Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Salih Müslim: Türkiye bu denklemde yok

PYD’nin elebaşlarından Salih Müslim, Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’deki süreçle bağlantısız olduğunu, SDG’nin özerkliğini koruyarak Suriye Ordusu’na katılacağını savundu. Batılı güçlerin özerklik konusunu daha iyi anladığını belirtti.

Salih Müslim: Türkiye bu denklemde yok
HABER MERKEZİ

Terör örgütü PYD’nin sözde Eşbaşkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, Suriye’deki son gelişmeleri örgütün yayını ANF’ye değerlendirdi. Müslim, sorulara özetle şu yanıtları verdi:

‘YENİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ’

- Mazlum Abdi, yakında bir heyetin Şam’a gideceğini ve SDG’nin nasıl entegre olacağının görüşüleceğini duyurdu. Abdi’nin açıklaması tam olarak ne anlama geliyor?

Yeni bir durumla karşı karşıyayız. General ile daha görüşemediğimiz için bu gelişmenin ayrıntılarına tam hakim değilim. Ama bildiklerimi söyleyeceğim. Kısa süre Özerk Yönetim ve SDG yetkilileri Şam’a giderek bir görüşme yaptı. Konuşulanlar arasında askeri entegrasyon meselesi de vardı. General Mazlum’un söylediği, son yapılan toplantının bir sonucudur. Yani kısa zamanda bir heyet Şam’a gidecek ve entegrasyonun nasıl olacağı konuşulacak. Bunun ayrıntılarını bilmiyoruz çünkü daha bir sonuca varılmış değil. Ama öyle görünüyor ki SDG’nin bazı birlikleri, kurulacak yeni askeri yapıya entegre olacak. Yani Özerk Yönetim bölgeleri SDG denetiminde olacak. Böyle bir durum tasarlanıyor. Bazı bölgelerin güvenliğinde ufak çaplı yardımlaşmalar olabilir.

‘TERÖRİZME KARŞI ORTAK BİRLİKLER OLUŞTURULACAK’

İkincisi ise Anti-Terör Birlikleri (YAT) meselesidir. Bu da terörizme karşı ortak mücadele adı altında gerçekleşecek. Son dönemde DEAŞ’ın birçok bölgede etkinliği artmaya başladı. Bu nedenle Koalisyon, YAT ile DEAŞ’a karşı mücadele alanlarını genişletmek istiyor. Koalisyon’un, Şam’daki yeni hükûmete sunduğu şartlardan birisi de onların DEAŞ’a karşı mücadeleye katılmaları. Bu mücadele de YAT, Koalisyon ve yeni hükûmetin özel birlikleriyle gerçekleşecek. General Mazlum’un dedikleri bu çerçevede şekillenecek. Yani bizim güçler, Şam birlikleri ve Koalisyon güçleri, Suriye genelinde ortak bir şekilde mücadele edecek.

Salih Müslim: Türkiye bu denklemde yok - Resim : 1

‘SDG ÇEKİRDEĞİNİ OLUŞTURACAK’

- DEAŞ’a karşı ortak mücadelenin yanı sıra yeni Suriye Ordusu altında bir askeri entegrasyon sürecinden bahsettiniz. Bu nasıl şekillenecek?

Şam’a gidecek olan heyet bir bütün entegrasyonu konuşacak. Suriye'nin yeni ordusu oluşacak ve SDG de bunun büyük bir parçası olacak. Yani çekirdeğini bizimkilerin oluşturacağı yeni Suriye Ordusu oluşturulacaktır. Bu, tamamen terörizme karşı mücadele etmek için oluşturulacak birliklerden ayrı bir şekilde şekillenecek.

- Bu ‘entegrasyon’ meselesi, Abdullah Öcalan’ın öncülüğünü yaptığı çözüm süreci çerçevesinde mi gerçekleşiyor, yoksa tamamen bağımsız bir durum mu?

Hayır, bu sürece bağlı gelişen bir durum değil. Ancak bu süreçten faydalanıyoruz. Önderliğin yaptığı açıklamaları göz önüne alıyoruz, ama onunla bağlantılı işleyen bir durum değil. Öte yandan Önderlik, yeni görüşleriyle bütün Ortadoğu’yu etkiledi. Biliyorsunuz, sıklıkla bizleri PKK ile ilişkilendiriyorlardı. Ama gerçek öyle değil; kendi kararlarımızı kendimiz alırız. Ama tabii ki Önderliğin felsefesine, söylemlerine saygı gösteriyoruz ve kendimizi ona göre ayarlıyoruz. Ama kendi kararlarımız kendi elimizdedir.

‘TÜRKİYE BU SÜRECİ İSTEMİYOR’

- Bu son yapılan görüşmede ve askeri ‘entegrasyon’ meselesinde, Türkiye işin neresinde yer alıyor?

