Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

MEDYANIN HALLERİ... Barrack, Sykes-Picot ve Sünni Dolunayı

Son günlerin gözde isimlerinden ABD'li Büyükelçi Tom Barrack'ın mesajlarına mercek tutalım.

MEDYANIN HALLERİ... Barrack, Sykes-Picot ve Sünni Dolunayı

Hükûmete yakın basında son günlerde ABD Büyükelçi Tom Barrack sevgisi öne çıktı.

Amerikan elçisi, “Batı, bir asır önce haritalar, manda yönetimleri, çizilmiş sınırlar ve yabancı yönetimler dayattı. Sykes-Picot, Suriye'yi ve daha geniş bir bölgeyi barış için değil emperyal kazanç için böldü. Bu hata nesillere mal oldu. Bunu bir daha yapmayacağız.” demişti.

Bunun üzerine Barrack’ın özeleştiri yaptığı ileri sürüldü. Oysa biz 28 Mayıs tarihli yazımızda, Barrack’ın PKK/PYD’yi Türkiye himayesine vererek Türkiye’yi kontrol edebileceklerini ileri süren bir çizginin temsilcisi olduğunu anlatmıştık. (Tom Barrack’ın mesajlarını doğru okumak, Aydınlık, 28 Mayıs 2025)

Barrack dün NTV’ye bir röportaj verdi ve konuyu açtı. Dahası, bizim söylediklerimizi teyit etti. Ama öncesinde bir konuyu daha hatırlatmak istiyoruz.

THE GUARDIAN’DAKİ O MAKALE

Suriye’de Esad Hükûmeti’nin düşmesinin ardından Batı’da Türkiye övgüleri başlamıştı. The Guardian’dan Hassan Hassan da, 29 Aralık 2024’te “Orta Doğu'da Güç Dengesi Değişiyor - Türkiye'nin 'Dolunayı' Yükselişte” başlıklı bir makale kaleme almıştı. Hassan, Türkiye’nin “pansünni” bir güç olarak Suudi Arabistan’ın bölgesel liderlik iddiasını zayıflattığını belirtiyor ve şöyle diyordu:

“Suriye'de Esad rejiminin düşmesi, İran'ın uzun zamandır korktuğu ‘Şii Hilali’nin sonu, Türkiye'nin Dolunayı’nın yükselişi anlamına geliyor ve Afrika Boynuzu'ndan Levant ve Afganistan'a kadar jeopolitik manzarayı yeniden şekillendiriyor.”

Yine bugün Barrack’ın sözlerinin üstüne atlanması gibi, Sünni Dolunayı tabirinin üzerine atlayan bazı gazetecilerimiz olmuştu. Biz de şu uyarıyı yapmak zorunda hissetmiştik:

“Sünni Dolunayı gibi projeler ise, emperyalist cephenin havuçlarıdır. O dolunay bir gün tutulur ve bu işten Türkiye zararlı çıkar. AK Parti Hükûmeti, basındaki ‘fetihçi’, Türkiye’ye emperyalist gömlek biçenlere dikkat etmek zorunda.” (Emperyalist olma heveslilerini uyarıyoruz: 'Sünni Dolunayı’ tutulmaya dönmesin!, Aydınlık, 24 Aralık 2024)

Türk basınında Sünni Dolunay’ı çok sürdürülmedi ama son günlerde yine “Hilafetsiz olmaz”, “İmparatorluğa dönüyoruz” yönlü yazılar çıkmaya başladı. Yeni Şafak yazarları, bu konuda da başı çekti. O zaman da şu uyarıyı yapmıştık:

“Hayâl kurmak en insanî faaliyetlerdendir. İnsan üretiminin bir parçasıdır. Hayâlperestlik ayağı yere basarsa, sağlıklıdır. Ama ayağınız yerden kesilirse, Allah korusun, damdan düşmüşe dönersiniz. Şaşkın ördek gibi ortada kalırsınız.” (Hayâlcilik: İmparatorluk, Gerçekçilik: Üretim Devrimi, Aydınlık, 5 Mayıs 2025)

