Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Tam puanlı 300 öğrenci birinci tercihine giremedi’

Bu yılki LGS yerleştirmelerinde çocuklar, genel olarak aldıkları puandan daha düşük puanlı okullara yerleştiler. Eğitimci Hatice Yılmaz, tam puan alanlar arasında bile beşinci tercihine yerleşenler olduğunu söyledi. Yılmaz ‘Çocukların ümitleri de hevesleri de kırıldı artık.’ dedi.

‘Tam puanlı 300 öğrenci birinci tercihine giremedi’
Z. RUHSAR ŞENOĞLU

Liselere Geçiş Sistemi yerleştirmelerinin birinci aşaması tamamlandı. Öğrencilerin yüzde 94,3’ünün yerleştiği açıklandı. Bu yılki sınavların en çarpıcı konularından biri, 719 öğrencinin tüm soruları yanıtlayarak 500 tam puan almasıydı. Şaibeye yol açan soru paylaşımları da ortaya çıkınca, şüpheler giderilemedi.

Sınavı ve yerleştirmeleri Oğuzkaan Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Koordinatörü Hatice Yılmaz ile konuştuk. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Soruların zorluk derecesi geçen yıla yakındı.” açıklamasını anımsatan Yılmaz, “Test ortalamaları ne? Bunun açıklanmasını istiyoruz.” dedi ve şöyle sürdürdü:

“Geçen sene 90 soruda toplamda 40 doğru ortalaması vardı. Bu sene kaç? Geçen sene Türkçede 9 küsur doğru ortalaması vardı. Bu sene kaç? Onlar açıklanırsa, sınav zor muydu kolay mıydı daha iyi anlayacağız.

“Benim yaptığım değerlendirmeye göre en iyi şartlarla bu seneki 90 soruda ortalama doğru sayısı, 35'i bulmaz, 30-32 arasında kalmıştır. Yani sınav zordu. Bu zor sınavda bu kadar öğrencinin tam puan almış olması şaşırtıcı ve bu zor sınavda tam puan alıp istediği okula girememiş olmak, çocuklar için gerçekten üzüntü kaynağı.”

Sözü kendisine bırakalım:

HAYAL KIRIKLIĞI YAŞATTI

- Nasıl bir yıl geçirdik? Liselere yerleşim nasıl oldu? Bir değerlendirmenizi almak istiyoruz.

İlk defa bu kadar çok hayal kırıklığı yaşatan bir sınav yılı görüyoruz. Öğrencimiz Deniz Ertaş, tam yaptı ama beşinci tercihine yerleşebildi. Bir çocuk 90 soruda 90 yapıyor, daha ne yapacak Allah aşkına? Efendim okul notları, yıl sonu başarı puanı, devamsızlık durumu, tercih önceliği ve öğrencinin yaşı… Çok küçük farklar var. Tam yapıp da beşinci tercihine girmiş bir çocuk ortadayken biz seneye çocukları nasıl motive edebileceğiz? Çocukların ümitleri de hevesleri de kırıldı artık. Giderek, sınava güvenleri kalmayacak.

Öte tarafta sınavla öğrenci alan Meslek Liselerine, İmam Hatiplere sıfır puanla giren öğrenciler var. Bu tesadüfi gelişen bir şey mi? Yok, hayır.

ZOR SINAVDI

- Sayın Bakan, “Soruların zorluk derecesi geçen yıla yakındı.” açıklaması yaptı.

Bir şeyin açıklanmasını istiyoruz. Test ortalamaları ne? Geçen sene 90 soruda toplamda 45 doğru ortalaması vardı. Bu sene kaç? Geçen sene Türkçede 9 küsur doğru ortalaması vardı. Bu sene kaç? Onlar açıklanırsa, sınav zor muydu kolay mıydı daha iyi anlayacağız. Benim yaptığım değerlendirmeye göre en iyi şartlarla bu seneki 90 soruda ortalama doğru sayısı, net demiyorum bakın doğru soru sayısı 35'i bulmaz, 30-32 arasında kalmıştır. Yani sınav zordu. Bu zor sınavda bu kadar öğrencinin tam puan almış olması şüpheli ve bu zor sınavda tam puan alıp istediği okula girememiş olmak çocuklar için gerçekten üzüntü kaynağı.

- Siz hep, eleme doğrudur, diyordunuz. Elemeye uygun sınavlar yapmak lazım ki bir sıralama olsun, herkes hak ettiğini alsın. Zor sınavsa elemesi gerekmez miydi?

Normal şartlarda bu kadar zor sınavda bu kadar tam yapan çocuk nasıl çıktı, çok merak ediyoruz. Bu kadar tereddüdü insanların kafasından silmek için ilk yüzde üçlük dilime giren çocuklara bir daha sınav yapalım, bakalım aynı başarıyı gösterecekler mi?

