Libya’da Avrupa’yı sarsacak oylama
Türkiye, Suriye’deki tek devlet, tek ordu politikasını son dönemde Libya’da da uygulamaya başladı. Trablus’un yanında Bingazi yönetimiyle de geliştirilen ilişkiler, Doğu Akdeniz’de yeni müjdelerin habercisi olabilir…
Türkiye, ‘tek Libya’ politikası kapsamında bu Kuzey Afrika ülkesindeki tüm aktörlerle temas kurmaya başladı. İç savaşın başlangıcında meşru Trablus Hükûmeti’ni destekleyen Ankara, son yıllarda Halife Hafter liderliğindeki Bingazi yönetimiyle de ilişkiler geliştirerek ülkenin yeniden birleşmesi için zemin arayışına girişti. Bu kapsamda ülkenin doğusunda bulunan Temsilciler Meclisi ve Hafter yönetimiyle diplomasi trafiği canlandı. Halife Hafter’in oğulları Belkasım ve Saddam, son iki yılda birkaç kez Türkiye’ye geldi. Bu yıl içinde ise Bingazi’deki Türk Başkonsolosluğu 11 yıl sonra yeniden faaliyete geçti. Türk Hava Yolları Bingazi’ye doğrudan uçuşlar başlattı. Bölgeye giden Türk müteahhitler, kentin ayağa kaldırılması için önemli anlaşmalar imzaladı. Son olarak Libya’ya gönderilen TCG Kınalıada Korveti, başkent Trablus’tan sonra Bingazi’ye giderek yıllar sonra ilk kez liman ziyaretinde bulundu.
Aydınlık’ın gelişmeleri sorduğu güvenlik kaynakları ise başlangıçta Trablus yönetimi desteklenmesine rağmen şu an böyle bir ayrım yapılmadığını, iki tarafın da eşit şekilde desteklenerek ülkenin bütünlüğü için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

BİNGAZİ ANLAŞMAYI OYLAYACAK
Libya’nın doğusu ile son dönemde gelişen ilişkiler, şimdilerde yeni bir aşamanın eşiğine geldi. Bloomberg’in haberine göre Libya’nın doğu parlamentosu, Ankara’nın 27 Kasım 2019’da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükûmeti ile imzaladığı “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakat Muhtırası”nı oylamaya hazırlanıyor. Konuya yakın kaynaklara göre bu anlaşmanın onaylanması, Türk gemilerinin Girit ve Türkiye arasındaki geniş bir bölgede petrol ve gaz keşfine başlamasını sağlayabilir. Kaynaklara göre Temsilciler Meclisi, söz konusu anlaşmayı önümüzdeki haftalarda oylayacak. Daha da önemlisi, anlaşmanın önündeki engellerin çoğunun kaldırıldığı bildiriliyor.
TÜRKİYE’NİN ELİ GÜÇLENECEK
Türkiye’nin Libya ile imzaladığı mutabakat hem ülkemizin Doğu Akdeniz’deki batı sınırlarını belirlemiş hem de Türkiye’yi Antalya Körfezi’ne hapsetmek isteyen Sevilla Haritası’nı yırtıp tarihin çöp sepetine atmıştı. Ancak başta Yunanistan olmak üzere Batılı güçler, Hafter tarafıyla ilişki kurarak bu anlaşmayı bozmak için oldukça yoğun mesai harcadı. Hafter’in Trablus’u ele geçirmesi ya da ülkenin resmen bölünmesi durumunda anlaşmanın geçersiz sayılacağı değerlendiriliyordu. Türkiye ise doğu Libya ile temas kurarak bu havayı tersine çevirdi. Son olarak geçen ay Hafter ile görüşmeye giden Avrupalı bakanlar, havalimanından içeri alınmayarak Avrupa’ya geri gönderildi. Önümüzdeki haftalarda ise Bingazi’nin anlaşmayı onaylaması, tüm sabotaj girişimlerini boşa düşürmüş ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tezlerini kuvvetlendirmiş olacak.
YUNANİSTAN ENDİŞELİ
Söz konusu gelişme en çok da Yunan tarafını telaşlandırıyor. Aylardır bu konuyu işleyen Yunan basını, Atina’nın askeri seçenekleri gündeme alması için bastırıyor. Pentapostagma gazetesi, dünkü yayınında şu çağrıda bulundu:
“Yunanistan bu kez sadece diplomatik-siyasi düzeyde hareket etmemelidir. Bizim görüşümüze göre Atina, Girit’in güneyindeki münhasır ekonomik bölgemizde askeri tedbirler de dahil olmak üzere kendi oldubittilerini yaratmalıdır. Önerimiz, Yunanistan’ın AB’den, Sevilla Şartı’na göre, Girit’te konuşlandırılacak bir hava-uzay gücü kurmasını talep etmesidir. Bu gücün misyonu, Yunanistan-Kıbrıs-AB’nin münhasır ekonomik bölgelerindeki haklarını korumaktır.
“Bu uygulamaya konulana kadar Atina, MEB’imizin en güney ucunda hidrokarbon araştırmaları yapmak üzere bir AB ülkesi aracılığıyla hidrokarbon araştırma gemisinin kiralanması işlemini derhal başlatmalıdır.
“Yunanistan, inisiyatifi Erdoğan’a bırakmamalı, dizginleri eline almalı ve Türkiye’yi gelişmeleri şekillendirmek yerine takip etmeye zorlamalıdır.”
Yunanistan, mayıs ayında Girit’in güneyinde Libya’nın deniz alanlarını da kapsayan bölgelerde sismik/sondaj faaliyetler için ihale açmış, Libya yönetimi ise Atina’ya nota vermişti. Avrupa Birliği ise Türkiye-Libya anlaşmasının üçüncü devletlerin egemenlik haklarını ihlal ettiğini ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne uygun olmadığını iddia ediyor.
TÜRKİYE-MISIR ETKİSİ
Eski Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin Batı müdahalesiyle düşürülmesinin ardından iç savaşa sürüklenen ülke, yıllardır büyük bedeller ödüyor. Dünyanın en kaliteli petrolüne sahip olmasına rağmen ülke ekonomisi giderek kötüleşiyor. Ancak bölgenin iki önemli aktörü olan Türkiye ve Mısır’ın ilişkilerini düzeltmesi, Libya’nın bütünlüğü için de önemli bir fırsat yarattı. Son olarak Merkez Bankası’yla ilgili çıkan kriz, bu iki ülkenin birlikte devreye girmesiyle aşıldı. Savaşın başından bu yana Hafter tarafını destekleyen Mısır ile Trablus’u destekleyen Türkiye’nin birlikteliği, ülkenin yeniden birleşmesi için umutları artırıyor.