MEDYANIN HALLERİ...Gazze’nin kurtuluşu hilafette mi?
Son iki yüz yıldır hilafetin hiçbir şey çözmediği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Efendiler, yakan top oynamayı bırakın da gerçeklerin sahasına gelin. Türkiye’nin sorunlarını NATO’dan çıkaracak, Üretim Devrimi yapacak, Yükselen Asya Uygarlığında yerini aldıracak bir Üreticilerin Millî Hükûmeti çözer.
AK Parti’ye yakın medyada, son dönemde hayalcilik alıp başını gitti. Yakın zamanda Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, hilafet istiyordu. Birkaç gün önce yine Yeni Şafak’tan İhsan Aktaş, “Bu millete imparatorluk kurmak farz oldu!” diyordu. Şimdi de Yeni Akit’ten Mustafa Çelik, “Gazze hilafete duyulan hasrettir” başlıklı bir yazı yazdı.
Çelik, ABD ve İsrail’in saldırlarına sessiz kalan ülkeleri cellatlarına âşık olmuş esir ve köleler olarak nitelendiriyor. Doğrudur. Katılıyoruz. Ama bu ülkeleri esaretten kurtarıp hürriyet âşığı yapacak olan nizamın hilafet olduğunu ileri sürüyor.
Son iki yüz yıldır hilafetin hiçbir şey çözmediği gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Maalesef Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’mızda da emperyalistlerin üzerimize sürdüğü kuvvetler, işgal veya işbirliği yaptıkları Müslümanlardı. Halifenin çağrıları yanıtsız kaldı.
ÖNCE ABD HEVESİNDEN KURTULMAK LAZIM
Gazze’ye, Yemen’e, Suriye’ye saldıran ABD ve İsrail.
Suriye’nin kuzeyinde karşımızda ABD-İsrail var.
Doğu Akdeniz’e yığınak yapan, yine bu kuvvetler.
Ama bakıyorsunuz hilafet yazanlar, NATO sistemine karşı değiller. Dahası Kur’ân-ı Kerim yakma örgütü olan, en çok Müslüman’ı katleden NATO’nun genişlemesine onay veren hükûmeti destekliyorlar. Avrupa Birliği hayalleri satan hükûmete omuz veriyolar. Avrupa Güvenlik Mimarisi’ni allayıp pulluyorlar. İncirlik ve Kürecik’e suskunlar.
Bunlara yapmak için hilafete ne gerek var?
En azından Filistin yönetimiyle Deniz Yetki Anlaşması yapmak için hilafeti mi beklemek lazım
GAZZELERİN ÇIĞLIĞINDA HİLAFET YOK!
Türk basınına bakıyoruz: Bütün fırsatını Erdoğan-Trump görüşmesine kitlemişler.
ABD ile gidip Suriye ve Gazze meselesini çözeceksiniz öyle mi?
Yine dönüp dolaşıp kapınız ABD’ye, İsrail’e çıkıyor. Önce bunu bir değiştirmeniz gerekiyor. O kapı, bölge ülkelerine çıkmadan bir çözüm yok.
Hilafet çağrısı, aslında mücadeleden kaçma yolu. Başta Türk hükûmeti olmak üzere, Filistin’le dayanışmada yapılan hataları örtmenin de aracı. Bunlara göre, “Hilafet yok, çözüm yok!”
En azından türlü türlü acılara, savaşa ve açlığa meydan okuyan Gazzeliler bunlardan daha akıllı.
Hilafet gibi dertleri, çağrıları yok. Bunlar gibi topu havaya atmıyorlar.
Efendiler, yakan top oynamayı bırakın da gerçeklerin sahasına gelin.
Türkiye’nin sorunlarını NATO’dan çıkaracak, Üretim Devrimi yapacak, Yükselen Asya Uygarlığında yerini aldıracak bir Üreticilerin Millî Hükûmeti çözer.
Gazze’yi çözecek birikim buradadır.
Gerçek şudur: Gazze Üreticilerin Millî Hükûmeti’ne duyulan hasrettir.
Cumhuriyet gazetesinin
101. yaşını tebrik ederiz
Cumhuriyet gazetesi, dün 101. yaşını kutladı. Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun yazısında, şunları yazdı:
“29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. 6 ay 9 gün sonra 7 Mayıs 1924’te Cumhuriyet gazetesi yayımlanmaya başladı. Gazetenin kurucusu ve başyazarı, Atatürk’ün yakın arkadaşı Kuvayı Milliyeci Yunus Nadi’dir.
Cumhuriyet gazetesinin temel ilkeleri ve temel yayın politikası 101 yıl önce gazetenin ilk sayısında başyazar Yunus Nadi tarafından açıklanmıştır.
