SDG’ye uyarı! ‘Ankara ve Şam’la sorun yaşayabilirler’
ABD Suriye Özel Temsilcisi Barrack, SDG’nin entegrasyonda gecikmesi halinde Ankara ve Şam’la ciddi sorunlar yaşayacağını belirtti. SDG’nin PKK’yla ilişkisi konusunda çelişkili ifadeler kullanan Barrack, ABD’nin SDG’ye bağımsız bir devlet kurma borcu bulunmadığını da kaydetti
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, PYD’nin çatı örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adıyla bilinen yapının entegrasyon sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Barrack, New York’ta düzenlediği basın toplantısının ardından Anadolu Ajansı’na değerlendirmelerde bulunarak, SDG’nin entegrasyonda gecikmesi durumunda hem Türkiye hem de Şam yönetimiyle ciddi sorunlar yaşayabileceğini söyledi.
SDG’nin geleceğine dair uyarıda bulunan Barrack, “Ortaya çıkacak sorunlar, Suriye hükûmeti ve Türkiye hükûmeti ile anlaşmazlıklar yaşamaları olur. ABD hükûmeti, tüm sorunları inceleyip adil ve doğru bir karar verilmesi için elinden geleni yapacak. Eğer Amerika’ya gelip bizimle yaşamak isterlerse, bunu yapabilirler.” ifadelerini kullandı.
‘SDG, PKK’NIN TÜREVİ DEMEDİM’
Barrack’a daha önceki, “SDG, YPG’dir. YPG, PKK’nın bir türevidir.” sözlerinin hatırlatılması üzerine, SDG’nin doğrudan PKK’nın türevi olduğu yönündeki yorumlara katılmadığını dile getirdi. Barrack, “SDG’nin PKK’nın bir türevi olduğunu hiç söylemedim. YPG, PKK’nın çeşitli türevlerinden ortaya çıktı. SDG ise YPG’nin çeşitli türevlerinden ortaya çıktı” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’de SDG adını kullanan YPG’nin Şam yönetimiyle yürüttüğü görüşmelerin sonuçsuz kalmasıyla ilgili de konuşan Barrack, meselenin esasen “Suriye Arap Cumhuriyeti ile aynı çizgide yer alınıp alınmayacağı” sorunu etrafında şekillendiğini söyledi.
‘GÖRMEK İSTEDİĞİMİZ ŞARTLAR...’
“Tek ülke, tek millet, tek ordu, o millet tarafından belirlenir. Artık bunu kabul ediyoruz. Mesele bu.” diyerek Suriye Hükûmeti’nin sloganını tekrarlayan Barrack, şöyle devam etti:“Nereden geldiğini, özelliklerini unutun. Tüm bu azınlık gruplar federal bir yapı isteyebilir. Ama onlara dayatılan şey bu değil. Bu, bizim karar vereceğimiz bir konu da değil. Entelektüel bir tartışmaya hakemlik etmek bize düşmez. Doğru mu, yanlış mı? Parlamenter sistem mi isteniyor, cumhuriyet mi, konfensiyonist bir yapı mı? Azınlık haklarını nasıl harmanlayıp koruyacaksınız? Hepimiz, özellikle Birleşmiş Milletler, ‘Yardımımızı istiyorsanız bu konular gerçekten önemli’ diyoruz. Yabancı savaşçılarla ne yapacaklarını görmek istiyoruz. Onları entegre mi edecekler, gönderecekler mi? Bizim görmek istediğimiz şartlar bunlar.”
‘ASKERİ VARLIĞIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ’
ABD’nin Suriye’deki askeri varlığına ilişkin soruları da yanıtlayan Barrack, terör örgütü DEAŞ’la mücadelenin devam ettiğini vurgulayarak, “O bölgede askeri varlığımız var ve bu varlığı sürdürüyoruz. Ancak amacımız, bu varlığı sonsuza kadar sürdürmek değil. DEAŞ ve terörle mücadele ederken, zamanla bu birliklerin sayısını azaltmaya karar vereceğiz. Bağımsız bir yeni Suriye hükûmeti kurulursa, tüm birliklerin sayısının azaltılması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
Pentagon’un, Suriye’nin güneyinde bulunan Tenef’teki yerel silahlı gruplar için kuzeydeki gruplara benzer bütçe talebinde bulunmasına ilişkin soruya da yanıt veren Barrack, “Suriye’nin içeride ve dışarıda geniş çaplı askeri varlığa ihtiyacı var. Yapılacak mantıklı şey SDG’yi entegre etmek.” diye konuştu.
