MEDYANIN HALLERİ... Türk basınına uyarı: Mezarına giden NATO’ya eşlik etmeyin
Cemiyet hayatı, magazin, dedikodu boy boy sayfalarınızda var. Ama Türkiye’ye yönelen en önemli tehdidin haberi yok. İş oraya gelince sayfalarınızda yer bulamıyor musunuz?
Nadir Temeloğlu
Hürriyet’in sürmanşetinden öğreniyoruz: Ünlü yıldız Dakota Johnson, yaratıcı sürece susamış.
Sabahın sürmanşetinde kocaman Galatasaray’ın şampiyonluk kutlaması var.
Sözcü ve Cumhuriyet’te bugün emperyalizmin parçası haline gelmiş olan Sosyalist Enternasyonel var. Karar da bu kervana katılmış.
Yeni Şafak’ta zorlama bir haber: 27 Mayıs’ı Masonlar yapmış!
Çoğaltabiliriz. Şunu vurgulamak istedik: Medyanın birbirine zıt gazetelerinde bakıyoruz her türlü haber var.
Ankara’da biri nefes alsa haber yapıyorsunuz.
Ünlünün biri gaf yapsa peşinden koşuyorsunuz.
Cemiyet hayatı, magazin, dedikodu boy boy sayfalarınızda var.
Ama Türkiye’ye yönelen en önemli tehdidin haberi yok.
İş oraya gelince sayfalarınızda yer bulamıyor musunuz?
Her konuda kedi köpek gibi birbirini yiyen medyamız, konu Atlantik ve NATO olunca hep bir ağızdan kuyruğunu kıstırıyor, başını öne eğiyor, sessizliğe gömülüyor.
Evet, yarın Edirne’de, burnumuzun dibinde bir NATO tatbikatı başlıyor.
Türkiye davetli değil. Çünkü Türkiye o tatbikatın hedefi.
Vatan Partisi önderliğinde ve Türkiye Gençlik Birliği’nin katılımıyla Edirne’de ABD’nin, İsrail’in, NATO’nun ülkemize yönelen namluları karşısına vatanseverler dikildi.
“Korkmuyoruz!” diye haykıran binlerce vatansever, hep bir ağızdan bağımsızlık yemini etti.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türk milletinin kararlılığını serhat şehrimizden açıkladı: “Meriç Nehri’nden Türkiye’ye geçmeye kalkan tanklara vize yok, ölülere vize var!”
Tüm bunlar maalesef basınımızda yok. Televizyonlarda yok. Bir tek Aydınlık ve Ulusal Kanal’da var. Bir de Edirne’nin yerel basını var.
Vatan Partisi’nden Edirne'de NATO/ABD'ye karşı bağımsızlık yeminiGündem
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek: Meriç Nehri’nden Türkiye’ye geçmeye kalkan tanklara vize yok, ölülere vize var!GündemSINIRIN ÖTEKİ YAKASINDAN DEĞİL TÜRKİYE’DEN HABER YAPIN!
Türk basınına soruyoruz:
Hayırdır efendiler, sınırın öte yakasından mı yayın yapıyorsunuz?
ABD-NATO namlularının üstüne çıktınız da dünyaya oradan mı bakıyorsunuz?
15 Temmuz darbe girişiminin baş faili NATO’nun tehditlerinin üstüne örtü mü oldunuz?
Eşref Bitlis’lerin, Uğur Mumcuların katilinin huzurunda önünüzü mü ilikliyorsunuz?
Madımak’ın, Başbağların, Çorum’un, Maraş’ın ateşine benzin mi taşıyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’de “Yemezler” diyerek buradaki üslerin Türkiye’ye karşı olduğuna işaret etmişti. Türk milletine “yedirme”, milleti kandırma görevi mi size verildi, yoksa NATO’culuk gevişi getirmeye mi başladınız?
Doğu Perinçek’in uyarısı çok önemli. O sınırlardan canlı geçemezler.
Medyamızı gerçekçi olmaya çağırıyoruz.
ABD’nin tek kutuplu iddiası yerle bir oldu.
ABD yeniliyor, NATO bölünüp parçalanıyor.
Doğuya hem genişlemeye hem de namlu uzatmaya çalışan NATO, mezarına giriyor.
Mezarına giren NATO’nun yanındaysanız açık olun.
Merak etmeyin, o mezarlıkta hepinizi alacak çukurlarımız var.
‘Dostum’ dedi utandırdı
MELİH ALTINOK-SABAH
Murat Bardakçı dün Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk soruşturmasında adının geçtiğini yazdı.
Mesele şuymuş: İmamoğlu'nun Beylikdüzü döneminde aralarında Bardakçı'nın da bulunduğu 17 yazarla "hayalî söyleşiler" yapıp belediyenin kasasından o zamanın parasıyla 1 milyon lira çalmışlar.
"Ne söyleşi yaptım ne de para aldım" diyen Bardakçı konunun sorgusunda İmamoğlu'na da sorulduğunu ancak kendisinin "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnadları şiddetle reddederim" dediğini hatırlatıyor.
Ve yazısını şöyle bitiriyor:
"Beylikdüzü Belediyesi'nin düzenlendiği iddia edilen ama tamamen hayalî olan program için bir milyon liraya yakın paranın ödenmesinin hesabını belediyenin o zamanki başkanına sormak tabii ki hatadır! Cumhuriyet Savcılığı'nın bu konu hakkında asıl sorumluların, yani Hartum, Tokyo, Mumbai, Kinşasa vesaire gibi şehirlerin belediye başkanlarının ifadesine başvurması gerekir!"
Yazar ne yapsın, ancak mizahla anlatılabilecek bir rezalet.
Baksanıza her gün İBB'deki yolsuzluğa dair bir başka delil ortaya çıkarken, İmamoğlu'nun en yakın ekibi, müdürleri hırsızlık ağına dair itirafta bulunurken kimileri hâlâ "ne olmuş ki" diye söyleniyor.
Özgür Özel ise yine ağaca toslayıp ayılacak olan kitlenin gönlünü hoş tutup koltuğunu korumak için CHP'yi bu meselelere bulaştırıyor. Ana muhalefet partisinin kurumsal kimliğini, bir yolsuzluk soruşturmasında kalkan yaptırıyor.
Dün de Sosyalist Enternasyonel'in İstanbul'daki toplantısına katılan İspanya Başbakanı Sanchez'in eline İmamoğlu'nun karikatürünü tutuşturmuştu.
Özel'in "Dostum Sanchez" diye bahsettiği İspanyol Başbakan resmi gönülsüz tutuyordu. Konuşmasında da İmamoğlu'nun adını bile anmadı. Muhtemelen içinden de "Ulen nereye düştük" diye söyleniyordu.
