03 Mayıs 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu sağlıklı büyümeyi anlattı: Çocuklukta da ergenlikte de beslenme ve psikoloji önemli

Prof. Dr. Arslanoğlu, endokrin alanının toplumu ilgilendiren kısımlarını Aydınlık’a anlattı. En çok karşılaştığımız şey büyüme bozuklukları diyen Arslanoğlu, ebeveynleri aydınlatacak ipuçları da verdi

Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu sağlıklı büyümeyi anlattı: Çocuklukta da ergenlikte de beslenme ve psikoloji önemli
A+ A-
AYŞE SÖNMEZ

Bu hafta Bindallı’nın konuğu Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu oldu. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Kürsüsü öğretim üyesi olan Arslanoğlu, 2007 yılından beri Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde profesör olarak görev yapıyor. Günümüzde çocuklar ve ergenlerin sağlıklı büyümeleri için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Tanıdığımda, üniversitedeki profesöründen hasta bakıcısına, ilgi duyan herkesi toplamış sağlıklı beslenme anlatıyordu. Sayesinde açlık çekmeden fazla kilolarımdan kurtuldum.

Diyabetli çocukların yoksulluğuna kısmen de olsa destek olmak için “Düzce Çocuk ve Genç Diyabetliler” derneğini kurmuş. Doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı çalışanlardan gezici bir ekip oluşturup sadece Düzce değil, birçok çevre ilden gelen hastaları bulundukları illerde toplayıp, hizmeti hastalarının ayağına taşıyor. Diyabetli çocukları kamplarda bir araya getirip yalnız olmadıklarını, diyabetle mutlu yaşamanın mümkün olduğunu, hastalıklarıyla nasıl baş edeceklerini öğretmeye çalışan bir büyük yürek.

Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu sağlıklı büyümeyi anlattı: Çocuklukta da ergenlikte de beslenme ve psikoloji önemli - Resim : 1
Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu

‘HASTAYA VERECEĞİNİZ İLK ŞEY ŞEFKATİNİZ’

Tıp öğrencilerine sıraladığı önerilerinden biri şöyle “Hastaya vereceğiniz ilk şey şefkatinizdir ve bu bahçede karşılaştığınız anda başlar.” Hastalarına hep şefkatle bakan gözleri, söylediğini hayata geçirmiş bir insanın resmi. Editörlüğünü yaptığı Tıp Bu Değil I, Tıp Bu Değil II ve Tıp Budur isminde kitapları da bulunuyor. Başlayalım söyleşimize…

EN BAŞTA BÜYÜME BOZUKLUKLARI GELİYOR

  • A.S: Toplumu bilgilendirmek acısından, bize alanınızla ilgili neler söylemek istersiniz?

İ.A: Ben çocuk endokrinolojisi uzmanıyım. Sizlere, endokrinin ana konularının toplumu ilgilendiren kısımlarıyla ilgili bazı bilgiler vereyim. Bizim en çok ilgilendiğimiz çocuk endokrin hastalıklarının başında büyüme bozuklukları geliyor. Büyüme bozuklukları çocuğun boyunun kendisine göre, daha önceki büyüme hızına göre, daha geri standartlara düşmesi ile ilgili olabileceği gibi, topluma veya aile boyuna göre daha kısa olması şeklinde de açıklanabilir. Büyüme bozukluklarının çok fazla nedeni var. Böyle bir durumdan şüphelenildiğinde çocuk endokrin uzmanı gerekli tetkikleri yapar, çocuğu izleme alır. Bazı durumlarda tedaviye gerek görülür, bazı durumlarda görülmez. Ama öncelikle bir çocukta büyüme bozukluğu düşünmeden önce, beslenmesi sağlıklı mı, önemli bir psikolojik sorunu var mı, büyümesi gelişmesi için uygun bir ortamda mı? Aileler, okullar ve toplum olarak bunlara dikkat etmek lazım. Konu çok geniş olduğu için özlü biçimde anlatacağım.

İYOT EKSİKLİĞİ BÖLGESİYİZ

Tiroit hastalıkları da bizim alanımıza giriyor. Aslında Türkiye genel olarak bir iyot eksikliği bölgesi. Özellikle de Karadeniz bölgesi. Örneğin Düzce ilimizin Yığılca ilçesi, iyot eksikliğinin çok yaygın olduğu bölge. Bu nedenle tiroit bezinin az çalışması sık olarak karşımıza çıkabiliyor. Bununla ilgili sağlıklı beslenmek, tuz olarak iyotlu tuz kullanmak, “ancak pişirmeden iyotlu tuzu eklemek” yeterli önlemler olabilir. Bu durum çok basit tiroit hormonlarına bakılarak teşhisi konabiliyor. Onun dışında modern toplumun hayatımıza soktuğu bir tiroit sorunu var. O da otoimmün hastalıklar kapsamında gördüğümüz Haşimato Tiroidi denen, bağışıklık sisteminin kendi dokularını tahrip ettiği, işlevini bozduğu durumlarla birlikte olan tiroit hastalığıdır.

OBEZİTE ÇAĞIN VEBASI

  • A.S: Tiroidin neden modern toplumla ilişkisini kurdunuz?