Bu temel ilkeler özetle şöyledir:
1. Cumhuriyet gazetesi, cumhuriyetçidir. Cumhuriyet rejiminin koruyucusu ve savunucusudur.
2. Cumhuriyet gazetesi ne hükümet ne de parti gazetesidir.
3. Cumhuriyet gazetesi özgürlüklerin ve demokrasinin savunucusudur.”
1 Haziran 1920’de, Kurtuluş Savaşı ateşinde doğmuş olan gazetemiz Aydınlık olarak, Cumhuriyet’in en ateşli günlerinde doğmuş Cumhuriyet gazetesini kutluyor, nice başarılı yıllar diliyoruz.
ABD bu sezon kültür emperyalizmine karşı
MELİH ALTINOK-SABAH
ABD Başkanı Trump, Hollywood'un çöküşte olduğunu söyleyerek sinema sektörüne yönelik dikkat çeken bir adım attı. Trump, ülkeye ithal edilen yabancı filmlere yüzde 100 oranında gümrük vergisi uygulanacağını duyurdu.
Trump, bu durumun sadece ekonomik değil, aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da tehdit oluşturduğunu söylüyor. Yabancı yapımların kasıtlı olarak ABD pazarına yönlendirildiğini, bu filmlerin mesaj ve propaganda içeriği taşıdığını belirtiyor. Bu yüzden de "Diğer ülkeler, film sektörünü Amerika'dan uzaklaştırmak için her türlü teşviki sağlıyor. Buna karşı koyacağız" diyor.
Kim derdi Hollywood'la dünyanın kültürel iktidarına da hâkim olan ABD, gün gelecek kültür emperyalizmine savaş açacak diye...
Evet, bu sezonluk böyle.
İyi seyirler.
***
FETÖ ile mücadele…
DİLEK GÜNGÖR-SABAH
Şimdi benim merakla beklediğim bir dosya var.
Uğur Grubu Şirketleri…
Bu dosyanın hikayesi çok uzun…
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Uğur Soğutma'ya el konuldu. FETÖ'ye finansal destek sağladıkları iddiasıyla Nazilli'deki Tarmaklı ailesinden Ali ve Mehmet Tarmaklı gözaltına alındı. Daha sonra fabrikaya kayyum atandı. Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de bu şirketle ilgili müsadere davası açıldı. 2017'de tahliye edildiler. 2019'da Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Uğur Şirketler Grubu ile birlikte 22 şirkete atanan kayyum kararını kaldırdı. Fakat fabrikaya dönen Takmaklı ailesinin birçok ferdiyle ilgili bu kez FETÖ/ PDY'nin Nazilli çatı örgütlenmesine ilişkin davada ceza çıktı. Başınız dönmesin, dahası da var. Yerel mahkemenin 2019'da esas hakkındaki mütaalaya aykırı olarak müsadere talebini reddetmesini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2. Ceza Dairesi'nin istinaf talebini reddetmesini, kararın savcılık tarafından temyiz edilmesini saymıyorum.
1 yıldır da dosya Yargıtay'da… 3. Daire inceliyor…
Esasında şirketin dosyasında yok yok… FETÖ'yle iltisak mı ararsınız, terör örgütü bağlantılı şirketlerle ticari ilişkiler mi?
Örgütün en önemli finansörü Kaynak Holding ve ona bağlı şirketlerle olan ilişkisi, muvazaalı işlemlerle FETÖ'nün yurtdışındaki elemanlarına aktarılan paralar, Bank Asya aracılığıyla örgüte sağlanan finansman, 15 Temmuz'dan sonra şirkette kayyum kararı kalkmasının ardından komisyon ödemesi adı altında yurtdışına aktaran paralar, Nazilli'de örgüte ait eğitim kurumlarının binalarının yapımı, örgüte bağışlanması…
Anlayacağınız tespit çok…
Baktığınızda, dosyadaki tespitler Naksan, Erciyes Anadolu, Aydınlı, Akfel, Koza İpek'ten pek farklı değil… O dosyalarda da suçlar aynıydı… Yerel mahkemelerin verdiği müsadere kararları doğrudan onaylanmıştı.
Bakalım bu sefer ne olacak!
Yazıyı bitirmeden, bir noktanın altını çizmek istiyorum. FETÖ operasyonları başladığında bunların kolay mücadele edilebilecek bir örgüt olmadığını, yaşadıkları her kırılma sonrasında yapı değiştirip, farklı isimlerle hayatlarını sürdüreceklerini hepimiz biliyorduk. O yüzden, bu uzun soluklu süreçte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesinin devletin bütün mercilerine sirayet etmesi, mücadelenin de nefesler kesilmeden, sistematik olarak devam etmesi gerekir.
Yönetmen İlker Canikligil tahliye edildiGündem
Özgür Özel'e yapılan saldırıya Yılmaz Özdil'den çarpıcı yorum: Armut gibi geziyorGündem
Erdoğan ve Bahçeli zirvesinde neler konuşuldu? İşte görüşmenin perde arkasıGündem
Zorunlu lise eğitimi değişiyor: 3 model masada!Gündem