Yandex
20 Temmuz 2025 Pazar
İstanbul 21°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Numan Kurtulmuş gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 14’üncü Genel Kurulu’na katılmak için gittiği Kazakistan’ın başkenti Astana’da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Numan Kurtulmuş gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 14’üncü Genel Kurulu’na katılmak için gittiği Kazakistan’ın başkenti Astana’da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

TÜRKPA 14'üncü Genel Kurul Toplantısı’nın, fevkalade önemli bir dönemde yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, dünyanın yeniden şekillendiği, yeni bir dünya sisteminin kurulmaya başlandığı dönemin henüz başında olunduğunu anımsattı.

'ORTAK BİR GELECEK İNŞASI ÜZERİNDE DURULMASI LAZIM'

Birlik, beraberlik içerisinde olunmasının ve meselelere ortak çözümler bulunmasının önemine dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ele güne muhtaç olmadan ayakta durabilme becerisini kazanmamız gerektiğine inanılan bir dönemdeyiz. Ayrıca, tabi ki bir de ortak bir gelecek inşası üzerinde durulması lazım. Dönemsel olarak bütün bunların üst üste geldiğini görüyorum ve Türk dünyasında da bunların gerçekleştirilmesi için bir niyetin, bir siyasi iradenin ortaya çıktığını görüyorum, bundan dolayı da ümitvar olmamız gerektiği bir dönemdeyiz. Tabi daha alınacak çok mesafe var, kat edilecek çok yol var. Ama bu bizim için de henüz bir başlangıçtır. TÜRKPA’nın 14’üncü Genel Kurulu olmakla birlikte tam manasıyla güçlü bir kuruluş haline gelmesi için biraz daha çabaya ihtiyaç olduğu görülüyor.

'TÜRK DEVRİ'

"Toplantıda ele alınan konular, konuların tartışılması önemlidir. Ortak yasama çalışmalarından, diyelim ki kadın politikalarında, işte gençlik politikalarında, eğitim politikalarında, sağlık politikalarında ortak vizyonlara kadar birtakım çalışmaların milletvekilleri nezdinde tamamlanması, bunların rapor haline getirilmesi ve Genel Kurulda bunların konuşulması, tartışılması fevkalade değerlidir, önemlidir. Ben başarılı bir Genel Kurul olduğunu düşünüyorum. Genel Kurulun mottosu da önemliydi… ‘Türk Devri’ diyordu. Yani bu kısaca özetlemeye çalıştığım şey, artık bu dönem, Türk dünyasının gerçekten kendisine sahip çıkması ve daha ileriye atılım içerisinde olmasının devridir.”

KKTC'NİN DE TOPLANTIDA BULUNMASI

Astana’daki TÜRKPA Genel Kurulu’na Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) gözlemci ülke olarak katıldığının hatırlatılmasının ardından, “Sizin de bu noktada ikili görüşmeleriniz oldu. Kıbrıs’ın gözlemci ülke olarak katılması ne gibi önem taşıyor Türk dünyası açısından?” sorusu üzerine Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

“Biliyorsunuz kısa bir müddet evvel bazı Türk devletlerinin Güney Kıbrıs’a atıfta bulunan Birleşmiş Milletler kararlarının kabul edildiği, mesela Semerkand deklarasyonu söz konusuydu. O zaman gerçekten fevkalade ciddi şekilde bundan rahatsızlık duyduğumuzu ilgili arkadaşlara, muhataplarımıza görüşmelerimizde ifade ettik. Onun için bu toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizin Meclis Başkanının bulunması bizim için de çok önemliydi.