PKK KONGRESİ’YLE AYNI ŞEYİ SÖYLEYEN BÜYÜKELÇİ

Dönelim Barrack’a… NTV’ye konuşan Barrack şunları söylüyor:

-“Türkiye ile İsrail arasındaki diyalog YPG ile Türkiye arasındaki diyalogla aynı zamana denk geliyor. Ve Türkiye burada çok kritik anahtar bir unsur. Bölgenin geri kalanını İsrail’in toprak gaspı istemediğine ve Suriye’yi almaya çalışmadığına ikna edecek kilit bir unsur. Türkiye’nin de zaten Suriye topraklarında gözü yok.”

-“Osmanlı İmparatorluğu için işleyen bir sistem vardı ama aşiretler, dinler varken etrafına yapay sınırlar çizemezsiniz ama Sykes-Picot bunu yaptı. İşte bu da tabii ki bizi anlaşmayla ilgili yaşadığımız aksilikler ve tabii ki Sevr Antlaşması ve Lozan Antlaşması tabii Kürtlerle ilgili olan bir dizi başka aksiliğe yol açtı. Çünkü Batı herkese aynı toprakları üç farklı zamanda vadetmişti.”

-“SDG bir müttefik. Birliklerimizle birlikte DEAŞ’a karşı savaşan bir güce verdiğimiz destek Kongremiz için çok önemli. Onları tüm bu grupların olmadığı yeni bir Suriye hükümetine yönlendirmek çok ama çok önemli. Herkesin de beklentilerinde makul olması gerek.”

-“Bence bir kez olsun Türkiye ile Körfez, Suriye ve umarım İsrail arasında ki tabii ki diğer tarafta konuşacağımız ve tüm bölgesel ortakları direniş ekseninden kurtarmak fırsatımız var. Şii hilalinden kurtulmak ve bölgedeki herkes için Amerikan müdahalesinden bağımsız, Amerikan müdahalesine ek olarak değil yeni bir diyalog kurmak için bir fırsatımız olacak.”

SETA RAPORU BU YÜZDEN YAZILDI

İşte Barrack’ın görevi bu. PKK ile aynı ağızdan Lozan Antlaşması’nın eleştirisi… Bakmayın siz Atatürk’ü övdüğüne… Çünkü övmeden ve Türkiye’nin rolünü büyütmeden, ABD’nin havucuna kimseyi ikna edemez. Peki, ikna etmeye çabaladığı süreç ne? Bu sözlerden de net bir şekilde görüyoruz ki, SDG’yi müttefik olarak görerek, onları bütününü bozmadan Suriye Ordusu’na entegre etmek, Türkiye’yi bölgeyi İsrail konusunda ikna edecek güç olarak sunmak… Tüm bunları topladığımızda Barrack’ın 1990’ların başından beri uygulanmaya çalışılan ve Özal’la parlatılan “Türkiye himayesinde Kürdistan” planının uygulayıcısı olarak göreve geldiği ve bunu üstlendiği açık.

İkinci önemli nokta, “direniş eksenine darbe, bölgeyi Şii ekseninden kurtarma…”

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı ağırlayan ABD'li mevkidaşı Marco Rubio, 27 Mart’ta şunu demişti: “ABD, Türkiye ile son dönemde gerçekleştirdiği ticari ilerlemelerin üzerine yenilerini ekliyor. Ayrıca Ukrayna ve Güney Kafkasya'da barıştan İran'ın istikrarı operasyonlarına karşı Suriye'nin bakımına kadar önemli çalışmaya birlikte çalışıyoruz. Türkiye'de son zamanlarda yaşananlar ve protestolarla ilgili endişelerimi dile getirdim.”