Şimdiye kadar Türkiye bu sürecin içinde değil. Türkiye böylesi bir süreci istemiyor, muhakkak. Bölgede son yaşanan olaylar da bu düşüncelerimizi destekler nitelikteydi. Halep’te yaşananlar bize bir provokasyon gibi geldi. Tom Barrack’ın buraya gelişi ve son yaşanan olayların zamanlaması dikkate alındığında, bir provokasyon gibi duruyor.

‘TÜRKİYE İLE HEGOMONİK GÜÇLER ARASINDA AYRILIK VAR’

- Peki, Özerk Yönetim ile Şam Hükûmeti arasındaki ilişki, bundan sonraki süreç, biraz ABD himayesinde mi yürüyecek? Bu sürecin nasıl şekilleneceği artık ABD’nin tutumuna mı bağlı? Zira hala Türkiye’nin himayesinden çıkmayan bir Şam Hükûmeti var karşımızda.

Sanırım artık Türkiye ile Batılı, yani hegemonik güçler arasında bir ayrıcalık daha net. Şam yönetimini başa getiren zaten bu güçlerin kendisidir. Artık bu güçlerin Türkiye ile arasında da bir ayrıcalık gözüküyor. Artık Türkiye’nin istediği pek olmuyor. Suriye ile ilgilenen bütün güçler, Suriye’nin istikrarını kendi çıkarına görüyor. Ciddi olarak Suriye’de bir istikrarın sağlanmasını istiyorlar. Ama nasıl bir istikrar? Tam da bu noktada biz adaletli bir istikrar istiyoruz. Bizimle bu güçler arasındaki fark da buradadır. Örneğin, Tom Barrack’ın daha önce söyledikleri vardı, ama bir süre sonra bu söylem değişti. Daha sonra kendisi buraya geldi, bizim fikirlerimizi destekledi ve böyle bir durumun olmasını istedi.

‘ABD’nin fikri değişiyor’

- Gelinen aşamada hegemonik güçler açısından yeni Suriye’nin nasıl şekillenmesi gerektiği netleşmiş durumda mı? Özerk Yönetim’in tanınması, federal bir Suriye veya ademimerkeziyetçilik üzerinde ortaklaşmış bir fikir var mı?

Yavaş yavaş değişiyor. Daha önce herkes Türkiye’nin isteklerini dile getiriyordu. Geçici Şam Hükûmeti aynı şeyi tekrarlıyordu. Daha sonra biz ısrar edince, diğer güçler hatta herkes merkeziyetçi bir yapının olmaması gerektiğini kavradılar. Bizim düşüncemize göre Suriye bir mozaik gibidir. Bu farklılıkları bir arada tutmak için merkezi olmayan bir sisteme ihtiyaç var; özerklik gibi... En azından ademimerkeziyetçi bir sistem olması gerektiğini savunuyoruz. Önümüzdeki müzakere sürecinde bunlar iyice netleşecektir. Başta bir anayasa meselesi var. Biliyorsunuz geçici anayasa ilan edilmişti. Bunu kimse kabul etmedi. Görüşmeler sırasında bu konuşuldu ve bunun düzeltileceğini kabul ettiler.

Abdi: Şam’la ön anlaşmaya vardık

SDG’nin elebaşı Mazlum Abdi dün AFP’de yayımlanan röportajında Şam'la “ön anlaşmaya” varıldığını söyledi.

Abdi “Şam'daki son görüşmelerimizin yeni olan tarafı, (10 Mart Anlaşması’nın) hükümlerinin uygulanmasını hızlandırma konusunda paylaşılan kararlılık ve güçlü iradedir. En önemli nokta ise SDG ile (Kürt) İç Güvenlik Güçleri'nin savunma ve içişleri bakanlıkları çerçevesinde entegrasyonuna dair mekanizmaya ilişkin ön anlaşmaya varılmış olması.” diye konuştu.

Abdi, bir SDG heyetinin “entregrasyon mekanizmasına dair görüşmeler için” hâlen Şam'da olduğunu aktardı. “Biz Suriye'de ademimerkeziyetçi bir sistem talep ediyoruz. Bu konuda anlaşamadık." diyen Abdi, "ortak bir formül bulmak için görüşmeleri sürdürdüklerini" ifade etti.

Suriye'nin toprak bütünlüğü, ulusal sembollerin birliği konularında mutabakat sağladıklarını vurgulayan Abdi, "Suriye'nin savaş dönemine dönmemesi konusunda hepimiz hemfikiriz. Bu faktörlerin kalıcı bir anlaşmaya varmamızı sağlamaya yeteceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

BİLGİRGEDE DEĞİŞİKLİK İSTEDİ

Şam’da yaptığı son görüşmede, mart ayında ilan edilen anayasa bildirgesindeki "bazı maddelerin değiştirilmesini ya da yeni maddeler eklenmesini" talep ettiğini belirten Abdi, bu konuda "olumlu bir yanıt" aldığını söyledi.

