Müsilaja karşı iki önemli adım hala beklemede! Kirlilik oranı değişmedi müsilaj tetikte
Araştırma gemisi Bilim-2, 10 gündür Marmara’dan örnekler topluyor. Ekip, 18-20 metre derinliğinde yaygın olarak müsilaj saptadı. Kirliliğin azaltılması yönünde en önemli adımların henüz atılmadığını söyleyen Bilim Kurulu üyesi Salihoğlu, ‘Müsilajın yoğunluğu iklim koşullarına bağlı.’ dedi

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)'nin Bilim-2 gemisi Marmara Denizi'nde müsilaj araştırmasına çıktı. Sensörlerin uyarısıyla 18-20 metre derinlikte müsilaj saptandı. Plankton ağı denize atıldı, ekip denizden ağla müsilaj çekti. Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, 22 maddelik eylem planının en önemli iki maddesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Marmara'daki kirliliğin yüzde 50'sini önleyebilsek bile ekosistem önümüzdeki beş yıl içinde ancak normalleşecek.
‘DENİZDEKİ OKSİJENİ ARTIRMALIYIZ’
Araştırma ekibi, Marmara Denizi Bütünleşik Modelleme Sistemi (MARMOD) projesi kapsamında 10 günde 60 istasyonda ölçüm yaptı. Önceki gün öğleden sonra Haydarpaşa Limanı’nda basın mensuplarını da alan gemi bir kere daha denize açıldı. ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Salihoğlu araştırma bulgularıyla ilgili bilgi verdi: “Marmara Denizi'nde şu anda müsilaj yaygın olarak var. Ancak yoğunluğu 2021'e göre daha düşük. Müsilajın önümüzdeki dönem ne kadar görüleceği iklim koşullarına da bağlı. Mevcut kirlilik baskısı sürdüğü ve Karadeniz suyundaki girişlerde bir azalma olduğu sürece, Marmara'daki yüzey suyunda değişim az olacaktır. Bu da önümüzdeki aylarda daha yoğun bir sürecin habercisi olabilir. Ana hedef denizdeki oksijen seviyesinde artış sağlamak.”
Araştırmacılar, müsilaja karşı 2021 yılında hazırlanan 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı’ndaki iki maddeyi önemsiyor. Salihoğlu, “Şehir deşarjları muhakkak ileri biyolojik arıtmadan sonra Marmara'ya verilmeli. Akarsuların kirlilik seviyeleri bir an önce düşürülmeli. Marmara Denizi'ndeki koruma alanları genişletilmeli.” dedi.

‘ALINACAK ÇOK YOL VAR’
Marmara Denizi’ne sürekli olarak atık pompalanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının geçen 4 Ocak’ta yaptığı bilgilendirmeye göre, eylem planının uygulamaya konduğu 2021’den bu yana ileri biyolojik arıtma yapılan atık oranı yalnızca yüzde 0,7 arttı. Aydınlık’ın sorularını yanıtlayan Salihoğlu ileri biyolojik arıtmayla ilgili şunları söyledi:
“Şehirlerin atıklarının ileri biyolojik arıtmadan geçmesi ve havzadan akarsularla gelen kirliliğin azaltılması konusunda ilerleyeceğimiz çok yol var. Boğaz altına ciddi deşarj var, kanalizasyonu denize veriyorsunuz. Bu su, Karadeniz'e gidiyor sanılıyor ama bu yanlış. Kirliliğin yarısı buradan yarısı da havzalardan geliyor. İleri biyolojik arıtma yaptığınız zaman besinlerin tuzlarını denize vermiyorsunuz. Oysa şu anda katı maddeler alınıyor, kalanı denize veriliyor.”
‘KIYILAR KORUMA ALANI OLMALI’
Denizin kendini koruma kapasitesini güçlendirmek de bir diğer hamle. Eylem planında, bu yönde, Marmara Denizi’nin koruma alanı ilan edilmesi gibi adımlar da var. Bu maddenin de bir an önce hayata geçirilmesini gerektiğini vurgulayan Salihoğlu, “Kıyılar 80 metreden itibaren koruma alanı ilan edilmeli. Kıyıda balıkçılık faaliyetleri durdurulmalı. Ekosistemde bazı canlıların azalması diğer canlıların aşırı üremesine neden oluyor. Balıklar, müsilajla da besleniyor. Kıyıda dengeyi bozduğumuz zaman diğer alanlar da etkileniyor.” dedi.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Örek de sefer öncesinde yaklaşık bir ay kadar otonom deniz planlayıcının Marmara Denizi’nde veri topladığını, uzun süreli verileri de inceleyebileceklerini söyledi.