Selimiye’de restorasyon tartışması
Selimiye Camisi’nin kalemişleri ve tezyinatlarıyla ilgili onay verilen restorasyon çalışması hakkında tartışmalar sürüyor. Uzmanlar iki yüz yıldır belgeli olan süslemelerin aynen kalması gerektiğini belirtirken, aksi takdirde Dünya Miras Listesi’ndeki yerini kaybedebileceğini ifade ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 2021 yılında başlattığı Selimiye Camisi restorasyon projesi büyük ölçüde tamamlanmak üzere. Ancak restorasyon sırasında kalemişi ve tezyinat çalışmalarıyla ilgili kamuoyunda tartışmalar sürüyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün kalemişi ve tezyinat çalışmalarıyla ilgili restorasyon projesi 19.06.2023 tarihinde Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün 9435 sayılı kararıyla verildi. İlk restorasyon çalışmaları Aralık 2024’te sona erdi.
SÜSLEMELER VE TEZYİNATLAR TAMAMEN SİLİNECEK
Ancak çalışmalar esnasında söz konusu proje, Mimar Sinan’ın üslubunu yansıtmadığı gerekçesiyle bir grup hattat, nakkaş ve mimarın itirazlarıyla karşılaştı. Kendilerine “Selimiye Camii Tetkik ve Tahkik Heyeti” adını veren bu grup Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi’nden de bir yetkilendirme belgesi alarak Selimiye’de ilk planlanan restorasyon projesine karşı çıktı.
Şubat 2024 tarihinde Bilim Kurulu’na itirazlarını ve yeni proje önerilerin ileten heyetin bilim dışı bulunarak reddedildi. Heyet’in bir diğer başvurusu da aynı gerekçelerle kuruldan geçmedi. Ancak 8 Ocak 2025 tarihinde Bölge Koruma Kurulu Bilim Kurulu’nu yok sayarak Selimiye Camii Tetkik ve Tahkik Heyeti’nin itirazlarını kabul ederek mevcut projenin onayını iptal etti. Yeni projeyle birlikte Selimiye Camisi’nin kubbesinde yapılan ve iki yüzyıldır belgeli olan kalemişi süslemeler ve tezyinatlar tamamen silinecek.
ÇOK ZENGİN BİR KUBBE TEZYİNATI VAR
Kaynakların aktardığına göre Selimiye Camisi, 1751, 1808, 1883, 1950, 1983 ve 2025 yıllarında 6 kez restore edildi. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Selimiye Camisi’ni Mimar Sinan “Ustalık eserim” diye nitelendiriyor.
Selimiye Camii Tetkik ve Tahkik Heyeti’nin mevcut restorasyona yönelik itirazının başında, kubbe tezyinatının barok süsleme üslubu olduğu iddiası geliyor. Heyet önerdikleri projenin Mimar Sinan’ın anlayışına uygun olduğunu ve mevcut projede barok bir üslupla süsleme yapıldığını öne sürüyor. Uzmanlar ise Edirne’de yaşanan deprem nedeniyle 16. yüzyıldan bütünlüğü olan herhangi bir kalemişi desenine ulaşılamadığını bu sebeple mevcut süslemelerin ve kalemişinin tamamen kazınmasının büyük bir yanlış olacağını belirtiyor. Ayrıca uzmanlar Edirne Selimiye Camisi’ndeki dolu ve çokrenkli ana kubbe tezyinatı tarzının bir önceki yüzyılın devamı niteliğinde olduğunu ortaya koyuyor. Kaynaklar, Selimiye’nin 450 yıldır korunduğu ve mevcut kubbe tezyinatının iki yüzyıldır belgeli olduğunu dile getirerek, bu tezyinatın yok edilmesinin Selimiye’nin çok zengin bir kubbe tezyinatını kaybedeceğini belirtiyor.
