Sinema sektöründe tablo iç açıcı değil! Türkiye’de sinema alışkanlıkları değişiyor
Dorinsight’ın sinema sektörüyle ilgili yaptığı araştırmanın sonuçları yayınlandı. Buna göre Türkiye’de artık her 10 kişiden 8’i sinemanın lükse dönüştüğü belirtiyor. Vatandaşlar sinemaya gitmeyi bütçe planlaması gerektiren bir harcama olarak görüyor.
GAZETE HABERLERİ
Editor
Türkiye’de sinema sektöründeki düşüş sürüyor. Artan hayat pahalılığı, dijitalleşme ve yaşanan nitelik kaybı sinema salonlarının boş kalmasına neden oluyor. Dorinsight’ın 18 yaş üstü, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan bin kişiyle yaptığı araştırmaya göre sinemayı lüks tüketim olarak görenlerin oranı yüzde 34’ü buldu. Ankete katılanların yüzde 47,5’i ise sinemaya gitmeyi kısmen lüks olarak tanımladı.
Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8’i ise sinemayı rutin bir etkinlikten ziyade planlanması gereken bir gider kalemi olarak değerlendiriyor. Vatandaşların çoğunluğuna göre sinema salonlarının boş kalmasının en büyük nedeni bilet fiyatlarındaki artış.
DİJİTALLEŞME SİNEMAYI VURDU
Dorinsight’ın yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 49’u dijital platform aboneliğine sahip. Katılımcıların yüzde 70’i “Evde film izlemeyi tercih etmemin nedeni ekonomik sebepler” ifadesine katılıyor. Dijital platformların öne çıkmasının önemli nedenlerinden birisi de söz konusu uygulamaların geniş içerik seçeneği sunması.
Araştırma sonucunu yorumlayan Dorinsight Kıdemli Proje Müdürü Çağdaş Mert, “Sinema, uzun yıllardır insanların hem sosyalleşme hem de duygusal kaçış alanıydı. Ancak bugün ekonomik koşullar bu deneyimin biçimini yeniden tanımlıyor. Artan yaşam maliyetleriyle birlikte, tüketiciler artık kültürel harcamalarında daha rasyonel davranıyor; eğlence tercihlerinde fiyat, erişim ve sürdürülebilirlik gibi kriterler ön plana çıkıyor. Araştırmamızda görüyoruz ki gelir seviyesi fark etmeksizin sinemaya gitmek artık planlı bir karar hâline geldi.” dedi.
EN ÖNEMLİ NEDEN ARTAN FİYAT BASKISI
Mert, “Dijital platformlar bu noktada yalnızca bir alternatif değil, ekonomik anlamda ‘kontrollü tüketim biçimi’ olarak konumlanıyor. İnsanlar aylık sabit üyelik ücretini, belirsiz sinema harcamasına tercih ediyor. Bu da bize eğlence ekonomisinin, artık ‘erişilebilirlik’ kavramı etrafında yeniden tanımlandığını gösteriyor. Sinema salonları toplumun duygusal belleğinde yerini korusa da tüketici davranışındaki dönüşüm çok açık: Fiyat baskısı arttıkça, kültürel tüketim deneyimi daha bireysel, daha hesaplı ve dijital eksenli bir hale geliyor” ifadelerini kullandı.
