‘Müzenin yıkım gerekçeleri ikna edici değil’
Türkiye’nin ilk mimarlık ödülüne sahip olan, binlerce esere ev sahipliği yapan Antalya Müzesi’ne kilit vuruldu. Vatandaşlar ve kitle örgütleri Müzenin kapatılmasına karşı çıkarken, Kültür ve Turizm Bakanlığının aldığı yıkım kararı da mahkemeye taşındı.
Müzede yaşanan süreci Antalya Kültürel Miras Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Saadet Öztürk, Aydınlık’a anlattı.
‘TESCİL TALEBİMİZ REDDEDİLDİ’
Dernek olarak müzenin yıkımına engel olmak amacıyla 27 Mart 2025 tarihinde Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğüne tescil başvurusunda bulunduklarını belirten Öztürk, şöyle konuştu:
“Başvurumuzda Antalya Müzesi'nin; yarışmayla seçilen ilk müze binası olması, özgün mimari özellikleri, 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü’nü kazanması, kentin ortak hafızasının somut bir ifadesi olması, içerisinde eser sergilenmesinin yanı sıra açık hava tiyatrosu, toplantı salonu, kütüphane, resim galerisi gibi açık ve kapalı kültürel ve sanatsal etkinlik alanları ile modern mimarlık tasarımı minimalist bir kültür-sanat kampüsü örneği olması nedeniyle kültür varlığı olarak tescilini talep ettik.
“Ancak Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü, tescil talebimizin reddine karar verdi. Bu karara karşı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Başkanlığı’na 29.05.2025 tarihinde itiraz ettik. Ancak Yüksek Kurul, itiraz sonucunu halen tarafımıza tebliğ etmedi.”
‘MÜZENİN KAPATILMASI KABUL EDİLEMEZ BİR DURUM’
Kültür ve Turizm Bakanlığının müzenin kapatılmasıyla ilgili aldığı kararın kabul edilemez olduğunu belirten Öztürk, “Bu arada Mimarlar Odası'nın tescil talebine red kararı verildi ve Mimarlar Odası bu red kararına karşı dava açtı ancak henüz yürütmeyi durdurma kararı verilmedi. Süreç böyle ilerlerken Kültür ve Turizm Bakanlığı, apar topar 15 Temmuz itibari ile Antalya Müzesi nin kapatılacağını açıkladı ve 16 Temmuz itibari ile de müzenin kapısına zincir vuruldu. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli müzelerinden birinin, halka herhangi bir bilgi verilmeden ve yalnızca birkaç gün öncesinden kapatılacağının duyurulması kabul edilemez bir durumdur.” dedi.
‘KAPASİTENİN YETERSİZLİĞİ YIKIM SEBEBİ DEĞİL’
Antalya Müzesi’nin kapasitenin yetersiz olduğunu ancak bunun müzenin yıkılmasının gerekçesi olamayacağını belirten Öztürk, “Ek bina yapılarak kapasite yetersizliği sorunu giderilebilecek iken tek çözüm olarak binanın yıkım kararı verilmesi, alanda çalışan arkeologların, mimarların ve STK’ların görüşünün alınmamasıyla kültür hayatımızda telafisi imkansız bir zarara neden olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Yıkım kararında müze binasının depreme dayanıklı olmadığı gerekçesinin öne sürüldüğünü belirten Öztürk, bugüne kadar herhangi bir rapor göremediklerini belirtti. Öztürk, “Bakanlık, bu raporu varsa bile sır gibi saklamaktadır. Böyle bir durum varsa Bakanlığın kamuoyuna bilgi vermesi gerekmektedir. Zaman içinde binanın onarım ve desteklemeye ihtiyaç duyması normaldir ancak binayı inceleyen mimarlar ve inşaat mühendisleri, binanın yıkılmasına gerek olmadığını ve güçlendirmenin mümkün olduğunu kamuoyuna açıklamışlardır.” diye konuştu.
‘BAKANLIK TEK TARAFLI BİR KARAR ALDI’
Bakanlığın yıkım kararından vazgeçmesi gerektiğini kaydeden Öztürk sözlerini şöyle tamamladı:
“Herkesin hatırasında yer eden bir hafıza mekan olan, ödüllü ve modern mimari miras niteliğindeki Antalya Müzesi'nin yıkılması ya da tersine güçlendirilmesi gibi konuların açık ve şeffaf bir şekilde halka açıklanarak tartışılması, ayrıca arkeologların, kültürel miras uzmanlarının, mimarların, mühendislerin görüşleri alınarak sürecin yönetilmesi gerekir. Oysa Bakanlığın, tek taraflı aldığı kararlarla süreci buraya getirmiş olduğunu görüyoruz.”