‘BİLİMSEL GÜVENİRLİKTEN YOKSUN’
Söz konusu restorasyon projesiyle ilgili Aydınlık’a konuşan “Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu” yöneticisi Arkeolog Nezih Başgelen Selimiye Camii Tetkik ve Tahkik Heyeti’nin içerisinde koruma uzmanı olmadığına dikkat çekerek, “Gözümüz gibi korunması gereken Edirne Selimiye Camii’nin restorasyonunda, yetkili Bilim Kurulu’nun onayladığı ve tamamlanmış olan kalem işi projesi iptal edilerek; resmî hüviyeti bulunmayan koruma konusundaki uzmanlığı olmayan bir heyetin önerdiği yeni restitüsyon projesi kabul edilmiş. Buna göre mevcut kubbe içindeki Osmanlı dönemi özgün kalem işleri tümüyle ortadan kaldırılacakmış.” ifadelerini kullandı.
Yeni restorasyon projesinin Selimiye’nin evrensel değerine de zarar vereceğini kaydeden Başgelen, “Daha önce yapılan incelemelerde Selimiye Camisi’nde 16. yüzyıla ait bütünlüğü olan herhangi bir kalem işi desenine ulaşılamadığı da bilinmekte. Mevcudu tamamen kazımayı öngören kalemişi rekonstrüksiyon önerisinin ise bilimsel güvenilirlikten ve koruma mevzuatı kriterlerinden yoksun olduğu görülmektedir. Bu açıdan bu öneri doğrultusunda yapılmak istenenler taraf olduğumuz Venedik Tüzüğü (1964)'nden Burra Tüzüğü’ne değin sorumlu olduğumuz uluslararası ve ulusal koruma belgeleri ile de çelişmektedir. Bu tarz bilimsel olmayan ideolojik nitelikte bir müdahale UNESCO Dünya Miras Listesi çerçevesinde Selimiye'nin üstün evrensel değerine zarar vererek mevcut statüsünü de riske sokabilir.” sözleriyle yetkilileri uyardı.
‘BAKAN ERSOY’U GÖREVE DAVET EDİYORUZ’
Kültürel varlıklarla ilgili Türkiye’nin de taraf olduğu Venedik Tüzüğü’nü hatırlatan Başgelen, “Selimiye gibi eşsiz bir kültür varlığımızın kubbe içi süslemesine verilecek bu zararın vebali de büyük olacaktır. Dünya durdukça kubbe içindeki yeni hali gören herkes tepki gösterecek, neden olanlara ah edecek ve izin verenleri de hayırla anmayacaktır. Bu açıdan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy'u acilen konuyu uzmanlar nezdinde hak ettiği hassaslıkta değerlendirmesi konusunda göreve davet ediyoruz.” dedi.
Yeni proje ideolojik takıntının sonucu mu?
20 Eylül 2025 tarihinde Anadolu Ajansı’na konuşan Selimiye Camii Tetkik ve Tahkik Heyeti Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sadettin Ökten, Osmanlı medeniyet tasavvurunun “Sünni İslam’ın bir yorumu olduğunu ve Selimiye’nin de bunun bir örneği olduğunu” söyledi:
“Katolik Hristiyan medeniyet tasavvuru, 11. asırdan başlayarak kendi gotik katedrallerini, kendi inançları istikametinde, kendi iradesine göre, kendi biçimleriyle ortaya koyduğu gibi Osmanlı medeniyet tasavvuru da -ki Sünni İslam'ın bir yorumudur- kendi biçimlerini Selimiye ve başka külliyelerde bütüncül bakış açısı içinde çelişkisiz olarak ortaya koymuştur.
Öncelikle bizim için orası Mescid-i Nebevi'nin Edirne'deki iz düşümüdür. Tevhidin ve sünnetin sembolüdür. Tevhide ve sünnete götürmeyen her türlü unsurun, oradan edepli şekilde kaldırılması icap eder.” Ökten’in bu değerlendirmesi söz konusu projenin ideolojik bir takıntının sonucu olup olmadığı sorusunu beraberinde getirdi.