İ.A: Çok görülen vücut yağlanması, insülin direnci, obezite, metabolik sendrom gibi çağdaş hastalıklar bu tür hastalıklara yol açıyor. Özellikle erişkin kadınlarda erkeklere ve çocuklara göre 9-10 kat fazla görünen bir sorundur. Tiroit dışında obezite de bizim ilgi alanımıza giriyor. Obezite için çağın vebası diyenler var. Gerçekten de öyle. Obezite aslında vücut kitle indeksi yani vücut ağırlığımızın kilogram cinsinden tartıldıktan sonra metrekare cinsinden boyumuza bölünmesiyle ölçülen bir değerdir. Vücut kitle indeksinin 30'un üstünde olması, obezitedir. 25'in üzerinde olması ise fazla tartılık olarak tanımlanır. Çocuklarda böyle bir ölçü uygulanamaz çünkü çocukların her yaşa göre farklı vücut kitle indeksi normalleri vardır. Onun için biz standart sapma diye farklı bir istatistik hesap yapıyoruz.

AYAKÜSTÜ YEME DEĞİL AİLECE SOFRAYA OTURMA

Obezite ve fazla tartının en önemli nedeni hareketsizlik, gereğinden fazla karbonhidratlı besinler kullanma, gereğinden sık atıştırma, hazır besinleri fazla yeme, sebze tüketiminin azalması, yemekleri hızlı ve ayaküstü yeme, düzenli sofra alışkanlıklarının ve ailece sofraya oturma alışkanlığının azalması, dışarıda yemek yemenin hayatımıza soktuğu, yemekle bir içecek tüketme âdetinin ortaya çıkması gibi nedenleri sayabiliriz. Bir de erken çocukluk döneminde daha doğrusu bebeklik döneminde yeterince anne sütü almama, mamaya geçme, gereğinden fazla nişastalı besinleri çocuğun hayatına erken sokma gibi nedenleri de saymalıyız.

ERGENLİK YAŞI AŞAĞI İNİYOR

  • A.S: Ergenlikte görülen bozuklukları da açar mısınız?

İ.A: Çocuk endokrincilerin çocuklarda sık ilgilendiği bir sorundur. Özellikle erken ergenlik. Erken ergenlik aslında biraz göreceli bir kavram. Yıllar ilerledikçe toplum modernleştikçe, eski koşullara göre çok daha konforlu bir yaşam tarzı sürdüğü için giderek ergenlik yaşı zaten aşağıya doğru inmeye başladı. Bir de vücut yağlanması arttıkça özellikle östrojen hormonunun vücut yağ dokusundan üretilmesi nedeniyle yalancı erken ergenlikler de sık görülmeye başlandı. Bunlara bir de aslında normal sınırlarda bile olsa ergenliği bir hastalık gibi gören, bununla başa çıkamayacağını zanneden ebeveynleri ekleyebiliriz. Özellikle akademik hayatın, iş hayatının, fizyolojinin önüne geçmesiyle gördüğümüz bir durum bu.

EBEVEYNLERE SERİNKANLILIK ÖNERİSİ

Örneğin çalışan anne, çocuğuyla yeterince birlikte vakit geçiremeyeceği için çocuğun ergenliğini bir kaygı olarak algılayabiliyor. Okul dersleri, sınavlara hazırlanma gibi süreçleri öncelediği için, ergenliğe geçmenin kendisi için bir sıkıntı olabileceğini hissedebiliyor. Ergenlik belirtileri görüldüğünde serinkanlı olunmalıdır. 7-8 yaş civarındaki erken belirtileri fazla panik yapmadan danışmak ama muhakkak bunu engellemek bunu tedavi etmek beklentisinde olmamak önerilir.

KRONİK HASTALIKLARIN ŞAHI DİYABET

Gelelim diyabet, yani şeker hastalığına. Şeker hastalığı her 10 yılda bir sıklığı dünya çapında katlanarak artan bir kronik hastalık. Kronik hastalıkların adeta şahı gibi bir şey. Diyabetin tipleri var. Artık herkes tip 2 diyabet ve tip 1 diyabet sözcüğünü duymuştur. Bunun dışında az oranda görülen bazı genetik diyabet tipleri de var. Türkiye, tip 2 diyabetin en sık görüldüğü, çocuklarda oranların en hızlı yükseldiği ülkelerden biridir. Aslında tip 2 diyabet toplumda, özellikle erişkinlerde çok yaygın. Tip 1 diyabet ise daha çok çocuklarda görülüyor. Eskiye göre daha çok görülmeye başlandı. Diyabetle tüm toplum olarak mücadele etmek lazım. Obezite için söylediğim her şey diyabet için de geçerli. Fazla rafine beslenmek, fazla beslenmek, gereğinden sık beslenmek, az hareket etmek özellikle tip 2 diyabetin nedenleri. Tabi genetik faktörler de var. Tip 1 diyabette, bunların yanı sıra çevre kirliliği, D vitamini azlığı, Omega 3’ten fakir beslenme, anne sütünü az alma gibi nedenler ekleniyor.

  • A.S: Teşekkür ederiz.
Obezite Diyabet İlknur Arslanoğlu Hastalık Düzce