EVLİLİĞE BENZETTİ
Barrack, Şam yönetimi ile PYD/SDG arasında karşılıklı güvenin oluşmamasının entegrasyonu geciktirdiğini belirterek, “Taraflar arasındaki anlaşma, bu durumu işler hâle getirecek kadar spesifik değil. Anlaşma sağlanması için bazı ayrıntıları netleştirmeye çalışıyoruz.” dedi.
Buna rağmen sürecin sonuçlanacağına inandığını ifade eden Barrack, “Tarafların anlaşmaya varacağına ve güzel bir evlilik yapacaklara inanıyorum.” diye konuştu.
ABD’DEN YÜKSELEN SESLERE DE SİTEM ETTİ: YPG’YE DEVLET BORCUMUZ YOK
Tom Barrack iki gün önce de CNN TÜRK ABD Temsilcisi Yunus Paksoy'un sorusunu yanıtlamıştı. Barrack burada, “Suriye'de bir YPG devleti olamaz. YPG eşittir PKK'dır.” ifadelerini kullanarak şunları söylemişti:
“Biz kimseye bir şey dikte etmiyoruz. SDG dediğiniz YPG. YPG PKK'nın bir türevidir. Bugün de görmüşsünüzdür. Bugünkü haber klibini izlemedim ama sanırım PKK bugün silah bırakmaya başladı. Bu arada Öcalan hala adasında. Ben eskiden orayı bir cennet adası sanırdım. Ama bu adamı gerçekten tecritte tutuyorlar. Öyle yapıyorlar. Ama bu Türkiye için çok büyük bir mesele. PKK Türkiye çıkmazı gerçekten karmaşık.

“YPG PKK'dan türeyen ve bizim DEAŞ’a karşı birlikte hareket ettiğimiz bir yapıdır. Dolayısıyla Amerikalılar arasında şöyle bir duygu var. 'Onlarla ortaklık, onlara borçluyuz.' Asıl mesele şu; biz onlara ne borçluyuz? Onlara bir devlet içinde bağımsız bir hükûmet kurma hakkı borçlu değiliz. Onlara makul bir şekilde yeni bir yönetime geçiş sürecinde bir yol sunma borcumuz var. Ve bu yeni rejimde tek bir Suriye hükûmeti ile nasıl bütünleşecekleri konusunda makul olunması gerekiyor. Suriye şunu savunuyor; Federal bir sistemle bir Suriye olamaz. Ayrı ayrı Dürzi güçleri Dürzi gibi giyinip, Alevi güçleri Alevi gibi giyinip, Kürt güçleri Kürt gibi giyinip böyle devam eden bir yapı olamaz. Tek bir yapı olacak.”
‘ŞAM-SDG ANLAŞMASI İŞE YARAMADI’
“Şu anda 7 aydır iktidardalar ve bu çıkarları birleştirmeye çalışıyorlar. Bu SDG için çok zor bir konu. Biz bunun farkındayız. SDG'nin nasıl çalıştığını, nasıl işlediğini incelediğinizde bu tüm tarafların katıldığı bir mutabakatla işleyen bir yapı. Ayrıntılar önemlidir. Mart ayında bir anlaşmaları vardı. İlkesel bir mutabakata vardılar. Ama sorun şu, işe yaramadı. Neden yaramadı? Çünkü herkes ayrıntıları olmadan, acele ile bir mutabakata vardı. Ayrıntılar önemlidir. Şimdi artık ayrıntıları netleştirme, herkesi bir araya getirme ve çocuk parkındaki iki çocuk gibi 'hadi artık' deme zamanı. Biz sizi bir araya getireceğiz, hakemlik yapacağız, arabuluculuk yapacağız, yardım edeceğiz. Ama eğer anlaşamazsanız biz burada sonsuza kadar dadınız olmayacağız. Orta Doğu'nun her yerinde Başkan'ın yaptığı şey bu.”
OSMANLI GÖNDERMESİ YAPTI
“Koruyucu bariyerler koymak ve bu sizin kendi hikayenizi yaratma fırsatınız demek. Çünkü burada 100 yıldır yeni bir hikâye yok. Osmanlı İmparatorluğu neydi? Herkes ne düşünüyorsa o 500 yıllık bir sistemdi. Sınırları yoktu. Sınırlar çizilmemişti. Anlaşıyorlardı ya da anlaşamıyorlardı. Ama elimizde bugünkü bu curcuna yoktu. Şimdi Çinliler de Ruslar da bu bölgede bir sükûnet dokusu görmek istiyor. Ama SDG ile mesele karmaşık. Karmaşık çünkü bu yapılar çoğu zaman denklemde zıt taraflarda yer aldılar. SDG, Amerika'nın kendilerine borçlu olduğunu düşünüyor. Amerika ise 'Evet, size makul davranmak konusunda bir borcumuz var.' diyor. Ama siz makul olmazsanız başka bir alternatif gündeme gelir.”