Mehmet Çek: CHP’nin Kürt sevgisi buraya kadar Özdağ’da teselli arayacaklar
Özgür Özel’in Terörsüz Türkiye sürecine muhalefet sinyali veren açıklamaları sonrasında, CHP ile Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi arasında ittifak arayışı olduğu iddia edildi.


“Terörsüz Türkiye” adıyla anılan terör örgütü PKK’nın fesih ve silah bırakma sürecinde gözler yeni adımlara çevrilmişken CHP’den yapılan değerlendirmeler tartışma konusu.
CHP’nin sürece yaklaşımını yorumlayan Gazeteci Mehmet Çek, “Son 10 yılda bütün seçimlere terör örgütüyle kolkola girmiş, sınır ötesi operasyonlar dahil her fırsatta devleti suçlamış CHP’nin, Terörsüz Türkiye’ sürecini seçim yatırımı gibi yakıştırmalarla itibarsızlaştırma girişimlerine ve iktidarı teröristlerle işbirliği yapmakla suçladığına şahitlik edeceksiniz.” dedi.
Çek, CHP’nin Kürt meselesi konusunda samimi olmadığını öne sürdü. Yakın bir zamanda Türkçülüğe dönerek Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi ile ittifak arayışına gireceğini iddia etti.
ÖZEL: ‘ATATÜRK’ÜN PARTİSİ ŞEYTAN, ÖCALAN’INKİ DOST’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bugün bir yandan “Eğer annelerin gözünün yaşı duracaksa, şehit kanı akmayacaksa biz varız.” derken, diğer yandan “Atatürk’ün kurduğu parti, şeytan. Abdullah Öcalan’ın kurduğu parti, dünden beri dost.” ifadelerini kullanması dikkat çekmişti.
Özel, PKK karar metninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de imzasının bulunduğunu iddia ederek, Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasıyla ilgili yorumlar ile soykırım suçlaması hakkındaki soruya “Muhatabı ben değil, Erdoğan ve Bahçeli’ye sorun.” diye yanıt vermişti.
Gazeteci Mehmet Çek’ten CHP’nin Terörsüz Türkiye sürecine dair yaklaşımına eleştiri geldi.
‘CHP’NİN KÜRT SEVERLİĞİ BURAYA KADARMIŞ’
Mehmet Çek, CHP’nin Kürt meselesini işine geldiği gibi kullanmaktan yana olduğunu söyledi. Terör örgütü savaşırken sevdiğini, silah bırakınca kabul edemediğini belirtti. CHP’nin son 10 yılı PKK ile kolkola geçirdiğini ve ona kol kanat gerdiğini aktaran Çek, “1 Ekim 2024 tarihinde Sayın Bahçeli’nin çağrısıyla start alan bir devlet inisiyatifi girdi. Şimdi aynı sahneleri tersinden yaşıyoruz. CHP`nin Kürt severliği de buraya kadarmış.” cümlelerini kurdu.
Çek, CHP’nin DEM Parti’yle “Kent Uzlaşısı” ismiyle kurduğu ittifakı ve sınır ötesi operasyon tezkerelerine karşı çıktığı günleri hatırlatarak “Bazıları bunları sadece silah elde savaşırken görmek istiyormuş, bizim sadece silahları gömerken görmek istediğimiz gibi.” diye devam etti.
‘TESELLİYİ ÖZDAĞ’DA ARAYACAKLAR’
İktidar kaynaklarına yakın isimlerden olan Gazeteci Çek, CHP’nin Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’yle ittifak yapağı iddiasını şöyle dile getirdi:
“Son bir not:
“Sevgili medya mensupları...
“Bundan sonra CHP`nin sürekli halde geveleyip durduğuna şahitlik edeceksiniz. Son aylarda değme kürtçülere nal toplatacak kadar ayrılıkçı söylemlere varan, Kürtlere devlet teklif eden, ‘Türkiye’nin bir Kürt sorunu vardır ve çözülmelidir.’ diye bas bas bağıran CHP genel başkanı Özgür Özel`in birden bire Türkçülüğe doğru yelken açıp, teselliyi Ümit Özdaggiller familyasında aradığına şahitlik edeceksiniz.”