"Ben burada bir kere daha Kazakistan Meclis Başkanı Yerlan Koşanov’a çok teşekkür ediyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ziya Öztürkler’i buraya davet etti, gözlemci olarak bütün toplantılarda bulundu, söz hakkı verildi ve Genel Kurulda da konuşma yaptı; fevkalade de önemli, değerli bir konuşma yaptı. Ben bunun hem Türk devletleriyle Türkiye Cumhuriyeti arasında bu son gelişmelerde doğabilecek olan bazı olumsuz gelişmeleri önlemek bakımından çok değerli olduğunu düşünüyorum, aramıza birilerinin fitne sokmasına imkan bırakmayacak bir adım olduğunu düşünüyorum. Ayrıca da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için bunun tarihi bir nokta olduğunu, dönüm noktası olduğunu düşünüyorum.”

'SÜREÇ ASLINDA PLANLADIĞI GİBİ GİDİYOR'

PKK'nın silah bırakma süreci kapsamında yürütülen çalışmalar hakkında sorulan soruyu yanıtlayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bu süreç aslında planladığı gibi gidiyor. Önce İmralı’nın açıklama yapması, arkasından örgütün birleşenlerinin bu açıklamaya uyduklarını ifade etmeleri önemliydi. Bundan sonra da siyasetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi söz konusu. Bu çerçevede tabi ki Meclis’te bir komisyon kurulması en doğal yoldur. Yani siyaset nihayetinde, sadece yasa çıkarmak bakımından söylemiyorum, siyasetin yapılacağı zemin de Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 6 farklı siyasi parti var, 10 tane de parti grubu olmayan partiler var, bütün bunların sözünü söyleyebilecekleri, konuşabilecekleri bir platformun, bir mekanizmanın oluşturulması lazım. Burada çok titiz davranmamız gerekiyor. Ben ilk görüşmemde partilere de ifade ettim, bu konuyla ilgili teklifi olan partilerin de tekliflerini çok süratle olgunlaştırmaları ve sonuçta gerçekten milletin hayrına tarihi bir fırsatı değerlendirmek üzere bu komisyonun görevine başlaması, en kısa süre içerisinde iyi belirlenmiş bir yol haritası içerisinde çalışmaları başlatmamız şarttır.”

'KÜRTLERİN ONURU, TÜRKLERİN GURURUNUN
KORUNDUĞU BİR SÜREÇ'

Kurtulmuş, komisyonun yaz arasından önce kurulup kurulamayacağı sorusu üzerine şöyle konuştu:

“Bu tür şeylerde zaman vermek, işi kolaylaştırmak yerine zorlaştırabilir. Mühim olan hem toplumun bu işe hazır hale gelmesi hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki siyasi partilerin bu konudaki tartışmalara hazır bir vaziyette olduğunun ortaya konulmasıdır. Sonuçta burada evet, işin bir siyasi tarafı var, hukuki bazı meseleler karşımıza çıkacak. Ama çok daha önemli olan kısmı toplumsal psikolojiyle ilgili kısmıdır. Yani toplumdaki bütün yurttaşlarımız Türkiye’deki Türk, Kürt, hangi kimliğe sahip olursa olsun insanlarımız; evet, iyi bir şey yapılıyor, bu Türkiye’nin hayrına olan bir süreçtir, burada artık bize 50 yıl ayaklarımıza pranga gibi vurulan, emperyalistlerin bu tuzağından Türkiye’nin kurtulması lazım, terörü geride bırakması lazım diyerek destek vereceği bir süreci yönetebilmek, aslolan budur. Onun için tabiri caizse yüz düşünüp bir konuşarak, kılı kırk yararak ve gerçekten bütün toplum kesimlerinin işin içerisinde olabileceği, herkesin gönül rahatlığı içerisinde destek vereceği bir süreci ortaya koymak lazım. Bu süreçte şahsen en temel motto olarak şunu görüyorum. Kürtlerin onuru, Türklerin gururunun korunduğu bir süreci inşallah en güzel şekliyle takip etmemiz gerekiyor.”

