Marmara Denizi havzası için hayati çağrı: 'Ya Deniz Boğulursa' kampanyası
STK'lar Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa dikkat çekmek ve çözüm bulmak amacıyla kampanya başlattı. 'Ya Deniz Boğulursa' kampanyası, tüm karar vericileri harekete geçirmek için bir araya getirmeyi hedefliyor.


Sivil Toplum Kuruluşları, "Ya #DenizBoğulursa?" sloganıyla kamuoyuna seslendi. Hazırlanan manifesto, müsilajın yalnızca estetik ya da çevresel bir sorun değil, aynı zamanda sosyal, ekonomik ve ekolojik bir kriz olduğuna dikkat çekiyor.
MARMARA DENİZİ’NİN ÇIĞLIĞI
Marmara Denizi, 40 yıla yakın süredir evsel, endüstriyel ve tarımsal atıkların denize deşarj edilmesi, plansız kentleşme, kıyı ekosistemlerinin tahribatı, büyük ölçekli sürdürülebilir olmayan balıkçılık faaliyetleri ve iklim değişikliğinin etkisiyle kendini yenileme yeteneğini kaybediyor.
Ortaya çıkan müsilaj, fitoplakton ve bakterilerin aşırı kirlilikle baş etme çabalarının bir sonucu olarak deniz yüzeyinde ve alt katmanlarında yaşamı tehdit eden bir ağa dönüşmüş durumda. Bilim insanları, müsilajın yüzeyde görünenden çok daha vahim bir tablo yarattığını ve deniz tabanını kaplayarak tüm canlıları yavaşça boğduğunu ifade ediyor.
Balıkçılar ağlarına balık yerine müsilaj çekerken, midyeler, pinalar ve oksijen üretiminde önemli bir yere sahip olan deniz çayırları, makroalgler ve yosunlar da oksijensiz kalarak yok oluyor. Marmara Denizi’nin bu yardım çağrısı, yalnızca deniz canlılarını ve çevre şehirlerde yaşayan milyonları değil, balıkçılık, turizm ve denizcilik sektörleri ile bölge ekonomisini de doğrudan etkiliyor. Çevre STK’ları bu kampanya ile “Deniz boğulursa, biz de boğuluruz” diyerek sorunun ciddiyetine vurgu yapıyor.
'YA #DENİZBOĞULURSA?' KAMPANYASI
"Ya #DenizBoğulursa?" kampanyası, 2021’de ilgili bakanlık ve paydaşlarca hazırlanan 22 Maddelik Marmara Denizi Koruma Eylem Planı (MDKEP)’nın uygulanmayan maddelerinin hayata geçirilmesi için acil bir çağrı niteliği taşıyor.
Şu ana kadar 11 maddesi kısmen uygulanan planın, değişim ve dönüşüm odaklı diğer 11 maddesinin hızla devreye alınması gerektiği belirtiliyor. Kampanya kapsamında öne çıkan eylem adımları şunlar:
- İleri Biyolojik Arıtma: Endüstriyel ve evsel atıkların ileri arıtma yapılmadan Marmara Denizi’ne deşarj edilmesi engellenmeli. Sürdürülebilir tarım uygulamaları artırılmalı, tarım kimyasallarının kullanımı azaltılmalı. (MDKEP 5, 7, 8. maddeler).
- Ekosistem Esaslı Balıkçılık: Sürdürülebilir olmayan büyük ölçekli balıkçılık faaliyetleri durdurulmalı, avlanma derinliği düzenlenmeli ve küçük ölçekli balıkçılar için koruma alanları oluşturulmalı (MDKEP 19. madde).
- Sulak Alanların Korunması: Marmara’yı besleyen nehir, çay, göl ve sulak alanlar için etkili yasal düzenlemeler ve saha uygulamaları başlatılmalı.
- Kirlilik Kontrolü: Havzadaki katı ve sıvı atık çıkarımının azaltılması, atıkların yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve atıklardan enerji üretiminin sağlanması; yeni sanayi faaliyetlerinin kısıtlanması.
Kampanya, ayrıca Kanal İstanbul gibi yıkıcı mega projelerin yaratacağı ekolojik yıkıma da dikkat çekerek Marmara’nın sağlıklı geleceğinin üstün kamu yararı olduğunu vurguluyor.
'HEP BİRLİKTE HAREKETE GEÇELİM'
Doğa koruma alanında faaliyet gösteren öncü sivil toplum kuruluşları, bu kampanyayla ilgili kamu kurumlarını, yerel yönetimleri, özel sektörü, sivil toplum kuruluşlarını ve tüm yurttaşları ortak bir mücadele için bir araya gelmeye davet ediyor.
"Ya #DenizBoğulursa?" sloganıyla herkesi Marmara Denizi’nin gözü, kulağı ve sesi olmaya çağıran sivil toplum örgütleri denizdeki yaşamı geri döndürmek için somut adımların takipçisi olacak. Sivil toplum kuruluşları, "Şimdi planları uygulama zamanı!" diyerek Marmara Denizi’nin yalnızca bir su kütlesi değil, milyonlarca canlının evi ve oksijen kaynağı olduğunu hatırlatıyor.