Gazeteci Mehmet Çek’in bugün akşam saatlerinde sosyal medya hesabından yayınladığı yazısının tamamı şöyle:
DEMEK Kİ NE İMİŞ?
Barış ve çözüm sürecinde örgüt "silah bırakıyorum" dediğinde homurdanan, ateşkese bin türlü kulp takan, iki-üç yıl için de olsa kanı durdurmayı başarmış Erdoğan`ı örgütle anlaşmakla suçlayan CHP, örgüt yeniden silaha sarıldıktan itibaren örgütün bir numaralı destekçisi olup, örgütle kolkola seçimlere girmişti.
2013 sürecinde Andımız kaldırılıp, Kürtçe alfabe, Kürtçe okullar, anadilde propoganda gibi yüzlerce demokratik reform hayata geçirilirken hükümeti bölücülük dahil herşeyle suçlamış CHP, terör örgütü yeniden kan dökmeye başlayıp, şehirleri yaktıktan sonra örgütle halaylara durup, kolkola seçimlere girmişti.
2015`ten itibaren yaklaşık 10 yıl boyunca, bu ülkede Kürt sorununu yaratmışlarla, Kürt sorununun arkasına sığınıp bu ülkeye saldırmışları aynı kaptan beslenip, aynı korodan şarkılar söylerken izledik.
Derken araya zaman ve 1 Ekim 2024 tarihinde Sayın Bahçeli’nin çağrısıyla start alan bir devlet inisiyatifi girdi.
Upssss!
Şimdi aynı sahneleri tersinden yaşıyoruz.
Son 10 yılda bütün seçimlere terör örgütüyle kolkola girmiş, ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında ittifaklar kurup, terör örgütünün adaylarını CHP listesinden seçtirmiş, örgüt üyelerini belediyelere doldurmuş, teröre yönelik her operasyonda örgütün avukatlığına soyunmuş, Kandil’in argümanlarıyla konuşup, sınır ötesi operasyonlar dahil her fırsatta devleti suçlamış CHP`yi bir de şimdi yani örgüt kendisini fesh edip, silahları bırakma kararı aldıktan sonra izleyin.
Bu andan itibaren, CHP yönetiminin bütün açıklamalarında ‘terör örgütü’ ve ‘teröristler’ ifadelerini kullandıklarına şahitlik edeceksiniz. Örgüt elebaşılarının her yaptığı açıklamada yerlerinden zıpladıklarına şahitlik edeceksiniz.
Diğer taraftanda ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini seçim yatırımı gibi yakıştırmalarla itibarsızlaştırma girişimlerine ve iktidarı teröristlerle işbirliği yapmakla suçladıklarına şahitlik edeceksiniz.
Yani başa sardık.
Demek ki ne imiş?
CHP`nin Kürt severliği de buraya kadarmış.
Demek ki ne imiş arkadaşlar?
Bazılarına bu örgütler sadece savaşırken iyiymiş, bize sadece barışırlarken iyi olduğu gibi.
Demek ki ne imiş?
Bazıları bunları sadece silah elde savaşırken görmek istiyormuş, bizim sadece silahları gömerken görmek istediğimiz gibi.
Çünkü bazıları taşeron ama biz buralıyız ve istikbal kaygımız var.
Son bir not:
Sevgili medya mensupları...
Bundan sonra CHP`nin sürekli halde geveleyip durduğuna şahitlik edeceksiniz. Son aylarda değme kürtçülere nal toplatacak kadar ayrılıkçı söylemlere varan, Kürtlere devlet teklif eden, “Türkiye’nin bir Kürt sorunu vardır ve çözülmelidir.” diye bas bas bağıran CHP genel başkanı Özgür Özel`in birden bire Türkçülüğe doğru yelken açıp, teselliyi Ümit Özdaggiller familyasında aradığına şahitlik edeceksiniz.