Mitoloji Film Festivali için hazırlıklar başladı! İnsanlığın ortak hikayesi dijital oyunlara taşınıyor

BU yıl üçüncüsü düzenlenen “Uluslararası Mitoloji Film Festivali 22 Eylül’de İzmir’de başlayacak. 30 Eylül’de sona erecek festival, Manisa, Aydın, İstanbul ve Çanakkale’de sinemaseverleri bir araya getirecek.

Bu yıl festivale ilk kez eklenen dijital oyun yarışması ise mitolojiyi etkileşimli bir anlatı evrenine dönüştürme iddiasında. LUGAL Games işbirliğiyle hayata geçirilen yarışmada, katılımcılar Anadolu’nun zengin mitolojik mirasını dijital oyunlara taşıyacak projeler geliştirecek.

Festivalin kurucu direktörü Gülşah Elikbank ve LUGAL Games’in kurucularından Rahmi Aydemir ile mitolojinin çağlar ötesi anlatı gücünü, festivali ve yarışmayı konuştuk.

‘HIZ VE HAZ ÇAĞINDA İNSAN SAVUNMASIZ’

Mitoloji, insanlık hafızasının ilk büyük anlatılarından biri. Sizce bugün, dijital çağın hızlı tüketim kültürü içinde mitoloji hâlâ insanlara nasıl dokunabiliyor?

Gülşah Elikbank: Ben mitolojiyi öz bir hikâye olarak tanımlıyorum. Festivalimizin sloganının “İnsanlığın Ortak Hikayesi” olmasının nedeni de biraz bu. Bu öz ve ortak hikâye evrenin yaşı kadar eski ve bu sebeple oldukça evrensel. Benim hız ve haz çağı olarak tanımladığım bu yüzyılda, insan çılgın kalabalığın içinde yapayalnız, savunmasız.

İçimizdeki o insancıl yan bu vahşi kapitalizmin ortasında can çekişiyor. İşte tam da bu noktada bize eski, umutlu hikayeler gerekiyor. Mitolojinin, hikâye anlatıcılığının kadim gücü buradan geliyor.

2026 YILINDA GÖBEKLİTEPE’DE YAPILACAK

Festival beş şehirde yapılıyor ve Troya’da kapanıyor. Mekân seçimlerinizde nasıl bir hikâye anlatmak istediniz?

Gülşah Elikbank: En başından beri gezen ve eğlenceli bir festival hayalimiz vardı. Kültürel mirasa sahip çıkarken kültürel bilinci güçlendirecek bir içerik oluşturmak niyetiyle yola çıktık. Bu sene İzmir’de başlıyoruz, Çanakkale’de kapanış yapıyoruz. Biraz da Homeros’un peşindeyiz bu yıl anlayacağınız. Troya bir Anadolu kentidir tezinden hareketle festivalimizin bizim olana sesli olarak sahip çıkmanın da etkili bir yolu olduğunu düşünüyoruz. Mitolojinin, ülkenin her yeri bizim için festival mekânı ama 2026 sürprizimizi şimdiden paylaşayım bu vesile ile. 2026’da Göbeklitepe’ye odaklanacağız.

Dijital oyun yarışması sayesinde genç geliştiricilere de sesleniyorsunuz. Peki sizce bir hikâyeyi “zamansız” yapan şey nedir? Bir oyun ya da film hangi unsurları taşımalı ki çağları aşabilsin?

Gülşah Elikbank: Ne yazık ki binlerce yıla rağmen insana dair şeyler pek de değişmedi. O yüzden içinde insanı doğru ele alan her eser bir şekilde zamanını aşar. Fakat insan katmanlı bir varlık. Üstelik sanıldığı gibi rasyonel kararlar alan bir varlık da değildir. Bu nedenle onun katmanları arasına sızabilen, aydınlıkla karanlığın dansını görebilen yazarlar çağını aşar. Gökyüzü altında anlatılmadık hikâye yoktur, derler ama o hikayeler her zaman farklı bir bakış açısına muhtaçtır. Yazarı fark-lılaştıran sunduğu o farklı bakış, getirdiği o farklı üsluptur.

Festivalin öncüsü olarak bir de çocuklara yönelik “Mitoloji ve Efsaneler Okulu” var. Bahsedebilir misiniz?

Gülşah Elikbank: Mitolojiyi sanatın farklı disiplinlerini kullanarak deneyimsel öğrenme metodu ile çocuklara aktaran, uygulamalı bir halk bilimi denemesi diyebiliriz bu programa. 7-13 yaş grubu ile eğlenerek öğreniyoruz, çocukların zihin dünyalarını eğitim boyunca özgür bırakıyoruz ve ortaya çıkanları mitolojik çerçevede değerlendiriyoruz. Çocuklar dinozorlar kadar mitolojik kahramanları da çok seviyorlar. Anne babalar çocukların koşarak geldiği nadir eğitimlerden olduğunu bilgisini bizimle paylaşıyor. Bu da büyük mutluluk elbette.