Syria Tv, mutabakatın ayrıntılarına yer verdi. Habere göre SDG'nin Suriye Ordusu'na entegrasyonu kapsamında Haseke, Rakka ve Deyrezor bölgelerinde üç tümen kurulacak. Bu tümenlere SDG komutanları liderlik edecek. Grup ayrıca Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel liderlik pozisyonlarını da muhafaza edecek. İç güvenlik birimleri Suriye İçişleri Bakanlığı ile birleştirilecek. SDG’nin kuzey ve doğu bölgelerinde belirli liderlik pozisyonlarını koruyacağı, ancak birleşme süreci tamamlandığında “SDG” veya “Asayiş” adında bağımsız bir gücün kalmayacağı belirtildi. Haberde, her iki tarafın da bölge sakinlerinden seçilecek temsilciler aracılığıyla yeni askeri ve idari atamalar yapacağı, tüm birimlerin Suriye Hükûmeti’ne bağlı resmî askeri ve güvenlik güçleri adı altında faaliyet göstereceği aktarıldı.

Salih Müslim: Türkiye bu denklemde yok - Resim : 2

İsrail’in Şam’a saldırısı ‘mesaj’ değil ‘savaş ilanı’

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Şam’da ABD kanalı CBS News’a röportaj verdi.

İsrail’in Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı bombalamasının bir mesaj değil savaş ilanı olduğunu söyleyen Şara, İsrail Ordusu’nun 8 Aralık’tan sonra işgal ettiği tüm Suriye topraklarından çekilmesi gerektiğini vurguladı.

Ayrıca ülkesini yeniden inşa etmenin 600 ila 900 milyar dolara mal olacağını kaydeden Şara, bunun için uluslararası toplumun yardımına ihtiyaç duyulacağını söyledi.

Şara’nın yanıtları özetle şöyle oldu:

- Margaret Brennan: Milyonlarca Suriyeli, başlarına gelenler yüzünden çadırlarda yaşıyor. Beşar Esad ve Vladimir Putin ise Moskova'da yaşıyor. Onlar ne tür bir adaletle karşı karşıya?

- Ahmed Şara: Beşar Esad'ın adalete teslim edilmesi için mümkün olan tüm yasal yolları kullanacağız. Ancak, şu anda Rusya ile bir çatışmaya girmek Suriye için çok maliyetli olacaktır. Ayrıca bu, ülkenin çıkarlarına da uygun değildir.

- M.B.: Birleşmiş Milletler, güvenlik güçlerinizin insani hukuk kurallarını ihlal ettiğini söylüyor.

- A.Ş.: Bence bu abartılı bir tanımlama. Suriye'nin, hangi taraf veya gruptan olursa olsun, sivillere karşı suç işleyen herkesi yargılamaya kararlı olduğunu düşünüyorum.

- M.B.: İsrail’in yönetiminize karşı tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- A.Ş.: İsrail, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bahçesini iki kez bombaladı. Birinde orada değildim, ama diğerinde bombalanan yerin yakınındaydım. Mesaj vermek için sarayı hedef almak, mesaj değil, savaş ilanıdır. Ancak Suriye savaşa girmek istemiyor ve İsrail'e veya başka birine tehdit olmak istemiyor.

- M.B.: İsrail, buradaki azınlık grubu olan Dürzileri korumak niyetinde olduğunu kamuoyuna açıkladı. Başbakan (Netanyahu), sizin güçleriniz bunu yapmadığı için onları korumak zorunda olduğunu söyledi.

- A.Ş.: Bu, Suriye makamları tarafından yasal olarak çözülmesi gereken bir Suriye iç meselesidir.

- M.B.: Hükûmetiniz İsrail ile bir güvenlik anlaşması üzerinde görüşüyor. Bu, sizin için İsrail'in Esad rejimi düştükten sonra ele geçirdiği tüm toprakları iade etmesi gerektiği anlamına mı geliyor?

- A.Ş.: Evet kesinlikle. İsrail, 8 Aralık'tan sonra ele geçirdiği tüm bölgelerden çekilmelidir. Biz Şam'a geldiğimizden beri Suriye, İsrail'e hiçbir kışkırtmada bulunmamıştır.

- M.B.: Burada ne tür bir hükûmet görmek istiyorsunuz? Demokrasi mi?

- A.Ş.: Altyapı yeniden inşa edildiğinde ve kimlik kartları ve gerekli belgeler alındığında genel seçimler yapılacak.

- M.B.: Yani nihayetinde Suriye'nin herkesin bir oy hakkına sahip olduğu bir yer olmasını mı istiyorsunuz?

- A.Ş.: Kesinlikle. Suriye barış ve güvenlik içinde yaşamayı hak ediyor ve dünya, Suriye'nin yeni durumundan faydalanacak. Bu, bölge için büyük bir tarihi fırsat.

Türkiye Suriye PYD YPG