreminin Fukishima Nükleer Santrali ekseninde konuşulduğunu ancak depremin Japon ekonomisine de büyük zarar verdiğini söyledi ve ekledi:
“Örneğin Toyota’nın tedarik zinciri kırıldı. Bir ülkenin sermayesinin ortalama yüzde 75’i özel sektör. Ortalama bir fabrikada bin işçi çalıştığını hesaba katmanız gerekir. Sanayi kuruluşlarının bir B planının mutlaka olması gerekir.”
Ersoy, afet yönetimi konusunda adımlar atılmakla birlikte yapılanları ‘yeterli’ görmenin durmak anlamına geleceğini söyledi.
YERLİ ÜRETİM HAMLESİ VAR
Cem Şenel de afetle mücadelede ‘sürdürülebilirliğin’ ticarileşmeyle sağlanacağını savundu. Fuarla Türk yatırımcılara yabancı pazar açmayı da hedeflediklerini belirten Şenel sözlerini şöyle sürdürdü: “İş güvenliği ve arama kurtarmada yerli üretim hamlesi var. Fuara Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Türk Cumhuriyetlerinden alıcılar gelecek. Ziyaretçi profili de çok geniş.”
‘Cumhurbaşkanlığına politika ve strateji üretiyoruz’
AFAD Deprem Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, yakın zamanda kurulan Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetimler ve Afet Politikaları Kurulu’na da üye olarak atandı. Ersoy, bazı gazetelerin iddialarının aksine bu üyelik nedeniyle para almadıklarını belirtti, “Ankara'dan bir telefon geldiği zaman bu benim için bir sorumluluktur. Hemen atlar gideriz.” dedi.
Ersoy, Kurul’u Aydınlık’a anlattı:
“Bir istişare kurulu. İstişare kurulu ne yapar? Afet konusunda yerel yönetimlerin rolü nedir, onları belirlemeye çalışıyoruz. Yeni sorumluluk alanları neler olabilir, onu konuşmaya çalışıyoruz. Ayrıca Cumhurbaşkanlığına afetler konusunda politika ve strateji üretmeye çalışıyoruz. Bunun için hem sahadayız hem Ankara'da toplantılar yapıyoruz.
“Mevcut yönetmeliklerde eksikler var mı bunları konuşuyoruz ve bu konuda çalışmalar yapıp sunuyoruz. Bunların Meclis’te görüşülüp kabul edilmesi neticesinde bazıları kanunlara yansıyabilir, bazıları istişare edilebilir. Bizim görevimiz o, yani direkt bir yaptırımımız yok.”
‘BAKANLIK YARARLI OLUR’
Ersoy, “Afet Bakanlığı bir ihtiyaç mı?” sorumuzu da şöyle yanıtladı:
“Afet Bakanlığı kurulması için girişimler var. Kurulacağını ben de duydum. Türkiye bir afetler ülkesi ve bütçesinin yıllık yüzde 1'i her yıl bu işlere gidiyor, büyük paralar. O yüzden daha iyi yönetilmeye ihtiyaç var. Sadece bu işle uğraşan bir bakanlığın olması yararlı olabilir. Tabii iyi kurgulanması, iyi yönetilmesi gerek. Sadece kurmak değil, sürdürülebilir kılmak önemlidir. Türkiye'nin afet konusunda epey deneyimi var. Yetki ve sorumluluklar da bu bakanlık çerçevesinde iyi dağıtıldığı takdirde ben yararlı olabileceği kanaatindeyim.”
Peki Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan kurul, bakanlık oluşumuna bir adım niteliğinde mi? Bu soruya karşılık da Ersoy, “Hayır, onlardan tamamen bağımsız. Ayrı bir çalışma o, Meclis’in görevleri arasında, Cumhurbaşkanlığının karar yetkisi içerisinde. Bizde bir Afet Bakanlığı kurulsun kurulmasın konuşmaları olmuyor. Çünkü daha üst düzeyde bir şey. Buna Meclis’le karar verecekler.” dedi.