Naci Görür'den İstanbul depremi açıklaması: 'Geleceğimiz yok...'
Olası büyük İstanbul depremi gündemdeki yerini koruyor. Son olarak Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, '25 yıl içinde İstanbul'u depreme hazırlayamadık' dedi. İşte Görür'ün o açıklamaları.
Yayınlanma:
Güncellenme:
Bağlantıyı Kopyala
A+
A-
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen 7,4 büyüklüğündeki depremde 17.480 kişi hayatını kaybederken, 43.953 kişi de yaralanmıştı. Yaklaşık 200 bin kişi evsiz kalmıştı. Marmara bölgesindeki deprem riski devam ederken, tamamlanan bir konut projesinin lansmanında yer bilimci Prof. Naci Görür, önemli uyarılarda bulundu.
'SORUMLUSU SİZLERSİNİZ'
Tüm Türkiye'yi Marmara depreminin ardından 25 senede depreme dirençli ülke yapabilme ihtimallerinin olduğunu belirten Prof. Dr. Naci Görür, şunları ifade etti:
'25 sene içinde biz İstanbul'u depreme hazırlayamadık. 1999 - 2025, 26 sene geçti. Depreme dirençlilik ne demek biliyor musunuz? Büyük bir deprem geldiği zaman o depremi minimum hasarla atlatan kent demektir. Yani hasar muhakkak olur ama o kadar olur ki iki günde bitirirsin, günlük yaşam bile değişmez. Japonya'da, Tayvan'da deprem oluyor. Adam masada oturuyor, çay bardağını tutuyor, düşmesin, dökülmesin diye. Deprem bittikten sonra işine devam ediyor. Bu depremden sonra ‘Benim evim çökmüştür, karım, çocuğum göçük altında kalmıştır' demiyor. Asla aklına gelmiyor. Çocuğunun okulda göçük altında kaldığını da düşünmüyor. Neden? Dirençli yapı yaptıkları için. Biz neden yapmıyoruz? Neden? Neden? Çünkü daha kavgamız, gürültümüz mü bitmedi ki? Hiç bitmiyor. Deprem siyaset üstü bir konudur. Asla depremi partizanlıkla, particilik ile bağdaştırmayın. Biz cesetlerimizi göçük altından ‘o parti, bu parti' diye toplamıyoruz. Kendi insanımız olarak topluyoruz. Biz bu değiliz. Biz böyleyiz diye dünyaya kendimizi gösteremeyiz. Bu işi halletmemiz gerekiyor. Benim size vereceğim mesaj, özellikle Gebze'ye gelmemin sebebi de bu. Artık deprem dirençli kentler istiyoruz. Bu işin sorumlusu kim? Sizlersiniz. Diyeceksiniz ki, 'Ya nasıl hocam, benim neyim var? Ben bir emekliyim. Kim beni dinleyecek? Ya ben zavallı bir adamım.' Hayır, değilsiniz. Mülkün sahibi sizlersiniz. Devletin sahibi, bu ülkenin sahibi, bu toprakların sahibi sizlersiniz. Sizler bir şeye 'evet' derseniz o olur, 'hayır' derseniz olmaz. Onun için bu gücünüzü kullanın. Partizanlık etmeyin, siyasetle uğraşmayın, particilik etmeyin. Özellikle deprem konusunda insanınızı sevin. İnsanımıza şefkat gösterin.'
Depreme dirençli kentlerin yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Görür şöyle devam etti:
'Her ne olursa olsun, sizi yönetmeye gelen birileri olursa, ‘Başım üzerine gel, tamam. Beni yönetmek mi istiyorsun? Benden benim isteğim şu: Oturduğum kenti, örneğin Gebze'yi depreme dirençli yapacaksın. Bunun için niyetin varsa, planın varsa, programın varsa, oyum senindir.' Bunu diyemediğiniz sürece bu işi çözemeyiz. Şimdi diyeceksiniz ki bu iş zor mu? Zor değil. Devletin mevcut yapısını, organizasyonunu, birimlerini harekete geçirmek suretiyle bunu yapmamız mümkün. Bir kenti depreme dirençli yapmak demek, o kentin bileşenlerini depreme dirençli yapmak demektir. Yani bir kenti depreme dirençli yapacaksan, o kenti oluşturan bileşenleri depreme dirençli yapacaksın.'
Sahurun vazgeçilmezi: Bu besinler susatmıyorSağlık
Avukat açıkladı: Dilan Polat ve Engin Polat serbest bırakıldıToplum