ABD’de Biden’ın başında olduğu Küreselcilerin izlediği yok muhalefeti desteklemek ve Erdoğan’ı devirmekti. Trump’ın izlediği yol ise, ilk günden bu yana Türkiye’yi sırtını sıvazlayarak çeşitli havuçlarla hâkimiyet altına alma çabası. Buna bir de, yukarıdaki açıklamalardan Türkiye’yi İran üzerine sürme girişimleri de göze çarpıyor.

İsrail’in de bu planın içinde olduğunu, Barrack’ın Türkiye’ye İsrail için biçtiği rolden anlaşılıyor.
Türkiye’de bu planlara teşne yapılar da var.

Hatırlatmak isteriz: Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA), ocak ayında “SETA Güvenlik Radarı: 2025’te Türkiye’nin Jeopolitik Ortamı” başlıklı bir analiz yayımladı.

Raporda, ABD’nin Doğu Akdeniz’e yaptığı yığınaklar ve o bölgeye odaklanan stratejisi; Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege Denizi ve Yunanistan’la ilgili hiçbir değerlendirmenin yer almaması dikkat çekti. İran’la ise çatışmacı rekabet yaşanabileceği aktarıldı.

Bu rapora bir tek Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek göstermişti. Perinçek, “Bir CIA veya MOSSAD ajanına yazdırsa SETA bu raporu aynen böyle yazar.” ifadelerini kullanmıştı. ABD elitlerinin dillerinden Perinçek’in haklılığını görüyoruz.

Sykes Picot yırtılıyor Batı kabul etti, Türkiye artık imparatorluk oluyor, Sünni Dolunay’ı kuruluyor diye yaygara koparanlar, ABD-İsrail’in planlarının sözcülüğünün yaptığının farkında olmalılar.
Türkiyelilik adına Amerikanca ancak böyle konuşulur.

Aydınlık, Türk milletini uyarıyor ve uyarmaya da devam edecek.

İstanbul’da avanta rayiçleri alt üst

MELİH ALTINOK-SABAH

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde örgütlü olan DİSK'li işçiler 5 gündür grevde. CHP'li siyasiler ve parti medyası günlerdir anayasal haklarını kullanan işçileri "hainlikle", "nankörlükle" suçluyorlar. CHP'nin sendikacı milletvekilleri bile suspus. Muhalefetten, Doğu Perinçek dışında "Arkadaş ne oluyor" diyen solcuya da henüz rastlamadım. Belediye Başkanı Cemil Tugay dün de grevdeki sendikalar ile uzlaşı olmaması durumda sendika yetkilileri tarafından gönderilen teklifleri İzmir halkının onayına sunacağını açıkladı. Başkan halkın onayını nasıl alacak? İzmirliyi grevi kırmak üzere sokağa çağırmayacağına göre hemşerilerini "referanduma" mı davet edecek? Temel haklar ve özgürlük referandum konusu yapılamaz o ayrı konu ama zaten ne gereği var? Çıkacak sonuç ortada. CHP'li seçmen partisi ne derse onu yapar. Milli Şefi "Ülkeye şeriat lazımsa onu da biz getiririz" desin, "evet" der. Üstelik bu olayda hükümet taraftarları arasında da "O parayı alamayan da var" deyip işçiye yüklenenler çoğunlukta. Yani CHP kamuoyunda DİSK'e ve genel olarak sendikacılığa karşı popülist bir konsensüs oluşturmayı başardı. CHP'nin üyesi olduğu Sosyalist Enternasyonal'in olayla ilgili değerlendirmesini merak ediyorum.

Doğu Perinçek

ABDULKADİR SELVİ-HÜRRİYET

Mansur Yavaş keşke Talat Paşa Anıtı’nın açılışına Doğu Perinçek’i de davet etse yerinde olurdu. Çünkü Doğu Perinçek, “Talat Paşa Komitesi”ni oluşturarak İsviçre’de, Fransa’da AİHM’de sözde Ermeni soykırımına karşı destansı bir mücadele vermişti.

Tom Barrack ABD İran