Tartus'ta bir şeyler oluyor! Rubin: ABD için stratejik bir fırsat
HTŞ yönetimi, Tartus Limanı’nda Rus şirketiyle imzaladığı sözleşmeyi feshetti. Şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla verilen karar, Rusya’nın Suriye projelerini etkileyebilir. Pentagon’un psikolojik harp elemanı Rubin bu gelişmeyi ABD için stratejik bir fırsat olarak değerlendirdi


Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki Suriye Geçiş Hükûmeti, Tartus Limanı yatırımı için 2019 yılında bir Rus şirketiyle yapılan 49 yıllık sözleşmeyi feshetti. Hükûmet, sözleşmenin iptaline gerekçe olarak şirketin yükümlülüklerini yerine getirememesini gösterdi ve şirketin ülkeden ayrılmasını talep etti. Rus şirketi Stroytransgaz ile 2019 yılında yapılan sözleşme, limanın altyapısının geliştirilmesi ve operasyonel gereksinimlerin karşılanması için yaklaşık yarım milyar dolarlık bir yatırım taahhüdünü içeriyordu. Ancak şirketin bu taahhütleri yerine getiremediği, limanın yapısının aynı kaldığı iddia edildi. Bu iddialar çerçevesinde sözleşmenin iptal edilmesiyle, Rusya'nın Suriye'de üstlendiği diğer büyük projelerin geleceği konusunda soru işaretleri oluştu. Özellikle fosfat madenleri, petrol ve doğal gaz arama gibi alanlarda Rus şirketlerin üstlendiği projeler de bu gelişmeden etkilenebilir.
‘ÜSLERLE İLİŞKİLENDİRİLMEMELİ’
Rusya Federasyonu Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Aleksey Çiba, sözleşmenin iptalinin Rus şirketinin yükümlülüklerini yerine getirememesinden kaynaklandığını ve bu kararın Rusya'nın Suriye'deki askeri üsleriyle ilgisinin olmadığını belirtti. Çiba, “Bu durum, askeri üslerle ilişkilendirilmemeli. Şirketin mali ve operasyonel zorlukları, bu sonuca yol açtı.” dedi. Şarkul Avsat’ın haberine göre Rus bir diplomatik kaynak, sözleşmenin iptalinin eski yönetime yakın şirketlerin “yolsuzluklarıyla” bağlantılı olduğunu, bu nedenle yeni yönetimin bu tür projeleri iptal ederek kamu yararına hizmet etmeyi hedeflediğini söyledi. Kaynak, bu durumun Rusya-Suriye ilişkilerine doğrudan bir yansıması olmadığını ifade etti. Bu arada, birkaç haftadır Tartus Limanı’na giriş izni bekleyen Rus kargo gemileri limana alınmaya başlandı. Sparta 2 gemisi limana demirlerken, ikinci geminin sırada olduğu bildirildi. Bu girişlerin, Tartus Deniz Üssü’ndeki askeri teçhizatın transferini hızlandıracağı belirtiliyor. Rusya ve Suriye arasındaki projelerin geleceği, yeni yönetimin kararları doğrultusunda şekillenmeye devam edecek.
Öte yandan, üst düzey bir Rus heyetin Şam’ı ziyaret etmesi planlanıyor. Bu ziyaretle ilişkilerin geleceğine dair somut adımların atılması bekleniyor.
ŞEYBANİ: ÖZELLEŞTİRME DÜŞÜNÜYORUZ
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani de Davos’ta katıldığı Dünya Ekonomik Forumu’nun 55. Yıllık Toplantısı’nda limanlara ilişkin açıklama yaptı. Şeybani, “Devlet limanlarını ve fabrikalarını özelleştirmeyi düşünüyoruz. Ekonomik reformlar yaparak yabancı yatırımcıları davet etmeyi ve uluslararası ticareti artırmayı planlıyoruz.” dedi. Rusya tarafı Suriye’deki diplomatik ilişki zeminini bozmak istemese de Şeybani’nin limanları özelleştirme açıklaması ve Tartus Limanı’nda Rus şirketin sözleşmesinin feshedilmesi hamlesi, Pentagon’un psikolojik harp elemanı Michael Rubin’i sevindirdi. Rubin, kararı ABD'nin stratejik hamlesi olarak değerlendirdi.
ABD’YE TARTUS’U İŞARET ETTİ
Rubin’e göre, Rusya'nın Tartus’tan ayrılmak zorunda kalması “ABD için stratejik bir fırsat” sunuyor. Rubin yayınladığı makalede, şunları kaydetti: “ABD sadece kendi varlığını genişletmek yerine, hasımlarının üslerini kapatmaya teşvik edecek, hatta fırsat çıktığında devralacak stratejileri değerlendirmelidir. Bu yaklaşım Amerikan etkisini artırırken, doğrudan askeri müdahale ihtiyacını azaltabilir ve daha istikrarlı bir küresel düzeni teşvik edebilir.”
Rubin, ABD’nin “Rusya’nın kira kontratını devralması gerektiğini” söyleyerek “Varlığını genişletmek için basitçe bir üs yarışına girmek yerine, belki de Trump dönemi için daha iyi bir odak noktası, ya rakiplerin üslerini kapatmaya zorlayarak daha güçlü bir Amerikan varlığına olan ihtiyacı ortadan kaldırmak ya da sadece stratejik alanlarını ele geçirmek olacaktır. Ne de olsa bir üs edinmenin bedavadan daha iyi bir yolu olabilir mi?” dedi.
ÇİN ENDİŞESİ
“Yeni Suriye Hükûmeti Rusya'ya haddini bildirdi.” diyen Rubin, Rusya’dan doğacak boşluğu Çin’in de doldurabileceğini iddia etti ve şunları söyledi:
“Çin'in şimdi Suriye'ye girmesini engelleyecek hangi politika var? Çin'in bölgesel saldırganlığı bu kararın yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir. Pentagon çoğu zaman ABD'nin küresel varlığına gelişigüzel yaklaşmakta ve düşmanlarının üslenme haritasına değişmezmiş gibi yaklaşmaktadır. Her iki tutum da yanlıştır. Trump'ın savunma ekibi bürokratik grup düşüncesine ve tünel vizyonuna gerçekten meydan okumak istiyorsa, işe düşmanların geri çekilmesini ve ABD'nin yurtdışındaki üsleri için çok daha bilinçli bir strateji planlayarak başlayabilir.”
RUBİN’İN ROLÜ
Rubin, HTŞ Şam’da kontrolü ele geçirdiğinden beri bölgeye ilişkin düzenli yayın yapmaya başladı. Rubin’in makaleleri kamuoyunda bölgesel bir analiz olmaktan ziyade ABD Hükûmeti’nin politikaları olarak yorumlanıyor. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de 24 Aralık 2024’te yaptığı basın açıklamasında, “Rubin’in ardı sıra yayınladığı yazılar, ABD’nin Türkiye Hükûmeti’ne muhtıraları niteliğindedir.” ifadelerini kullanmıştı.