Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Maden İş’ten ‘Kritik madenlerimiz atıl duruyor’ uyarısı

Türkiye Maden İş Sendikası, Türkiye'nin maden birikimi için kritik uyarılarda bulundu. Maden İş'ten yapılan açıklamada, Türkiye'nin kritik madenlerinin atıl durumda olduğu belirtildi.

Maden İş’ten ‘Kritik madenlerimiz atıl duruyor’ uyarısı
A+ A-
AYDINLIK/ANKARA

Uluslararası mücadelelerin kritik madenlerin fiyatlarını yükselttiğini belirten Türkiye Maden İş Sendikası, “Türkiye'miz, jeolojik yapısı bakımından da altın, bakır, kömür ve kritik mineralleri açısından dünyanın sayılı ülkelerinden biri. Ancak bu potansiyelin büyük bölümü yıllardır toprak altında atıl vaziyette durmakta, üretime kazandırılamamakta ya da dışa bağımlı şekilde işletilmekte. Bu madenlerimizi üretime sokmamak söz konusu dahi olmamalıdır.” uyarısında bulundu.

‘ALTIN HER ZAMANKİ DEĞERİNİN ÇOK ÜSTÜNE ÇIKTI’

Ülkemizin yer altı kaynakları açısından zengin sayılabilecek bir coğrafyada yer aldığını, her ülkeye ve coğrafyaya nasip olmayan altın rezervlerimizin de ülkemiz için büyük bir şans ve nimet olduğunu söyleyen Maden İş, yaptığı açıklamayla şu çağrıda bulundu:

“Bugün dünyada yaşanan savaşların, ambargoların ve siyasi müdahalelerin altında yatan en temel sebeplerden biri, ülkelerin sahip olduğu yeraltı ve yerüstü kaynaklarıdır. İnsanlığın var oluşundan beri su, enerji, petrol, doğalgaz ve madenlere sahip olma isteği, yaşanan kargaşaların ve savaşların bilinen en net sebepleridir. Özellikle, son dönemde ülkeler arası yaşanan siyasi, politik ve fiziki mücadele, madenler özellikle de altın fiyatlarını tarihinin en yüksek değerlerine yükseltmiştir. Avrupa ülkeleri dahi, altında yaşanan büyük yükselişi görmüş, ABD'de bulunan stok altınlarını isteme evresine girmiştir. Dolayısıyla altın her zamanki değerinin çok üstüne çıkmış, ulaşılması çok zor bir maden haline gelmiştir.

‘SAVUNMA SANAYİNDE KRİTİK HAMMADDE’

“Altın, bakır ve kritik mineralleri bugün elektronik sanayinden savunma sanayine, uzay teknolojisinden yapay zeka sistemlerine kadar onlarca stratejik alanda kullanılan bir ana hammaddedir. Bu da, bu emtiaları ekonomik değerinin yanı sıra, jeopolitik bir kaynak haline getirmektedir. Değer kayıp riski neredeyse hiç olan bu madenlere sahip olmak, bulunduğu ülkeyi her zaman diğerlerine göre bir adım öne çıkarmaktadır.

“Türkiye'miz, jeolojik yapısı bakımından da altın, bakır, kömür ve kritik mineralleri açısından dünyanın sayılı ülkelerinden biridir. Ancak bu potansiyelin büyük bölümü yıllardır toprak altında atıl vaziyette durmakta, üretime kazandırılamamakta ya da dışa bağımlı şekilde işletilmektedir.
Bu madenlerimizi üretime sokmamak söz konusu dahi olmamalıdır.”

‘DOĞAYA ZARAR VERMEDEN BİZ DE ÇIKARABİLİRİZ’

Gelişmiş ülkelerde doğaya zarar vermeden, ekolojik dengeyi bozmadan bir üretim ve işletim sağlanabiliyorsa, ülkemizin de bunu yapma potansiyelinin olduğunu dile getiren açıklamanın devamında şunlar vurgulandı:

“Özellikle bazı bölgelerde, örneğin zeytinlik ve orman bölgelerine yakın alanlarda madencilik faaliyetlerine karşı çıkan çevre dostlarının korkularını ve çekincelerini aynı hassasiyetle paylaşıyoruz, lakin şunu unutmamak gerektiğine de inanıyoruz. Siyasi, politik, jeopolitik bağımsızlığımızın yolu en çok da ekonomik bağımsızlığımızdan geçmektedir. Eğer biz kendi yer altı zenginliklerimizi, kendi imkanlarımızla işletemezsek; başkaları bunu bizim adımıza yapmak için sıraya girecektir ve elbette bu bize çok daha pahalıya mal olacaktır. Bu yüzden meseleye çevre , tam bağımsızlık ve ekonomik egemenlik bilinciyle yaklaşmak gerekir. Milli servetimiz heba edilmemelidir. Zeytinlerimiz ve ormanlarımız de milli servetimizdir. Ama bu alanları rehabilite edebilir, ekim alanlarını başka verimli bölgelerde çoğaltabiliriz. Ama madeni hiçbir toprağın altında yetiştiremeyiz.”

‘ÇÜRÜMEYE BIRAKILMASI İHANETTİR’

Madencilik faaliyetlerinin önündeki engeller kaldırılması gerektiğinin altını çizen Maden İş, yetkililere şöyle seslendi:

“Ülkemizde madencilik faaliyetlerinin yürütüldüğü alanlara bakılırsa, bölgelerin ekonomik kalkınması, istihdam olanakları, bölge halkı ve esnafının geçim kaynağı olması nedeniyle de bu faaliyetler sınırlandırılmamalı, madencilik faaliyetlerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır.

“Madenciler doğayla iç içe yaşayan, doğaya aşık emekçilerdir. Toprağın kıymetini belki de madenciden daha iyi kimse bilemez çünkü madencinin işi doğanın ta kendisidir. Ama bu doğaya sahip çıkabilmemiz için de bağımsız bir Türkiye olmak zorundayız. Toprağımız bizim için kutsaldır ve toprak bize neyi lütfettiyse, bunu layıkıyla almak; duyarlılık değil, hepimizin sorumluluğudur.

“Biz Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak diyoruz ki, madenlerimiz milli servetimizdir ve madenlerimizin yerin altında çürümeye bırakılması, ülkemize bahşedilen nimete ihanettir.”

Maden-İş