Mevsimlik işçinin tuvaleti bile yok
Tarım işçileri günlük yevmiyelerinin artırılması için iş bırakma eylemi yaptı. 200 liralık artış oldu ancak bu sefer iş yükleri arttı. Erzin’deki işçilerin tuvaleti, akan suyu bile yok. Sigorta hak getire!
Üretim politikalarındaki çıkmaz ve ekonomideki sorunlar çiftçiden mevsimlik işçiye, tüketiciye herkesi olumsuz etkiliyor. Narenciye hasadının başlamasıyla mevsimlik işçiler ocak ayında belirlenen bin TL’lik günlük ücrete artış istedi. Yüzde 10’un aracılara kesildiğini belirten mevsimlik işçiler bin 500 TL talep etti. Çiftçi ise verimin beklenenin altında olması nedeniyle bu talebe itiraz etti, ücret artışı için 2026’yi işaret etti.
Mevsimlik tarım işçileri iş bırakma eylemiyle seslerini duyurmaya çalıştı. Adana, Mersin ve Hatay’daki tarım işçileri 5 Ekim’de greve başladı. Bunun üzerine tarım işçileri temsilcileri ve işveren temsilcileri ara protokol imzaladı. 2025’in kalan ayları için 1200, 2026 yılı için ise bin 500 TL günlük ücret belirlendi. İşçiler tarlaya döndü.
Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’tan gelen işçilerle, Erzin mandalin bahçelerinde görüştük. Çalışma ve yaşam koşullarına şahit olduk. Birçok tarım işçisi sabaha karşı 04.00’te tarlaların yolunu tutuyor. Akşam geç saatlere kadar Hatay’ın sarı sıcağı altında uzun saatler çalışıyor. Barınma, ulaşım, eğitim, sağlık gibi pek çok sorun on yıllardır süregeliyor. Tarım işçisinin iş yasası yok, sendikal hakkı yok, sağlık güvencesi yok…

Şimdi sözü onlara bırakalım…
Rozelin Uğur: “Gece bir buçuk veya ikide kalkıyoruz. Gecenin karanlığında işe geliyoruz. Ben bir öğrenci olarak ihtiyaçlarımı karşılamak için çalışıyorum. Biz hakkımız olan ücreti istiyoruz. Burada çalışan kadınlar çocuklarını bırakıp, sabahın karanlığında işe geliyorlar. Bize sekiz saat deniliyor ama çok fazlasını çalışıyoruz.”
Hatice Saraç: “Yevmiyelerimizin bin 500 lira olmasını istiyorum. Sigortam yok, ben ağaçtan düşsem kim hastane masraflarımı ödeyecek? Tuvalete nereye gideceğiz? Yılan geldi soktu, biz ne yapacağız? İşverenler her şeyi emekçiden bekliyor, her fedakârlığı emekçiden beklemeyin! Bir simit 15, bir ekmek 15. Arkadaşım 4 çocuğunu bırakıp işe geldi.”
‘HAYATIMIZ ÇOK UCUZ’
Sümbül Saraç: “Arkadaşım ağaçtan düştü, sağlık sigortası yok. Beş gün beli sakat yerde kaldı. Fabrika ve mal sahibi sormadı, bizim çavuşumuz ilgilendi. Ablam ağaçtan düştü, makas battı. İşçi konuşmasın, işçi hakkını istemesin, işçi sadece çalışsın ve bizden bir şey istemesin diyorlar. Bizim hayatımız çok ucuz, ağaçtan düştün ve öldün bitti.”
‘SIRTIMDA 75 KİLO TAŞIYORUM’
Yakup Abaltun: “Bizler tarımda küfeci olarak çalışıyoruz. Asgari ücret yeterli olmadığından ailemizle buralara geliyoruz. Benim burada hanımım, kız kardeşim, babam ve ben bahçeye çalışmaya geldik. Grev yaşadık ve ücretlerimizi 200 lira artırdılar ama bu kez de kasaları çoğalttılar, işçiyi azalttılar. Bu sıcakta mağdur durumda çalışıyoruz. Bahçede tuvalet yok, tuvalet için nereye gideceğimizi şaşırdık, bu bizim ayıbımız değildir. Düşünün 25 kilo bir kasa ve bir kişi sürekli üç kasa yani 75 kilo akşama kadar sırtımızda taşıyoruz. Ben dört kişiye bakıyorum, asgari ücretle olsa bunlara bakmam imkansız olduğu için bahçelerde zor şartlar altında çalışmak zorunda kalıyoruz.”
‘PARANIN 100-200 LİRASI HER GÜN FIRINA GİDİYOR’
Mustafa Uçar: “Sorunlarımız var. Hâlâ devam ediyor. Yevmiyelerimize bir iyileştirme yaptılar bin 200 lira oldu. Biz isterdik ki yevmiyelerimiz bir buçuk olsun, hayat şartları bayağı zorlaştı. Etin kilosu 800 lira, ekmek olmuş 15 lira, bu emekçiler fırından ekmek, simit alıyor, paranın 100-200 lirası hemen fırına gidiyor. İşçilerimizin ücreti 1500 olsaydı bunlar biraz daha iyi yaşarlardı. Bunlar sabahın beşinden akşama kadar çalışıyor, yemek yok, su yok. Lavabo sorunumuz çözülsün. Biz de isteriz bahçe sahipleri, firmalar kazansın ama en büyük zorluğu bu emekçi insanlar çekmektedir. Tek isteğim sesimiz duyulsun ve emekçilerin bu rezilliği son bulsun.”

