Rubin’den tehdit ve sabotaj yazısı: Silah bırakanlar Türkiye’yi bölecekmiş!
ABD derin devletinin sözcülerinden Michael Rubin, Türkiye’yi bölünmeyle ve ‘savaşın merkezi olmakla’ tehdit etti. Bir yandan da PKK’nın silah bırakma sürecini hedef aldı.
CIA'nın psikolojik savaş elemanlarından Michael Rubin, kışkırtıcı bir yazı kaleme aldı. “Türkiye'nin çöküşü ve bölünmesi kaçınılmaz görünüyor” başlıklı yazı 5 Ağustos’ta Washington Examiner analiz sitesinde yayınlandı. Rubin, tehditler içeren yazıda PKK’nın silah bırakma sürecini de hedef alarak bunu ‘Pirus Zaferi’ olarak küçümsüyor. PKK’nın silah bırakıp kentlere yerleştikten sonra dışarıdan destek alarak ayaklanacağını ve Türkiye’nin bölüneceğini savunuyor.
‘ABD TÜRKİYE’Yİ SAVUNMAYACAK’
Türkiye-ABD ilişkilerine değinen Rubin “Trump şimdilik ABD-Türkiye ilişkilerini bir arada tutabilir, ancak ikili ilişkilerin temelini oluşturan karşılıklı çıkarlar çökmüştür.” dedi. Erdoğan’ın Kongre’yi göz ardı ederek Trump'a odaklandığını söyleyen Rubin “Ne Cumhuriyetçiler ne de Demokratlar onun savunmasına koşacaktır.” ifadelerini kullandı.
‘SAVAŞIN MERKEZİ TÜRKİYE OLACAK’
Türkiye’nin Suriye’deki politikasının geri tepeceğini savunan Rubin, şöyle devam etti:
“Türkiye'nin Kürtler üzerindeki zaferi de Pirus Zaferi’ydi. Erdoğan, Kürtleri küçük düşürmek istiyor ve ateşkes yürürlüğe girdiğinden beri anlamlı bir barış müzakeresi yapmayı reddediyor. Türkiye destekli Suriye Hükûmeti Kürtleri ortadan kaldırmaya çalıştığı için, Kürtlerin gidecek başka yerleri yok, ya Türkiye'nin dağlarına ya da İstanbul'un gecekondu mahallelerine sığınacaklar. Savaş yeniden başladığında, belki de Kürtler yabancı yardımdan yararlanacak ve savaşın merkezi Türkiye'nin kendisi olacak. Türkiye'nin yıllardır, hatta on yıllardır yaşadığı sükunet sona erecek.”
HAMAS VE PKK’YI BİR TUTTU
Türkiye’nin HAMAS’a desteğinin ve Filistin'in bağımsızlığını savunmasının da geri tepeceğini iddia eden Rubin şöyle sürdürdü: “HAMAS'ın terörünü meşru mu görüyor? Öyleyse, benzer şekilde, Kürt terörünü de meşru görür. Tanınmış sınırlara rağmen bağımsızlığı mı destekliyor? Aynı mantıkla, Erdoğan'ın iç işlerine karışmasından rahatsız olan ABD, İsrail ve giderek artan sayıda Arap ülkesi, Kürtlerin bağımsızlığını tanıyarak haritayı istedikleri gibi çizebilirler. Türkiye'nin itirazları önemsiz kalabilir. Filistin ve Kürt meseleleri tamamen benzer değildir: Batı Şeria ve Gazze'de 5 milyon Filistinli yaşarken, Türkiye'de bu sayının en az beş katı kadar Kürt yaşamaktadır.
YUGOSLAVYA TEHDİDİ
“Erdoğan görevden ayrıldığında, zayıflayan temelleri üzerinde çökmekte olan bir ülke bırakacaktır. Güçlü bir halef ortaya çıkması olası değildir, bu nedenle Kürtler Filistin örneğini takip ettiğinde, Türkler bölünmeyi önlemekte zorlanacaktır. Nitekim, Ankara şikayet ederse, Kürtler basitçe bir referandum talep edecek ve bunun sonucu, tek parçalı bir Türkiye'nin, birleşik Yugoslavya kadar modası geçmiş olduğunu teyit edecektir.”
Perinçek: ABD planlarından vazgeçmedi
Rubin’in PKK’nın silah bırakma ve bütünleşme sürecini güvensizlik yaratarak sabote etmeye çalıştığı yazısı bir yandan da ABD’nin tehditlerinin sürdüğünü gözler önüne seriyor. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de bu konuya dikkat çeken açıklamalar yapmıştı. Geçen cumartesi Habertürk yayınına katılan Perinçek, ABD’nin Türkiye’ye karşı planlarından vazgeçmediğini şöyle vurgulamıştı:
“Amerika, Türkiye’nin yanındaysa bu Suriye’deki problemler ne? Amerika-Türkiye bir arada olduğu sürede Suriye’de buna direnecek en küçük bir kuvvet yok. Niçin PYD-YPG silah bırakmıyor, Suriye ordusuyla bütünleşmiyor? Neden Doğu Akdeniz’de İsrail, Amerika, Yunanistan, Güney Kıbrıs Nemesis, Noble Dina tatbikatları yapıyor? Namlular Türkiye’ye dönük.”
Perinçek PKK’nın silah bırakması sürecinin “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırılmasına karşı çıkmış, Suriye’nin kuzeyinde de silahlı tehdidin devam ettiğini belirtmişti. Perinçek sürecin başarıya ulaşması için “Devlet ve milletle bütünleşme” stratejisiyle hareket edilmesi gerektiğini söylemişti.
