Meserret Taşkın'dan mektup var! ‘SUÇ VE CEZA’
Başlık yanıltmasın. Dostoyevski ve ünlü eseri değil konumuz. Suç ve cezadan söz etmek için, Dostoyevski’ye ihtiyacımız kalmadı şükür!


En son Kastamonu’da 8 aylık gebe eşini öldürüp, kadıncağızın ölüsü evde kokunca, elinde 1.5 yaşındaki diğer çocuğuyla yakalanan koca. Dizilerde oynayan bir kadın tarafından hunharca öldürülen fenomen bir başka kadın; Mattia Ahmet Minguzzi isimli çocuğumuzun öldürülmesi ve sonrasında gelişen olaylar. Sağlıkçılarımızın, hukukçuların içinde bile örgütlenen, cinayet, şantaj, dolandırıcılık çeteleri. Akran zorbalıkları. Daha fazla canınızı sıkmayayım ama, bir bölümü gözü dönmüş suç şebekelerine dönüşen bir toplum. Suç işleyenlerin “yakalanıp, en ağır şekilde cezalandırılması” yetmiyor. Cezalar ne kadar ağır olsa da suçu engellemek için yeterli değil. Oysa, toplumu suçtan korumak, suçları engellemek mümkün. Suçları azaltmak ve suç işleyenlerin çoğunu dönüştürmek de mümkün.
Çorabını giymeyi denememiş ama ülkesini mahva sürüklemiş imparatorundan, iyi bir bahçıvan yaratan Çin toplumu var. Bizim de Ressam Balaban, Halikarnas Balıkçısı gibi kendini yeniden inşa eden harika örneklerimiz var. Dostoyevski’nin kendisi var. Cezalandırmak intikam amaçlı olmaktan çıkalı çok oldu. Her şeyden önce suç üreten sistemden kurtulmak gerekiyor. Bunun yolu da devrimci ve halkçı bir iktidar. Bunlar neden konuşulmuyor sizce?
Sadık Okurunuz
Kırk beşini aşkın
Meserret Taşkın
LAFEBESİ
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1913 senesinde kareli not defterine yazdığı “KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR!” sözünü Türk Milleti’ne unutturan sosyal demokrasi, yepyeni traktörlerle kayıkçı kavgalarına konvoy oldu.
- Çiftçiler güneş batana kadar değil, iş bitene kadar çalışır.
Bülent Arınç, bir bilen olarak Ekrem İmamoğlu ve ekibine kumpas kurulduğunu iddia etmiş.
- Yemen'de at nallanır, kuyruğu burda sallanır.