Tartışma sürüyor ‘Yapay zekâ insana tehdit değil’
Prof. Dr. Sinan Canan’ın ‘Dünyanın en tehlikeli kombinasyonu boş adam ve sınırsız internettir. Şimdi bir de buna yapay zekayı ekleyin.’ sözlerini değerlendiren Teori Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kuntay Gücüm, yapay zekânın bilinçli ve planlı bir şekilde icat edildiğini dile getirdi.
GAZETE HABERLERİ
Editor
Yapay zekâ, günlük hayattan tıbba, mühendislikten sanata kadar pek çok alana etki etmeye başladı. İstanbul Ticaret Odası Basım-Yayım Meslek Komitesi, Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) ve Basın Yayın Birliği Derneği işbirliğiyle “Yapay Zekâ Çağında Yayımcılık Zirvesi” düzenlendi.
‘YAPAY ZEKÂ ORTAYA ÇIKTIĞINDA GERİLDİM’
Zirvenin açılış oturumunda nörobilim uzmanı ve yazar Prof. Dr. Sinan Canan, “Yapay Zekâ Çağında İnsan Kalmak” başlıklı bir konuşma yaptı.
Canan, yapay zekânnın kısa bir sürede herkesin erişebileceği bir teknoloji olarak ortaya çıkmasından dolayı gerildiğini dile getirdi. Canan, “Yapay zekâ bir anda herkesin ulaşabileceği bir teknoloji halinde ortaya çıktığında gerildim. Yıllar evvel sosyal medyada yazdığım bir söz vardı, hâlâ arkasındayım. 'Dünyanın en tehlikeli kombinasyonu boş adam ve sınırsız internettir.' Şimdi bir de buna yapay zekâyı ekleyin. Yapay zekâ gücü ile mefkuresi posası, zihni, gönlü boş bir insanın emelleri ve sınırsız arzuları birleştiğinde maalesef ortaya hoş olmayan kombinasyonlar çıkabilir.” değerlendirmesini yaptı.
‘YAPAY ZEKÂ SADECE HIZLI’
Yapay zekânın zeki olmadığını sadece hızlı olduğunu iddia eden Canan konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Aslında biz eskiden Google'da metin tabanlı arama yapıyorduk. Şimdi her kelimenin diğer kelimelerle olan ilişkisini kabaca bir vektör uzayında ilişkisel matematikle tanımlayan, belli ağırlıklandırma algoritmalarıyla bize insanın ürettiği sözlerden yeni söz dizileri üretebilen bir hikaye var karşımızda. Böyle baktığımızda birinci mesaj şu, 'Bunu ben de yapabiliyorum fakat yavaş yapıyorum.' Yapay zekâ çok hızlı yaptığı için bize zekiymiş gibi geliyor. İddia ediyorum yapay zeka zeki falan değil, sadece hızlı.”
Canan, yapay zekânın insan gücünün yetmeyeceği kadar kaynağa eş zamanlı olarak ulaşabildiğine dikkati çekerek, "Ürettiğimiz her türlü söz bu sistemi besliyor ve genişletiyor. Fakat ne kadar geniş, ne kadar büyük, ne kadar hızlı öğreniyor olursa olsun, burada şu sınırı aklımızdan çıkarmamamız lazım. Bu sistem bizim ürettiklerimizden bir şeyler üretiyor." ifadelerini kullandı.
YAPAY ZEKÂ İNSAN İHTİYAÇLARI İÇİN VAR
Prof. Dr. Sinan Canan’ın yapay zekâ üzerine yaptığı konuşmayı değerlendiren Teori Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Kuntay Gücüm, insanın yapay zekâyı bilinçli ve planlı bir şekilde var ettiğini kaydetti. Gücüm, “Yapay zekânın bilgi kaynağından daha önemli olan amacı. Makineler insan tarafından insan ihtiyaçlarını tatmin etmek olan üretilmiş yapay şeyler. Onları insan doğada hazır bulmadı; bilinçli ve planlı şekilde var etti. İnsandan daha hızlı oldukları, daha büyük güç uygulayabildikleri, daha dayanıklı oldukları, daha fazla üretebildikleri için varlar.” dedi.
