Moldova'da seçim heyecanı! AB yanlısı iktidar kaybetmeye yakın
Moldova’da baskıcı Maia Sandu iktidarı hiç olmadığı kadar sallantıda. Parlamento seçimlerine iki hafta kala muhalefet blokları güç toplarken Sandu iktidarı zayıflıyor. Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa konuyu Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi
28 Eylül’de Moldova’da parlamento seçimleri yapılacak. Maia Sandu liderliğindeki Avrupa Birliği yanlısı Eylem ve Dayanışma Partisi’ne ise halktan büyük tepki var. Moldova’daki seçim sonuçları, Rusya Ukrayna savaşı başta olmak üzere tüm bölgeyi etkileyecek. Maia Sandu iktidarının tekrar kazanması halinde Moldova’nın Ukrayna ile birlikte Rusya karşısında savaşa girebileceği düşünülürken, muhalefetin kazandığı senaryoda ise Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi ve tarafsız tutumun sağlanabileceği bekleniyor. Merak edilenleri Aydınlık Avrupa’ya Vatan Partisi MKK Üyesi, Emekli Hava Kurmay Albay İhsan Sefa değerlendirdi. İktidar partisinin seçimi kazanma ihtimalini zayıf gören Sefa, iktidarın dil politikalarıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulundu. Sefa, “Moldovaca’yı kaldırdı, Rumenceyi anadil yapmaya kalktı, Rumenceyi öne çıkardı. Moldovaca ve Rusça’yı bir kenara attı. Oysa Gagavuzya'da Rusça ve Gagavuzca birincil dil olarak baskınken, Moldovaca yalnızca nüfusun yüzde 4'ü tarafından ikinci dil olarak kullanılıyor. Öte tarafta Gagavuz Türklerine karşı başlattığı hem ekonomik hem siyasi baskılar var.” değerlendirmelerinde bulundu.

‘İKTİDAR PARTİSİNİN SEÇİMİ KAZANACAĞINA İHTİMAL VERMİYORUM’
Moldova’da yaklaşan parlamento seçimleri öncesinde siyasi tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Eylem ve Dayanışma Partisi bu seçimden zaferle ayrılabilir mi?
Pek ihtimal vermiyorum çünkü Moldova’da siyasi yapı üçe bölünmüş görünüyor. Bir: Sovyet, Rusya Federasyonu yanlıları, yani sol zihniyet diyelim onlara. Bir de Amerika yanlıları var. Batı Avrupa yanlıları, bunlar zaten halihazırdaki iktidar partisi. İşte Von der Leyen ve Antonio Costa’nın Kişinev’e gelip de destek verdiği şu anda iktidardaki parti var. Batı’nın, Leyen ve Costa’nın destek verdiği, şu anda iktidardaki parti. Ve üçüncü grup bağlantısız grup var.
‘OYLAR ÜÇE BÖLÜNECEK’
Bu iktidardaki partiye bana göre her ne kadar Batı tarafından iki milyar avroya yakın bir yardım verilmiş olsa da ve bu yardımlar daha çok oy alınmak için dağıtılacak olsa da, bu yardımların pek başarıya ulaşacağını düşünmüyorum. Orada bir oluşum daha var. Şu an tam hatırlayamıyorum ama bunlardan bir tanesinde eski Savunma Bakanı var. Onlar da yeniden bir birlik oluşturup üçüncü grup yani bağlantısız bir grup olarak ortaya çıkmaya çalışıyorlar. Bu çerçevede oyların üçe bölüneceğini düşünüyorum. Tabii üçe bölününce de şu an iktidardaki partinin işi oldukça zorlaşıyor. Halk nezdinde Eylem ve Dayanışma Partisi’ne karşı ciddi bir tepki var.
