14 Mayıs 2024 Salı
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Rishi Sunak dönemi ve beklentiler-2

METİN AKGERMAN

Rishi Sunak dönemi ve beklentiler-2
A+ A-

Dün yayımlanan Rishi Sunak dönemi ve beklentiler-1 yazısında Sunak’ın aile yapısı ve ekonomik ilişkileri ele alınmıştı. Yazının devamında ise bu ilişkiler üzerinden halkın Sunak’ı kabul edip etmeyeceği ve Sunak’ın ekonomik olarak atacağı adımlar inceleniyor...

YENİDEN TEMSİL SORUNU

Biraz daha uzun vadeli bakacak olursak, İngiltere’de halkın seçmediği, tamamen kapalı kapılar ardındaki çıkar lobileri ile seçilen siyasilerin ülkeyi yönetmesi temsil sorununu gündeme getirecektir ve hatta getirmiştir. Başbakan Rishi Sunak’a piyasalar ve halk bir miktar zaman tanıyacaktır ancak oluşacak ilk ciddi sorunda İşçi Partisi seçim için bastıracaktır. Erken genel seçim olmaz ise genel seçimlerin Ocak 2025’te olması beklenmelidir yani Sunak hiç hata yapmadan iki sene iyi bir yönetim ortaya koyup ekonomiyi toparlayabilirse 2025 seçimlerinde Muhafazakar Parti’nin (MP) bir şansı olabilir. Bugünkü durumda iktidar partisi tüm anketlerde yerlerde sürünmekte ve ilk seçimde İşçi Partisi’nin silip süpüreceği görünmektedir. Yine ayni anketlerde İşçi Partisi’ne karşı en güçlü MP adayının da Boris Johnson olduğu gözükmektedir.

Sunak gibi bir “renklinin” başbakan olmasını bazı çevreler İngiltere’nin gelişmiş demokrasisine ve ne kadar eşitlikçi olduğuna bağlamak isteyebilir ancak sokaktaki vatandaşa sorduğunuzda genel olarak istenen lider profili beyaz, erkek ve İngiliz oğlu İngiliz bir profildir. Az veya çok ucundan Hristiyanlık ile ilintili bir lider olması da istenir. Sunak bu kutuların çoğuna uymuyor. Sunak, parlamentoda yemin ederken Hindistan’ın dinlerinden (veya felsefelerinden) birinin kutsal kitabı sayılan Bagavad Gita’ya el basarak yemin etmiştir. İngiltere Kralı’nın İngiltere Kilisesi’nin başı olduğunu ve unvanlarından birinin “inancın koruyucusu” (İng. Defender of the faith) olduğunu bu vesile ile hatırlayalım.

İngiltere ekonomisi ile beraber Eski Başbakan Liz Truss’ın da ayağını kaydıran Merkez Bankası’nın faiz kararları ile kayınpeder Murthy’nin bağlantılarının bir ilişkisi var mıdır konusunu cevaplayabilecek bilgiye bugün için sahip değiliz. Her işte bir hayır vardır diyelim ve geçelim.

Sunak’tan önümüzdeki dönemde nasıl politikalar beklemeliyiz?

Sunak muhtemelen G7 ülkelerinin (ABD öncülüğündeki batılı ülkeler) yeni bir dijital para çıkarmasına öncülük edecek. Bu işin ucu nerelere gidebilir? Türkiye’de de tartışılması gerekir. Belki çöken dolar saltanatı yerine yeni bir dijital para getirilecek ve bu araç batılı ülkeler için bir ticari korumacılık, ekonomik aktörlerin mutlak kontrolü ve tekrar farklı kurallarda bir küresel finansal hegemonya kurmak amacıyla kullanılacak. Dolardan bu yeni paraya geçilirken de Çin gibi devasa dolar tahviline sahip olan ülkelere büyük kazık atılabilir. Yeni para sadece dolar değil, avro ve sterlinin de yerini alabilir. Sunak, 2021 Ekim ayındaki G7 toplantısında G7 merkez bankalarının bu alanda Birleşik Krallık liderliğinde çalıştığını açıklamıştı ve CBDC’nin (Merkez Bankası Dijital Para Birimi) bazı prensipleri belirlenmişti.

KREDİ NOTUNDAKİ NEGATİFİ KALDIRMAK

Sunak, muhtemelen İngiltere Merkez Bankası yönetimi ile hayli uyumlu çalışacak, vergiler artacak, sosyal sigorta kesintileri artacak, faizler düşecek ve küresel kredi kurumları İngiltere’nin negatif gözetime aldıkları kredi notundaki negatifi kaldıracak. Sterlin muhtemelen kaybettiği değerin bir kısmını geri toparlayacak. ABD ve İngiltere arasında bir türlü sonuçlandırılamayan serbest ticaret anlaşmasına muhtemelen sihirli bir el değecek ve anlaşma sonuçlandırılacak. İngiltere’nin ABD’ye ihracatı artacak, cari açığı azalacak. Yine sihirli bir el, çeşitli emeklilik fonlarından ve hedge fonlardan, İngiltere’ye sermaye akışı sağlayacak ve kısa dönemli finansman ihtiyaçları karşılanacak. Bu fonlar İngiltere’de bazı yatırımları destekleyecek.