Biz seneye çocukları motive etmekte gerçekten güçlük çekeceğiz. Kime ne diyeceğiz? Nasıl söyleyeceğiz?

Yine aynı şekilde hiç puan almamış çocuğun sınavla öğrenci alan bir okula yerleşmesini, meslek okulu da olsa, imam hatip de olsa, nasıl izah ediyoruz? Sıfır puan almış, sıfır! Taban puan yüzdür, çocuğun puanı bile görünmüyor, belli ki sıfır ya da altı. Ama bu çocuk sınavla öğrenci alan okula yerleşmiş. Bu nasıl oluyor? Çocuk hiçbir şey yapmıyor ama tercih edilmeyen bir okulu seçiyor, o kadar.

- Başarısızlık da çok demek.

Altta başarısızlık da çok.

NE ÖLÇME ÖLÇMEYE BENZİYOR NE SEÇME SEÇMEYE

- Bütün bunlardan eğitim sistemimize ilişkin bir sonuç çıkarmak mümkün mü?

Eğitim sistemimize ilişkin sonuç çıkarmak gerçekten çok zor artık. Eğitim sistemimizin galiba biraz daha değişik bir şekilde çalışması gerekiyor. Ne ölçme ölçmeye benziyor ne seçme seçmeye benziyor. Sanıyorum başka kriterlere de ihtiyacımız olacak. Sadece sınav, bu gidişle yetmeyecek gibi gözüküyor. Eğer gerçekten bu kadar başarılı çocuğumuz varsa, gerçekse bu sonuçlar, bu çocuklardan gelecekte çok şey beklemek lazım. Ayrıca bu çocukların seneye okul başarısını çok merak ediyorum.

BAŞKA ÖLÇÜTLER DE GETİRMEK LAZIM

- Sınavların büyük ölçüde kaldırılıp ilkokuldan itibaren çocukların yeteneklerine göre yönlendirilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

O mümkün değil. Bu sınavda da onu görüyorum... Bu 719 çocuktan bizdeki öğrencinin yıl sonu başarı puanı ortalaması 98,8. Tam yapanlardan 300 öğrenci birinci tercihine giremedi. Demek ki okul başarı notuyla bir yere öğrenci yerleştirmek mümkün değil. Okul başarısı ölçü değil. Yazılı sınavlara bakın, onunla da olmuyor. Bu işin doğrusu normal şartlarda yine merkezi sınav ama merkezi sınavın yanına başka ölçütler de getirmek lazım.

ORTALAMASI 85 OLANLAR SINAVA HAK KAZANMALI

- Öneriniz var mı?

Okul başarı puanı 6, 7 ve 8’inci sınıfta yani üst üste üç yıl 100 üzerinden en az 85 olanlar ancak bu sınava girmeye hak kazanır kuralı getirilirse, eleme olur. Bu sınav sistemindeki amaç, bütün çocukların sınava girmesini engellemekti. Sadece isteyen çocuklar girsin dendi ama yine de 8 mezunlarının yüzde 95'i sınava girdi. Demek ki caydırıcı olmadı. Bir barem koymak lazım. Onu yaparsan çocuk altıncı sınıftan, beşinci sınıftan itibaren okul notlarını daha fazla ciddiye alır. Okul derslerine daha çok çalışır, sınava girebilmek için. Belki hatırlarsınız, 90'lı yıllarda fen lisesi sınavına girebilmek için Türkçe, matematik, fen bilgisi notlarının en az 5 üzerinden 4,5 olma zorunluluğu vardı. Benzer bir sisteme geçilirse o zaman biraz daha rahat olursun. Herkesin bu sınava girmesine gerek yok gerçekten de. Yoksa anlayamıyoruz.

SADECE TÜRKÇE, MATEMATİK VE FEN SORULMALI

- Bu yol, kayırma ya da soru çalma yolunu da kapatır mı?

Biraz onu da engeller. Ayrıca bu sınavı ben yapıyor olsaydım sadece Türkçe, matematik ve fenden ve hepsinden en az 30'ar soru sorardım. Türkçede çocuk başarılıysa zaten bütün dersleri anlar. Sosyal bilimleri de anlar, İngilizceyi de anlar. Yabancı dil sınavını niye yapıyoruz? Bu sınavda ne işi var? Türkçeyi sorduğumuz zaman Atatürkçülük, din kültürü dahil hepsini birden ölçmüş oluyoruz. Bu konuların tamamı okuma, anlama becerisine bağlı.

Matematik başarısı çocuğun düşünme becerisinin ölçüsüdür. Fen, bütün bilimlerin anasıdır. Yani matematik aslında fenin yan dersidir. Fen bilimsel düşünme becerisidir. Çocuk okuduğunu anlama, bilimsel düşünme, işlem yapma becerisini geliştirmişse bu çocuk akademik hayatı hak edecek demektir. Herkes akademik olarak başarılı olmak zorunda değil.