‘MAIA SANDU İKTİDARI MOLDOVACA VE RUSÇA’YI BİR KENARA ATTI’
Maia Sandu’nun başında bulunduğu iktidara karşı ciddi bir tepki var halkın gözünde. Hem ekonomik zorluklar var. Hem de biliyorsunuz dil konusunda yaptıkları değişiklikler de var. Moldovaca’yı kaldırdı, Rumenceyi anadil yapmaya kalktı, Rumenceyi öne çıkardı. Moldovaca ve Rusça’yı bir kenara attı. Öte tarafta Gagavuz Türklerine karşı başlattığı hem ekonomik hem siyasi baskılar var. Dilsel zulüm, paradoksal bir şekilde azınlıkların ötesine geçerek etnik Moldovalıları da etkiliyor. Maia Sandu, onların anadil kimliklerini de fiilen yok etti. İktidar yakın zamanda Moldova dilinin varlığını kabul etmeyi tümüyle reddetti. PAS kararnamesi ile ülke, geleneksel olarak hem Moldovaca hem de Rusça resmî belgeler sağlayan iki dilli sistemini kaldırdı ve bunun yerine Romenceyi getirdi. Onu daha çok kullandı. Rusya ve Moldova’yı bir kenara attı. Böyle taraftarlara karşı baskılar başlattı. Hem ekonomik hem de siyasi baskılar…
‘RUSYA YANLILARIYLA BAĞLANTISIZLAR İKTİDAR ORTAĞI OLABİLİR’
Dolayısıyla ben iktidardaki partinin Avrupa Konseyi Başkanı Von der Leyen ve Avrupa Komisyonu Başkanı António Costa’nın gidip de Kişinev’de yaptıkları 4 Temmuz tarihli toplantıda verdikleri siyasi ve iki milyar avroluk bir maddi desteğe rağmen iktidardaki partinin ciddi bir kaybı olacağını bekliyorum. Muhtemelen de burada Rusya yanlılarıyla Bağımsızlarının iktidar ortağı olacağını düşünüyorum. Yani Avrupa yanlıları her ne kadar iktidarda olsalar da, yaptıkları siyasi baskı öncelikle dildeki değişim baskısı ve giderek de Romanya ile birleşme havası, bence iktidardaki partinin yeterince oy alamayacak olmasının sebepleri.
‘İKTİDARDAKİ PARTİ KAYBEDERSE, RUSYA İLE İLİŞKİLER GELİŞİR’
Eğer muhalefet bloklarından biri seçimleri kazanırsa, Moldova’nın Avrupa Birliği’ne entegrasyon süreci ve Rusya ile ilişkileri nasıl bir değişim gösterir?
Tabii iktidardaki partinin kaybetmesi, Rusya ile ilişkilerin daha da gelişeceğini gösteriyor. Çünkü iktidardaki parti Rusya’dan uzaklaşan bir partiydi. Avrupa’ya yanaşan bir partiydi. Avrupa’nın da ne yaptığı da belli değil. Yani Avrupa, iktidardaki partiye destek verirken siyasi olarak “ne yapıyorsun?” diye sormuyor. Dil konusunda ne yapıyorsun diye sormuyor. Dil olayını gündeme getirmiyor. Halbuki halkın yüzde 70’i Moldovaca konuşuyor bildiğim kadarıyla. Yüzde 20 civarında Rusça konuşan var. Rumence dilini kullanan çok az. Yüzde 4-5, belki 7 gibi. Birkaç kaynakta okudum, böyle yazıyordu. Yani %7 civarında Rumence konuşan var. Sen şimdi halkın %70’inin kullandığı dili geri plana atıp, %7’nin dilini başa koyuyorsun. Bu ciddi bir tepkidir. Bunun mutlaka sandığa yansıması olacaktır diye düşünüyorum.
‘İKTİDAR PARTİSİ KAYBEDECEK, DİĞER GRUPLAR CİDDİ BİR OY ORANI ALACAK’
İktidardaki partinin, yani PAS’ın kaybedeceğini bekliyorum. Bu yönde düşünüyorum. Yani diğer muhalefetin, Rusya yanlısı muhalefetin ve dediğim gibi birkaç kişiden oluşan yeni grubun birleşmesiyle iki grubun da ciddi bir oy oranı almasını bekliyorum. Onların öne çıkacağını bekliyorum.
‘AB BASKICI MOLDOVA YÖNETİMİNE GÖZ YUMUYOR’
Maia Sandu iktidarının oldukça baskıcı politikalar uyguladığı kabul edildiğinde, liberal politikaların büyük bir savunucusu olan AB’nin bu iktidara desteğini nasıl yorumlamalıyız?
