Numan Kurtulmuş, Büyük Aile Platformu'nu kabul etti: 'Ekranda çürümeye dur de' kampanyasında 105 bin imza toplandı
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Büyük Aile Platformu (BAP) üyelerini Meclis’te kabul etti. Görüşmede, 'Ekranlarda Çürümeye Dur De!' imza kampanyası kapsamında toplanan 105 bin imzalı dilekçe Kurtulmuş’a sunuldu.
TBMM Başkanlığı Divan Salonu’ndaki kabulde, Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz ve platform üyeleri, ulusal televizyon kanallarında yayınlanan ve aile başta olmak üzere toplumda olumsuz etkilere neden olan programlara yönelik başlatılan “Ekranlarda Çürümeye Dur De!” imza kampanyası kapsamında topladıkları 105 bin imzalı dilekçeyi, TBMM Başkanı Kurtulmuş’a sundu.
Konuşmasında, aile meselesinde giderek daha derin sorunlarla karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Kurtulmuş, aile meselesinin, sadece bugünün değil, on yıllar boyunca dünyanın gündeminde olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, şunları kaydetti:

'SADECE AİLEYİ DEĞİL BİREYİ YIKMAK İSTİYORLAR'
“Planlı olarak aileyi değersizleştirmek, bireyi aileden koparmak, bireyin modern hayatın içerisinde yalnızlaşmasından, bireyselleşmenin alabildiğince yükselmesinden istifade ederek aileyi değersizleştirmek ve ailenin yerine başka kavramlar yerleştirmek isteyen bazı ifsat çevrelerinin, aileyi özellikle yeni neslin gündeminden uzaklaştırıp ailesiz bir toplum oluşturmak gibi bir hissiyatın içerisine girdiklerini biliyoruz. Aslında bu sürecin de sadece aileyi yıkmak değil, bireyi yıkmak olduğunu ve insansızlaştırma amacı taşıdığını hepimiz biliyoruz. Meselenin sadece cinsiyetsizleştirmek, ailesizleştirmek değil, aynı zamanda dünyada yeni bir çarpık yapının ortaya çıkmasını temin etmek için çalışmalar yapıldığını yakinen takip ediyoruz ve biliyoruz. Buna karşı hassas ve uyanık olmak gerekir.
'TOPLUMUMUZUN KÖK HÜCRESİ AİLEDİR'
"Özellikle bizim gibi geleneksel değerleri hala çok güçlü olan ülkelerin, aileyi değersizleştirme süreçlerine karşı atacağı adımların olduğu kanaatindeyim. Çünkü hala bizim toplumumuzun kök hücresi, ailedir. Eskiyle kıyasladığımız zaman birtakım gevşemeler olsa bile aile, hala toplumun kök hücresidir ve çok sağlam aile değerlerine, çok sağlam geleneksel değerlere sahip olmamız bizim için büyük bir avantajdır.”
'AİLE DEĞERLERİNİ GENÇ NESİLLERE ÖZENDİRELİM'
“Modern hayatın büyük bir hızla devam eden bu değişim döngüsüne karşı, kendi değerlerimizi üreterek; filmlerimizle, kültürel yayınlarımızla, eğitim sistemiyle, aile değerlerimizde var olan bu büyük gücü, yeniden Türk toplumunun gündemine taşımak ve çoğaltarak sonraki nesillere aktarmak önemli bir toplumsal bir çabadır. Platformunuz Anadolu’nun birçok şehrinde fiilen gayet gayretli çalışmaların içerisinde. Bu çalışmaları sürdürmek gerektiğinin bir kere daha altını çizmek istiyorum.

'ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ'
"İfsat çevreleri kendi işlerini yapacak; ihya etmek isteyenler, toplumun sahip olduğu değerleri yeniden güçlü bir şekilde ortaya koymak isteyenler de biz de üzerimize düşeni yapacağız. Hiç şüphesiz toplumumuzun temel değerleri, aile etrafında şekillenmiş olan değerler sistematiğidir. Kök hücre tabirini tesadüfen söylemedim. Bu toplumun her yapısı, Allah muhafaza, bozulsa bile bir tek sağlam ailemiz kaldığı zaman o kök hücreden yeniden çok kuvvetli bir toplum ortaya çıkar. Böylesine büyük bir birikime sahibiz.
"Evet, hepimizi üzen gelişmelerle karşı karşıya kalıyoruz. Ama sonuç itibarıyla Türk toplumunun var olan bu geleneksel yapısına, bu değerler sistemine sahip çıkmak, geliştirmek, nesillerimize özendirerek, sevdirerek bunları ileri taşımak boynumuzun borcudur. Sizin vasıtanızla da bu çabaya destek olan vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
GÜNDÜZ KUŞAĞI PROGRAMLARINA DİKKAT ÇEKİLDİ
Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Eryılmaz da, reyting uğruna toplumsal değerleri yok eden bazı yayınların, aile kurumunu sorunlarla özdeşleştirdiğini, gençlerin evliliğe ve aileye bakışını olumsuz etkilediğini savundu.
Son dönemde yapılan saha çalışmalarının bunu net bir şekilde ortaya koyduğunu dile getiren Eryılmaz, "Gündüz kuşağı programları, başta izleyen ev hanımları olmak üzere Türk toplumunun manevi iyi oluş sürecine darbe vurmaktadır. Aile ocağımızın merkezindeki kadınlarımız, ev hanımlarımız, bu tehdidin en büyük mağdurlarıdır. Araştırmanın sonuç bulguları, gündüz kuşağı programlarını izleyenlerin psikolojik iyi oluşlarının azaldığını göstermektedir. Şiddet, ihmal ve aldatma gibi olumsuz temaların sürekli işlenmesi, bireyin ruhsal ve sosyal dengesini bozmakta, yaşamında anlam ve tatmin bulmasını engellemektedir. Daha vahimi, bu programları izleyenlerin maneviyatları sarsılmaktadır." ifadelerini kullandı.

'AYKIRI OLAYLAR SIRADANLAŞTIRILIYOR'
Bu programların, marjinal hadiseleri sıradanlaştırdığını dile getiren Eryılmaz, izleyenler nezdinde de Türkiye Cumhuriyeti'nin kolluk güçlerinin ve adalet sisteminin yeterince çalışmadığı algısını körüklediğini bildirdi.
Eryılmaz, Meclis'in, gençleri ve aile kurumunu hedef alan bu tehdide karşı acilen somut adımlar atmasını beklediklerini vurguladı.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Koçak ise konuyla ilgili ekibiyle yaptığı saha araştırması hakkında bilgi verdi.