Derme çatma çadırlar kilitli tuvaletler
Erzin merkezin uzağında Osmaniye sınırları yanında mevsimlik tarım işçilerinin kalması için bin kişilik bir barınma alanı var. Tel örgülerle çevrilmiş alanda tuvalet dışında hiçbir şey yapılmamış… Çeşmeler var ama akmıyor. Elektrik yok. Haliyle ne buzdolabı ne çamaşır makinesi ne aydınlatma mevcut. Su olmadığı için tuvaletlerin çoğu kilitlenmiş. İşçiler bu nedenle tuvalet ihtiyaçlarını tarlada görmek zorunda kalıyor. Duş yok. Alanın güvenliğini sağlayacak güvenlik görevlisi de yok.
İşçiler kendi olanakları ile derme, çatma çadırlar kurmuşlar. İşçiler saklayamadıkları için günlük ihtiyaçları dışında yiyecek alamıyor. Erzin Belediyesinin arabalarla getirdiği taşıma suyu kullanabiliyorlar.
Barınma alanına girdiğimiz anda kadınlar sitem dolu şu sözleri söylüyor: “Bu ilkel yaşamı bize reva gören yöneticiler utansın. Bunları çekin, yazın ve yayınlayın, belki insafa gelir, Valilik, Belediye Başkanı ve hükümet bir çözüm bulur.”
Ekmek yapan, leğenlerde çamaşır yıkayan kadınlara da mikrofon uzattık.
‘ALLAH RIZASI İÇİN SUYUMUZU AÇIN’
Durdu Ok: “Burayı öyle övdüler ki.. Tarım işçileri için yapıldığını, suyu, ceyranı olduğunu söylediler. Buraya ekmeğimizi kazanmaya ta uzak illerden geldik. Rezillik içinde ekmeğimizi pişirmeye çalışıyoruz. Buranın tuvaleti kapalı, banyosu kapalı. Allah rızası için suyumuzu, ceyranımızı açın!”
Gönül Ok: “Gidin çadırlarımızı çekin, tuvaletleri çekin bu kadar rezil bir yaşama olur mu? Yetkililer bir çözüm bulsunlar. Çok mu zor bu işçilerin suyunu vermek, elektriğini vermek. Ayıptır, günahtır. Bakın yavrularımız var, onlar bile perişanlar. Gölgelik bile yok ki otursunlar. Karnımızı doyurmaya geldik ama düştüğümüz durumu bakın!”

Pempe Onat: “Depremden çıktık ve geldik, iş yapar, ekmeğimizi çıkarırız diye geldik ama zor durumumuz. Bakın benim çocuk mama istiyor, mamayı saklayacak bir buzdolabı yok. Çünkü elektrik yok. Çocukların altını temizliyoruz, su yok. Geceleri karanlıkta çocuklarımız korkuyor, dışarıya çıkamıyorlar.”
‘Tarımda çalışacak insan bulamayacağız’
Erzin Güvencesiz İşçiler Derneği Başkanı Eyüp Tat, yaşadıkları sorunları şöyle özetledi:
“Bin dönümlük bahçe ve 100 kişi çalışıyor ama lavabo yok, ilkel şartlarda işçi çalışıyor. Yabani hayvanlara karşı güvenlik yok, ağaçlarda iş güvenliği için malzeme yok. Herkes sadece parasal açıdan bakıyor ama bu insanların sağlıklı olması, sağlıklı işe gidip gelmesi lazım. İşçilerimiz eski araçlarda, kamyonda, traktörlerde işe gelip, gidiyorlar.
“Ücretler Valilik tarafından kurulan komisyonda belirleniyor. Bugünün şartlarında bu ücret yeterli değil ama biraz iyileştirme oldu. Mücadelemiz devam edecek. İşçinin sorunlarını yetkili ve işveren biliyor. Bunlar çözülmezse tarım sektöründe çalışacak insan bulamayacağız. Bu da üretime yansıyacak. Madem üretimden, ihracattan kazanç artıyor, o zaman bundan işçi de nasiplensin istiyoruz.”
Vatan Partisi ziyaret etti
Vatan Partisi Hatay İl Başkanı Sadık Karakaş, Erzin’deki mevsimlik işçileri ziyaret etti. Devlet kurumlarının bu sorunları çözmekle sorumlu olduğunu belirten Karakaş, konuyu takip ettiklerini belirtti: “İşçiler günlük ücretlerinin 1500 olmasını istiyorlar ve haklılar. Simit, ekmek, diğer ihtiyaçları karşılamak artık zor hale gelmiştir. Bir kız işçi, şalvar alamadığı için günlük giyimi ile çalışmak zorunda olduğunu söyledi. Bu insanlara bir konteyner ve lavabo yapmaları zor mu? Hatay Valisi, Erzin Kaymakamı, Belediye Başkanı bu sorunları derhal çözmelidir. Burada kazanan işçi değil, üretici değil, aracı ve tüccarlar.”
‘Afet yılı çiftçiyi de vurdu’
Mevsimlik işçilerin geçim derdinin yanında çiftçi de sorunlar yaşıyor. Ücret artışına itiraza gerekçe olarak bu yılki afetler gösteriliyor. 30 Eylül’de mevsimlik işçilerin ücret artış talebine karşı açıklama yapan Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Çiftçimiz bu sene soğandan, patatesten, domates, biber, karpuz, buğday ve narenciyeden para kazanamadı. Çiftçimiz para kazanamadığı halde işçilerin çiftçiden fazla para talep etmeye hakkı yok. Yıl sonuna 3 ay kaldı. 3 ay beklesinler.” demişti.