Şundan: AB, Moldova Rus yanlısı olursa elimden kaçar korkusuyla bu PAS yönetimine göz yumuyor. Yani Moldova iktidarının baskıcılığı, AB’nin normalde hiç göz yummayacağı bir şey. Moldova iktidarının baskıcılığı Avrupa Birliği normlarına hiç uymuyor. Ancak Avrupa Birliği bu normları istediği gibi kullanır her zaman. Hiçbir zaman dosdoğru tarafsız bir Avrupa Birliği göremezsin. Çıkarları söz konusu olunca demokrasi ve insan hakları bir kenara bırakır. AB, hiçbir zaman tarafsız bir aktör değil, kendi çıkarlarına göre hareket ediyor.
‘AB’NİN AMACI MOLDOVA’DAKİ RUSYA YANLILARININ GÜÇLENMEMESİ’
Burada gördüğümüz şey şu. Baskıcı bir rejim var. Burada insan hakları ihlalleri var. Hatta Gagavuz Türklerine yönelik baskılar var. Onların emeklilerin maaşlarını ödemediler, mallarına el koydular. Gagavuz Türkü Evghenia Gutul Türkiye’ye gelirken tutukladılar. Böyle şeylere AB göz yumuyor. Niye? Yeter ki Moldova’da Rusya yanlıları güçlenmesin. Avrupa Birliği şu anki iktidarın yaptığı insan hakları ihlallerine gözlerini kapatıyorlar. İnsan haklarını hiçe sayıyorlar. Avrupa Birliği zaten budur. Ne zaman çıkarları söz konusu olsa AB’nin tavrı hep böyledir.
KUTU- GAGAVUZYA BÖLGE BAŞKANININ TUTUKLANMASI
Moldova’nın Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evghenia Gutul, geçmişte Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesinde Kişinev Havalimanı’nda gözaltına alınmıştı. 72 saat tutuklu kaldıktan sonra ev hapsine alınmış ve Ağustos 2025’te yedi yıl hapis cezasına çarptırıldı. Gagavuzya’da popülariteye sahip Gutul’un üyesi olduğu Shor Partisi, Moldova’da 19 Hziran 2023 yılında yasaklanmıştı. Gutul’a yöneltilen suçlama ise, 2019-2022 yılları arasında Rusya’dan, yasaklı Shor Partisi’ne fon aktarmak olarak belirtilmişti. Bu karar Moldova Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun muhalefeti baskı altına alma girişimi olarak yorumlandı. Gagavuzya, Moldova’da yaklaşık 120.000 kişilik, Ortodoks Hristiyan inancına sahip, Gagavuz Türklerinin yaşadığı özerk bir bölge. Gutul ise Shor Partisi üyesi olarak Mayıs 2023’te Gagavuzya Bölge Başkanı olmuştu. Kremlin bu kararı siyasi motivasyonlu bir karar olarak değerlendirdi.
‘GAGAVUZ TÜRKLERİ ÜZERİNDEKİ BASKI’
Evet, özellikle Gagavuz Türkleri üzerinde baskı var. Oradaki emeklilerin maaşları ödenmedi, bankalar kapatıldı. Dillerini zorla geri plana attılar, Rumenceyi ön plana aldılar. Rumenceyi resmî dil yaptılar. Her türlü baskı var. Oradaki Türklere de baskı var. Türkiye’nin burada sessiz. Burada sessiz kalmaması lazım. Ama Türkiye burada sessiz. Oradaki Türklere yapılan baskıya karşı sessiz.
‘BATI RUSYA KARŞISINDA YENİLMİŞTİR’
Maia Sandu iktidarının sürmesi halinde Moldova’nın Rusya’ya karşı savaşa girme ihtimalini nasıl görüyorsunuz?
Maia Sandu iktidarda kalırsa, Ukrayna ile beraber Moldova da yanına katılıp orada Rusya’ya karşı bir hareketlenme başlayabilir. Zaten orada önceden Rusya ile ufak bir çatışmaları olmuştu. 1991-1992 çatışmaları olmuştu. Transdinyester bölgesi özerk hale geldi. Oradaki Rus nüfusu fazla. Orayı bahane ederek bir çatışma çıkarttırabilirler. Ancak artık ne yaparlarsa yapsınlar, Batı Rusya karşısında yenilmiştir. Yapacakları bir şey kalmamıştır. Zelenski de devrini tamamlamıştır. Zelenski’nin iktidardan düştüğü taktirde Rusya ve Ukrayna bir barış anlaşmasına gidebilir, Zelenski olduğu taktirde devam eder. Hala batıdan silah dilenmeye devam ediyor. Batının silahıyla da yapamadığını görüyoruz.