Eylül ayında yapılacak festival programınızdan bahsedebilir misiniz? Mitoloji ve sinemaseverleri neler bekliyor?

Gülşah Elikbank: Bu sefer uluslararası bir festivale dönüştük. İtalyan ve Fransız Kültür ayrıca Goethe Enstitü’nün mekanlarını ve filmlerini de kullanacağız. Keza İsveç Konsolosluğu desteğiyle iki harika kadın müzisyen festivalde bizimle olacak. Filmlere eşlik eden söyleşiler, tadım günleri, müzik dinletileri ve sergiler gibi sürprizler olacak.

ANADOLU MİTOLOJİSİ OYUNLAR İÇİN EŞSİZ KAYNAK

Dünya çapında oyunlar genellikle Yunan, İskandinav ya da Japon mitolojisinden besleniyor. Sizce Anadolu mitolojisinin oyun dünyasında yaratabileceği en çarpıcı fark ne olurdu?

Rahmi Aydemir: Çok doğru tespit. Oyun endüstrisi, tıpkı Hollywood sineması gibi, uzun süredir Batı mitolojisinin içinde kısır bir döngüye sıkışmış durumda. Üretmekte zorlanıyorlar. Yunan mitolojisi tanrılar ve titanların savaşıyla, İskandinav mitolojisi kader ve kıyametle, Japon mitolojisi ise ruhlar alemi ve doğayla uyum gibi temalarla yıllarca içerik sağladı. Hepsinin kendine özgü büyüsü var, kabul; ama artık oyuncular yeni anlatılar, farklı dünyalar arıyor.

Anadolu mitolojisinin farkı ise “çoğulluk” ve “geçiş” duygusunda saklı. Burası onlarca kültürün üst üste yaşadığı bir coğrafya. Bir Hitit fırtına tanrısı, bir Luvi koruyucu ruhla birleşiyor, ardından Frig rahiplerinin ritüellerine sızabiliyor.

Bu geçişli yapı, oyun tasarımı için eşsiz bir malzeme. Oyuncuyu sadece bir efsanenin değil, efsaneler arası dönüşümün içine yerleştirebiliyorsunuz.

‘BUGÜNE KADAR YETERİNCE KULLANILMADI’

Anadolu mitolojisinden hangi karakterler ya da olaylar, oyunculara unutulmaz bir yolculuk deneyimi yaşatabilir?

Rahmi Aydemir: Anadolu mitolojisindeki hemen her hikâye, tanrıların bile her şeye kadir olmadığını gösteren ve insanın kaderdeki yerini vurgulayan anlatılarla dolu. Oyuncuya “Tanrıların dünyasına dahil ol, ama insan kal” mesajı oldukça net. Bu anlamda kahramanın yolculuğu dediğimiz şeyin, aslında insanın içsel dönüşümünü ifade ettiğini görüyoruz. İnsan varsa yol vardır, macera vardır.

Bir çağrı alır, yola çıkar, sınanır, dü-şer, yeniden ayağa kalkar ve sonunda yalnızca dünyayı değil, kendini de değiştirir. Anadolu mitolojisi bu anlatıya fazlasıyla uygun karakterler ve olaylar sunuyor. Bugüne kadar yeterince kullanılmamış olması ciddi bir eksiklik.

‘ANADOLU MİTOLOJİSİNİN ZENGİNLİĞİ HİÇ GÖRÜNÜR OLMADI’

LUGAL Games olarak yarışmaya katkınız büyük. Anadolu efsanelerini oyunlaştırma projesinde beklentiniz nedir?

Rahmi Aydemir: LUGAL Games’i kurarken en büyük hayalimiz; bu toprakların efsanelerini, mitlerini, unuttuğumuz ya da hiç duymadığımız hikâyelerini dijital oyun dünyasına taşımaktı. Anadolu, öylesine katmanlı bir hafızaya sahip ki içinde sayısız anlatı, kahramanlık, trajedi ve dönüşüm barındırıyor. Ancak bu zenginlik bugüne kadar global oyun kültüründe neredeyse hiç görünür olmadı. İşte bu yarışma, o görünmezliği tersine çevirmek için atılmış ilk adım gibi.

Beklentimiz, genç oyun geliştiricilerin Anadolu mitolojisine yalnızca bir tema olarak değil, bir evren olarak yaklaşmaları. Çünkü burası sadece “ne anlatacağım?” değil, aynı zamanda “nasıl anlatacağım?” sorusuna da cevap bulabileceğiniz bir alan.