Yapay zekânın amacının insan ihtiyaçlarının karşılanması olduğunun altını çizen Gücüm, insanın belirleyici konumunu hatırlattı. Gücüm şu görüşleri paylaştı:
“Ne bilgi üretiminin ne de maddi üretimin insan ihtiyaçlarından başka amacı olamaz. Yapay zekâ bizim karşımıza rakip olarak çıkmıyor; o bir üretim aracı. Bugün de karşı karşıya gelen makine ile insan değil, toplumsal ilişkiler içinde o üretim aracını kullanarak hegemonya ve tekel oluşturmaya çalışan sınıflar ile gelişen dünyanın üretici sınıfları. Bilinçlerde çelişkinin insan-makine çelişkisi gibi algılanması yanılsama ve kaynağının da tekelci-hegemonyacı sınıfların ideolojisi olduğunu düşünüyorum.”
‘YAPAY ZEKÂDAN BİZE YÖNELMİŞ TEHDİT YOK’
Yapay zekânın insanlığa bir tehdit oluşturmadığını ifade eden Gücüm sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Yapay zekâdan bize yönelmiş tehdit yok; onu insanla kıyaslamaya da ihtiyaç yok. Önemli olan Yapay zekânın sunduğu imkanların devrimci şekilde ortaya çıkmasını sağlayabilecek toplumsal ilişkilerin inşa edilebilmesidir. Bu da siyasetin alanı.
Ama Yapay zekânın nasıl çalıştığı hakkında toplum bilgilendirilmeli ve bu bilgi toplum için çok değerli ve ilgi çekici.”
Teknolojiyle beraber kültür de geliyor
İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ise teknolojiyle beraber kültürün de geldiğini kaydetti. Kuralay, “Teknolojiyi aldığınız zaman medeniyeti de alıyorsunuz. Teknoloji mutlaka kültürünü de beraberinde getiriyor. Kitaplar kağıttan dijital ortama geçiyor ama kâğıt da bir taraftan devam ediyor. Bunun da getirdiği ekonomiyi dikkate almamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Kuralay, televizyon, gazete, dergi, radyo ve sinema gibi öğelerin artık bir ekrandan herkese hitap edebildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Bir taraftan meslekler kayboluyor, diğer taraftan da yeni bir fırsat iklimi oluşuyor. Bunun getirdiği sonuçlar sadece kültürel ve ekonomik sonuçlar değil, ahlaki tarafı da var. Çok büyük bir dalgayla karşı karşıyayız. 'Yapay zekâ nereye kadar', 'kimin için ne kadar' sorularını sormamız gerekiyor. Olumsuzlaştırmak için söylemiyorum, çok kolaylaştırıcı tarafı var ama kolaylaştırmanın yanında acaba tembelleştirme, zihnimizi kullanmamak gibi bir sonucu da beraberinde getiriyor mu, bunlar tartışma konusu.”
‘Yapay zekâ tekdüze kültürü vadediyor’
Yapay zekânın yayıncılık açısından pek çok olumlu rol oynadığını kaydeden Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Burhan Genç, “Yapay zekâ araçları bize çok pırıltılı şeyler vadediyor. Tercümeden sonra metin inşasına, çizimlere, animasyonlara kadar işi çok kolaylaştıran, hızlandıran bir vaadi var. Madalyonun öbür yüzünde de yapay zekâ, kültürel üretimimizin kısa vadede aslında yok olmaya yüz tutacağını, milli ve yerel olan, kül türel değerlerin gittikçe kaybolduğu dünyada ortaklaşa, tekdüze, monotonlaşmış ve hatta dayatılmış bir kültürle muhatap olmayı da yanında vadetmeyi ihmal etmiyor." görüşünü paylaştı.