'YENİ ANAYASA' ÇALIŞMALARI

Yeni anayasa konusunda somut bir adımın atılıp atılmayacağına ilişkin soruya yanıt verirken Kurtulmuş, Türkiye’de yeni bir anayasa yapılacaksa bunun konuşulacağı yerin TBMM olduğunu belirtti. Toplumun her kesiminin yeni anayasayla ilgili tekliflerini ve çalışmalarını gündeme getirebileceğini dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Ama sonuçta anayasa, millet adına yapılan bir mutabakat metnidir. Yani A partisinin anayasası, B partisinin anayasası olmaz, partilerin anayasa teklifleri olur. Partiler bu anayasa tekliflerini ortaya koyarlar, kimisi şu kadar madde yapar, öteki başka bir şey der ya da bir sivil toplum kuruluşu der ki beni ilgilendiren iki tane madde var bunu teklif ediyorum der. Bütün bu teklifler ortaya çıkarılır, konulur ve sonuçta da Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konu müzakere edilir.

"Anayasa yapmak zamanı mıdır, vakti midir? Tam zamanıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 28. Dönemi’nin üzerinde, bunun da tarihi bir yükümlülük olduğu kanaatindeyim. Artık Türkiye’nin gerçekten bazıları şu eleştiride bulunuyorlar. Kaç kere değiştirildi? Evet, kaç kere değiştirildi, ama anayasanın ruhu hala bu metinlerin içerisinde mündemiçtir. Sivil, demokrat, katılımcı, toplumun bütün kesimlerini kapsayan, kuşatan yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır. Bu bir fantezi değil; olsa da olur, olmasa da olur diye konuşacağımız bir mesele değil, Türkiye için tabii ki aşması gereken önemli bir demokratik eşiktir. Bu demokratik eşiği aşmanın yolu da yine demokratik olgunluk içerisinde herkesin kendi fikrini tam kamil hale getirmesi ve bunun da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tartışılmasının başlamasıdır.”

'HERKES KENDİ HAZIRLIĞINI YAPSIN'

“AK Parti yeni anayasa konusunda bir komisyon oluşturmuştu, bu bağlamda diğer siyasi partilerden beklentiniz nedir? Bir siyasi partiler turu olur mu?” sorusu üzerine Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

“Olur tabii… Şimdi arkadaşlar yani bu konuda herhangi bir şekilde müzakere edilmesi işin doğalıdır. Yani ben konuşmuyorum, ben kapımı kapattım, ben bu konuyla ilgili bir fikir beyan etmiyorum demek siyasette istisna olan durumdur. Demokratik siyaset konuşmakla geçer. Meclis Başkanı seçildiğimde yaptığım teşekkür konuşmasında da ifade etmeye çalıştım, ‘siyasetin yarısı mücadeledir, yarısı müzakeredir.’ Yani hem siyasi partiler farklı fikirleri çarpıştıracaklar, mücadele edecekler ama yeri geldiğinde el sıkışacaklar, masaya oturacaklar, ortak kanaatleri, ortak fikirleri ortaya koyacaklar. Sonuçta biz partilerimizin çatısı altında siyaset yapıyor olmakla birlikte milletin adına ve milletin hayrına siyaset yapıyoruz, millet de izliyor; yani kimlerin yapıcı, kimlerin de oyun bozucu olduğunu görür. Onun için bizim bütün partilere tavsiyemiz şudur. Herkes kendi hazırlığını yapsın. Sadece partiler değil, dediğim gibi STK’lar ve bu konudaki fikri olan bütün kesimler fikirlerini ortaya koysunlar ve müzakere edilmeye başlansın.

