LGBT dayatmasına karşı çıkan çocuklar hedef alındı

Berlin’deki Carl-Bolle İlkokulu’nda yaşananlar, Almanya’daki eğitim sisteminde LGBT propagandasının ne boyutlarda olduğunu gözler önüne serdi. Öğretmen Oziel Inácio-Stech, yaklaşık iki yıl önce öğrencilerine eşcinsel olduğunu açıkladı. Ancak yüzde 95’i göçmen kökenli olan öğrenciler ve aileleri, bu dayatmaya tepki gösterdi. Öğretmen, öğrencilerin ve velilerin "hakaret ve dışlama" davranışlarına maruz kaldığını iddia ederek rapor alıp izne ayrıldı.

Yaşanan olay eşcinsel öğretmenin Süddeutsche Zeitung’a (SZ) yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Inácio-Stech, öğrenciler tarafından sürekli hakarete ve tepkilere maruz kaldığını öne sürdü. Eşcinsel öğretmen mağduru oynadı.

Alman basını ilkokul çocuklarının gösterdiği tepkiyi "mobbing" (sistematik psikolojik şiddet) olarak nitelendirdi. Die Welt “Carl Bolle ilkokulunda skandal! Müslüman öğrenciler görevdeki eşcinsel öğretmene saldırdı” ifadeleriyle konuyu haber yaptı. Müslüman ve göçmen kökenli çocuklar ile aileleri hedef alındı. Oysa bu durum, çocukların kendi inanç ve aile değerleriyle çelişen bir ideolojiye karşı gösterdiği doğal bir tepkiydi.

EGİTİM SENDİKASINDAN LGBT PROPAGANDASINA TAM DESTEK

Alman eğitim ve bilim sendikası (GEW) LGBT ideolojisine büyük önem veriyor. Konuyla ilgili çok sayıda eğitim materyalleri, yayınlar ve faaliyetleri bulunuyor. Bu bağlamda GEW öğretmen ve eğitim emekçilerinin eşcinsel olduklarını açıklamalarını ve açıkça göstermelerini (“outing”) destekliyor. GEW’nin lezbiyen, gay ve trans kişilere bu konuda 88 sayfalık yardımcı bir rehberi var. Öğretmenlerin eşcinsel kimlikleriyle ön plana çıkmalarıyla öğrencilerin gözünde LGBT’nin normalleşmesi amaçlandığı GEW’nin kendi yayınlarında açıkça belirtiliyor. Inácio-Stech de okuldaki diğer öğretmenlerin destek ve telkinleriyle bu amaçla hareket ettiğini açıklıyor. Dolayısıyla meselenin Inácio-Stech’in şahsından ziyade öğrencilere LGBT ideolojisini kabullendirmek olduğu çıkarımı meşrudur.

Eğitim ve bilim sendikası GEW kreş, okul, üniversite ve bilimsel enstitülerdeki eğitim emekçilerini temsil eden, Almanya’daki bütün pedagojik ve akademik hayatı örgütleyen tek sendika.

ÇOCUKTAN ‘MOBBİNGCİ’ OLUR MU?

Alman basını konuyu haberleştirirken ‘mobbing’ ifadelerini kullandı. Mobbing terimi; bir bireye yıldırma amaçlı sistematik psikolojik şiddet uygulanması anlamını taşıyor. Alman basının bu kavramı ilkokul çocukları için kullanması dikkat çekti. Inácio-Stech’in “mobing” iddiası Alman basını tarafından benimsendi. İlkokul çocuklarının LGBT dayatmasına karşı tepki göstermeleri ve LGBT’ye tepkide ısrarcı olmalarının yıldırma amaçlı sistematik psikolojik şiddet teşkil ettiği son derece uç bir yorum... Politik doğrulukçuluk ve kimlik siyaseti ile direkt ilişkili ideolojik bir moda terimi olan “mobbing”in çocukları “nefret suçu” ile etiketlemek için kullanılması göze çarpmaktadır.

EŞCİNSELLERİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ ZIRVALIĞI

Süddeutsche Zeitung (SZ) Carl-Bolle ilkokulundaki göçmen çocukların sosyal açıdan dezavantajlı ailelerden geldiğini belirtirken birçoğunun ülkesinde eşcinsellerin öldürüldüğünü iddia etti. Inácio-Stech Yahudi olduğunu, ancak bunu okulda gizlemek zorunda olduğunu, öğrencilerin bunu bilmesi durumunda her şeyin daha da kötü olacağını savunuyor. Inácio-Stech. “Almanya’da böyle bir şey yaşayabileceğim aklımın ucundan geçmezdi” ifadesini kullanıyor.

Okulda Alman basının iddialarına göre bir süre önce başka bir öğretmen “antisemitizm”den dolayı görevi bırakmak zorunda kalmış. Alman medyası konuyu Almanya’nın İslamlaşması sorunu şeklinde tartışıyor. Okul yönetimi ise “homofobi” ve “antisemit” saldırılar karşısında öğretmenlerinin arkasında durmamakla suçlanıyor. Die Welt muhabiri Paul Klinzing "bu olayın siyasi sonuçlarının olacağı kesin” ifadesi ile okullar üzerinde LGBT, siyonizm ve kimlik siyaseti yönündeki baskıların daha da ağırlaşacağının işaretini veriyor.