Toplumsal çürüme

İnsanlar mutsuz hatta artık umutsuzluk sınırında. Gençler sevmeyi bilmiyor, sevmeyi bilmeyenler tarafından sevilemiyor da... Sevme ve sevilme ihtiyacını, takdir edilme ihtiyacını, kendisinden korkulması ile karşılayaileceğini zanneden, görünüş olarak tek tip olan gençler var ve sayıları giderek artıyor...

Geçimini çalışarak ve üreterek sağlamak muteber sayılmıyor. Çalışmadan para kazanmak peşindeler.

Dünyanın en güzel dillerinden biri olan Türkçemizi toplam 100 kelime ile ancak kullanabiliyor bazıları. Böyle olunca kendini ifade edemiyor, el kol hareketleri artıyor, gene olmuyor. Küfürler, beddualar devreye giriyor...

Kendini ifade edemeyen, itibar isteyen gençler kolayca çetelerin, dolandırıcıların ağına düşüyor.

Son yıllarda artan -bu nasıl olabilir dediğimiz- ölümler toplumda giderek yükselen bir tedirginlik ve güvensizliğe neden olmuş durumda. Bu durumun sonunun kaos olabileceği unutulmamalıdır.

Tüm bu sorunları ortaya koyup, nedenlerini irdeleyip, çözüm önerisi sunan ve bizzat harekete geçen sadece Vatan Partisi var. Son örnek, bahis ve kumara karşı açtığımız masalar, astığımız afişler, topladığımız imzalardır...

VATAN PARTİLİ OLMAK

Uyuşturucu ile mücadeleyi de bizden başka gündemine alan parti olmadı.

Kapitalizmin üvey evladı olan sosyal demokrasi hastaları kendi sorunları içinde yuvarlanıp, İngiltere ve ABD’den yardım dilenirken, onurlarını hiçe sayarken, sorunun bir parçası olmuş iken; çözüm sunamazlar.

Bilimsel sosyalizmi, ulusalcılığı, Kemalizm’i reddeden ama yine de kendilerine ‘sosyalist’ diyen, bununla beraber 'Rand Corperation' raporlarında adları bir bir sayılarak ABD, İsveç, Belçika, Fransa gibi ülkelerden düzenli ödeme almaktan rahatsızlık duymayanlar çözümün değil, sorunun bir parçası olarak kalırlar...

Bu iktidarın ülkeyi yönetemediği ortadadır. Bu zor zamanlarda devrimci partiler öne çıkar ve öyle olacak da... Artık Vatan Partili olmak bir seçenek değil bir zorunluluktur.