'HER PARTİ FİKRİNİ SÖYLEYECEK'

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Yeni anayasayla ilgili özellikle Cumhuriyet Halk Partisi her tartışma açıldığında tabiri caizse kapıları kapatıyor ve tırnak içi ifade etmek gerekirse, anayasaya uymayanlarla anayasa yapmayız diyor. CHP’siz bir denklem olabilir mi? Olursa nasıl olur efendim?” sorusuna yanıt verirken de şöyle konuştu:

“Şimdi ben bu farazi şey içerisinde konuşmak istemem. Ama yani sonuçta ifade ettim, hiçbir partinin bu süreçte ya ben konuşmuyorum, görüşmüyorum deme lüksü yoktur, fikrini söyler… Nihayetinde benim başından beri söylediğim en ideali, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400’ü aşkın bir oyla yapılacak anayasa teklifinin Meclis’te kabul edilmesidir. Böylece milletin yeni bir mutabakat metni olarak anayasa ortaya çıkar. Doğru olan büyük bir çoğunlukla, büyük bir konsensüsle kararın alınmasıdır. Ama sonuçta hangi metni çıkarırsanız çıkarın nihayetinde hiçbir metne yüzde 100 destek bulunması mümkün değil. İtiraz edenler olur, katılmayanlar olur. Mühim olan bunun demokratik olgunluk içerisinde sürdürülen bir süreç olmasını sağlamamız gerekiyor. Bu da sadece Meclis Başkanı olarak benim sorumluluğum değil, bütün siyasi partilerin, bütün siyaset dünyasının ortak sorumluluğudur diye düşünüyorum.”

'YENİ MECLİS İÇTÜZÜĞÜ’NE İHTİYAÇ VAR'

Meclis İçtüzüğü’nde değişiklik yapılıp yapılmayacağına yönelik soru üzerine Kurtulmuş, daha evvel de bu konuyla ilgili çalışmaların olduğunu, farklı partilerin de çalışmalarının bulunduğunu belirtti.

Meclis Başkanı olduğu günden itibaren yeni içtüzük ve yeni anayasa konusunda açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Yeni Meclis İçtüzüğü’ne ihtiyaç var. Komisyon esaslı çalışmaların gerçekleştiği, her konunun komisyonlara geldiği ama Meclis Genel Kurulu’nda da süratle milletvekillerinin, olgunlaştırılmış olan kanun teklifi metni üzerinde, görüşmelerin yapıldıktan sonra oylamaya geçildiği bir düzenin kurulması lazım. Hakikaten şunu objektif olarak söylüyorum. Dünyada herhalde en çok çalışan meclislerden birisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Bazılarının meclisi kifayetsiz gösterme, meclisi demokratik bir ortamda çalışmıyor eleştirilerine rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisi dünyanın en çok çalışan ve gerçekten çok yoğun siyasetin yapıldığı bir yerdir. Dolayısıyla, bunun daha nezih ortamlarda olması, insani çalışma düzenlerinin bu ciddi şekilde konuşulması ve özellikle komisyonlarda çok yoğun müzakerelerin gerçekleşmesi şarttır.

"Bir de bir içtüzük değişikliğine gerek olmaksızın mevcut içtüzüğün de bütün meclis başkanvekilleri tarafından ortak bir şekilde yürütülmesi bakımından da bir çalışmaya ihtiyaç var. Bununla ilgili geçen dönemin sonunda arkadaşlarla konuşmuştuk. Şimdi önümüzde hemen en kısa süre içerisinde ortak bir metni Meclis Başkanlık Divanında oluşturarak yani her meclis başkanvekili arkadaşımız aynı tutum içerisinde olmalıdır. Yani diyelim ki, birisi 1 dakikalık söz hakkını 20 kişiye kullandırırken, bir başkası 60-70 kişiye kullandırmamalıdır. Ya da Meclis Genel Kurulu sadece grup başkanvekillerinin karşılıklı söz düellosu yaptıkları bir mekan olmamalıdır gibi mevcut içtüzükte herhangi bir değişiklik yapmadan daha hızlı, daha seri, daha ciddi bir çalışma ortamı nasıl sağlanabilir bunun için de ortak bir çalışmayı yapıp Meclis’te bunu deklare edeceğiz.”

Numan Kurtulmuş TBMM Başkanı