Karbon salınımı azaltıcı hedefler doğrultusunda rüzgar, güneş ve nükleer enerji yatırımlarına devam edilecek. Petrol ve gaz yatırımları tekrar gözden geçirilebilir. Kaçak gelen mültecileri uçağa doldurup Ruanda’ya “sepetleme” projesine tam gaz devam edilecek. Niteliksiz kaçak göçmenlerin değil, nitelikli, okumuş, çalışma döneminde olan, uluslararası şirketlerde görev alıp İngiltere’ye vergi ödeyecek türde beyaz yakalıların İngiltere’ye göçmen olarak gelmesi teşvik edilecek. Sosyal ödemeler, işsizlik ödemeleri, uzun dönemli hastalık durumunda sağlanan destekler konularında kesintilere gidilmesi muhtemel.

İLK YURTDIŞI ZİYARETİ UKRAYNA OLABİLİR

Sunak’ın savunma harcamalarını kısa vadede düşürmesi beklenmiyor. Sunak, Ukrayna’ya yapılan toplam yardımı artıracağını açıklamıştı ancak bu konudaki samimiyeti konusunda bazı soru işaretleri var. Sunak, ilk yurtdışı ziyaretini Kiev’e yapabilir, bu yönde bazı görüşler basında çıkmakta.

Birleşik Krallık, İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyacak mı? Bu konuda da bir hamle gelme ihtimali var. Bakarsınız bazı büyük yatım fonları bu yönde alınacak bir karar sonrasında İngiltere’ye büyük miktarda yatırım fonu yönlendirmesi yapabilirler, kim bilir? Elbette İngiltere’nin bu işi hayrına yapacak hali yok. Diğer taraftan böyle bir hamlenin seçmen nezdindeki karşılığını ölçmek çok kolay olmayabilir.

SONUÇ

Sonuç olarak az çok Kemal Derviş veya Ali Babacan çizgisinde neoliberal politikaları destekleyen, küresel sermayeye sırtını dayayıp teslim olacak, kayınpederi üzerinden bolca küresel kurumla bağlantılı finansçı bir lider ile karşı karşıyayız.

Türkiye’nin bu yeni yönetim ile ilişkilerinde fayda sağlaması için belirli kişi ve kurumlar ile ilişkilerine özel önem vermesi ve belirli alanlarda daha aktif olması gerekir. Hindistan’daki büyükelçilik fonları ve kadroları güçlendirilebilir, Infosys firması ile olan ilişkiler geliştirilebilir, G7’nin kuracağı yeni dijital para sistemi konusunda öncü teknolojiler ve işbirliği geliştirilebilir. Hizmetler alanında İngiltere ile Serbest Ticaret anlaşması imzalanabilir, İngiltere sağlık kurumu olan NHS ile Türk sağlık kurumları arasındaki anlaşmalar, sağlık sigortası düzenlemeleri artırılabilir, küresel hedge fonlarındaki Türk çalışan sayısını ve kontrolü artıracak politikalar devreye alınabilir. Gelecek senaryoları kapsamında yakından izlenmesi ve etki seviyesinin artırılması gereken politikacılar arasında İşçi Partisi lideri Keir Starmer, Londra Belediye Başkanı İşçi Partili Sadık Han ve eski İşçi parti lideri Jeremy Corbyn var.

Sunak döneminde Türkiye’nin, İngiltere’nin radarında olmasını beklememeliyiz. İngiltere yeni dönemde Atlantik sermaye piyasalarına, ABD ile serbest ticaret anlaşmasına, finansal istikrarı sağlamaya, göçmenler, güvenlik ve sağlık politikalarına ve Ukrayna ile Rusya çatışması konularına odaklanacak. Sunak’ın “yapılacaklar” listesinde ilk sayfada Türkiye ile doğrudan ilintili bir iş yok. Elbette yeni dönemde Türkiye için fırsatlar oluşacak ancak Türkiye beklentilerini çok yüksek tutmamalı. Türkiye’nin daha az çaba ve kaynak aktararak daha büyük fayda, ekonomik gelir ve etki üretebileceği ülkeler var ve bunlar genelde Asya, Afrika ve Latin Amerika’dalar.

Asya Atlantik ABD İsrail İngiltere