Çocukların mesleki yönelimlerini de düşünmek lazım. O zaman hem haksızlıklar biraz daha önlenmiş olur hem ölçüme biraz daha gerçekçi hale gelir. Şu andaki ölçüyü gerçekçi bulmuyorum.

- Çok teşekkür ederiz.

Her semtte gece etüdü ve akşam yemeği olmalı

- Keşke bütün çocuklarımızın okuduğunu anlama, bilimsel düşünme, sayısal işlemler yapabilme yeteneğini geliştirebilsek. Özlediğimiz sistem bu değil mi?

Evet, tabii. Ama eğitimi etkileyen faktörlere bakın. Kimisi der ki ‘çocuğun içinde olacak’. Belirli bir ölçüde de olsa evet, ‘çocuğun içinde olacak’ tarafı var. Ama başka bir şey daha var: akademik alanda başarılı olan çocukların çok büyük bir bölümünün anne babasının da okuryazarlık düzeyi yüksektir, üniversite mezunudur. Yine çocukların evinde kitap vardır, kitap okumaya teşvik edilir başarılı olan çocukların büyük bir bölümü. İstanbul Lisesi'ni kazanan çocukların anne babalarının, çocuğun akademik başarısına yatırım yaptığını görürsünüz.

Dar gelirli ailelerden çıkmaz mı? Elbette çıkıyor ama oran yüzde 90'a yüzde 10'dur.

YENİ MÜFREDAT YOLU BİR NEBZE AÇIYOR

Biz dersek ki bütün okullarımızda çocuklarımızın Türkçede şu başarı düzeyine, matematikte bu başarıya ulaşması lazım, dördüncü sınıftan itibaren çocukları okumaya, düşünmeye yöneltmeliyiz. Yeni müfredat programı iyi. Birazcık dikkatli, iyi çalışılırsa, iyi hazırlanılırsa yeni müfredat aslında buna bir nebze de olsa yolu açıyor.

Geçen sene beşlerde bu sene altıncı sınıflarda, dokuz ve onlarda aynı şekilde yeni müfredat uygulamaya başlayacağız. Altıncı sınıfların Türkçe programı yeni ve oldukça yoğun bir program. Olması gerektiği gibi. Dinlenerek, eğlenerek bu işler olmaz. Mecburuz çocuklarımızı belli bir disiplin içinde çalıştırmaya.

YOKSUL ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL ÇABALAR GEREKİYOR

- Okulların olanaklarını da artırmak lazım. Çok kalabalık sınıflarda uygulama zor, değil mi?

Dezavantajlı çocukların başarılı olmasını sağlamak için özel çaba gerekiyor. İstanbul'un varoşlarını hepimiz biliyoruz. Orada her semtte bir tane okula gece çalışması koyarsak yani okul bitiminde çocukların orada kalıp ders çalışmasını sağlarsak, o çocuklara belediyeler tarafından akşam yemek verilmesini, belediyelerin anlaşacağı öğretmenlerle ders verilmesini sağlarsak, o çocukları da geliştiririz.

Uzakdoğu’yu inceleyin, Japonya'yı, Kore'yi inceleyin. Çocuklar akşam saat 10’a kadar çalışır, etüd merkezlerinde çalıştırılır. O çocukları biz ancak öyle kazanırız. En azından aileden dezavantajlı çocukların biraz daha akademik alanda başarılı olmasını sağlarız.

FAKİRİN ÇOCUĞU DEVLETİ İÇİN ÇALIŞIR

Üstüne üstlük fakirin çocuğu devleti için çalışır, zenginin çocuğu kendisi için çalışır. Bunu hiç unutmayın. Fakirin çocuğu okur ve devletini kalkındırmak için çalışır. Zenginin çocuğu babasının işi için çalışır. Bunu dikkate alarak fakirin çocuğunu da yetiştirmemiz lazım.

AMAÇ ÇOCUKLARIN EĞİTİM EKSİĞİNİ TAMAMLAMAK

- Sınav öncesi kurslardan bahsetmiyoruz değil mi?

Yok yok, ilkokul üçüncü sınıftan itibaren başlamak lazım. Oradaki amaç çocuğun sınav kazanması olmamalı. Amaç, üçüncü sınıftan itibaren çocuğun eğitim açıklarının tamamlanması olmalı. Eğitim eksiklerini tamamlarsak o çocukların gerçekten başarılı olmasını sağlarız. Çünkü sınavlarda, akademik hayatta başarılı olmak için çok zeki olmak gerekmiyor. Düzgün çalışmak, bilinçli çalışmak gerekiyor.

Bütün çocuklarıma başarılar diliyorum.

LGS