Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk kadınının elinde bereket var

Kış hazırlıklarının son  aşamasına geldik. Kadınlarımız harıl harıl tarhana, salça ve konserve yapıyor. Yaptıkları sadece karınlarımızı değil gönüllerimizi de doyuracak. İşte onların çalışmaları…

Türk kadınının elinde bereket var
MELDA PALABIYIK

Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar, yazın güneşiyle olgunlaşan sebze ve meyveleri imece ruhuyla işleyip kışa hazırlıyor. Hatay’dan Balıkesir’e, evlerin mutfakları, bahçeleri adeta küçük birer üretim atölyesi…

Ülkemizin her yöresi, kış hazırlıkları konusunda çeşitlilik, maharet ve bilgiyle dolu. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, bugün de kadınların ellerinde yaşamaya devam ediyor. Yaz mevsiminin bereketiyle olgunlaşan sebze ve meyveler; konserveye, salçaya, tarhanaya, pestile, reçele, sirkeye ve daha nice ürüne dönüşüyor. Hem aile bütçesine katkı sağlıyor hem de paylaşmanın, dayanışmanın en güzel örneklerini sergiliyor.

Türk kadınının elinde bereket var - Resim : 1

Kış hazırlıkları yalnızca mutfağın değil, aynı zamanda kültürümüzün, komşuluk ilişkilerimizin ve kadın emeğinin bir aynası. İmece usulünde yapılan bu işler, kadınların bir araya gelip sohbet ettikleri, dayanıştıkları, bilgilerini paylaştıkları en kıymetli zamanlardan biri.

Biz de kış hazırlıklarını büyük bir özveriyle sürdüren kadınlarla konuştuk. Hatay’da yaşayan Atiye Döner ve çevresinde domates konservesiyle tanınan Şükran Ulusoy, hem üretimin inceliklerini hem de bu sürecin anlamını bizimle paylaştı. Hatay’da yaşayan Atiye Hanım, yıllardır hem kendi evinin ihtiyacını karşılıyor hem de çevresine katkı sağlıyor. Ancak onun hikâyesinde deprem sonrası yeniden ayağa kalkmanın, üretimle hayata tutunmanın ayrı bir yeri var.

Türk kadınının elinde bereket var - Resim : 2

EN GÜZEL ŞEY ÜRETMEK

- Atiye Hanım, biraz kendinizden bahseder misiniz?

Evliyim, dört çocuğum var. Kendimi bildim bileli evim için kışlık hazırlık yapardım. Yaklaşık 6-7 yıldır ise sadece evime değil, çevreme ve arkadaşlarıma da üretmeye başladım. Bu sayede eve katkı da sağlıyorum. Tüm bunları ailemle birlikte severek ve zevkle hazırlıyoruz.

- En çok neler hazırlıyorsunuz?

Domates, salça, biber, nar ekşisi… Domateslerde ilk aşama yıkama, doğrama, öğütme. Sonrasında süzülüp büyük leğenlere konuyor, odun ateşinde kaynatılıyor. Biber salçasında ise biberleri yıkayıp doğradıktan sonra iki üç gün güneşte bekletiyorum, ardından makinede çekiyorum. Nar ekşisini yapmak da zahmetli ama çok değerli; taneleri öğütüp süzerek kaynatıyoruz.

- Büyük deprem bu süreci nasıl etkiledi?

Tabii ki çok zor oldu. Yerimiz yıkıldı, her taraf darmadağındı. Depremin ilk aylarında üretim yapacak hâlimiz yoktu. Ama sekizinci aydan sonra yaşam alanımızı toparladık ve yeniden başladım. Özellikle arkadaşlarım çok destek oldular. Türk milleti yardım için elinden geleni yaptı. Sağ olsunlar, var olsunlar. En güzel şey üretmek ve kendi kendine yetebilmek. İnsan yaptığı işin karşılığını görünce güç buluyor.

Türk kadınının elinde bereket var - Resim : 3

İMECE KÜLTÜRÜ

Balıkesir’de yaşayan Şükran Hanım ise çevresinde özellikle domates konservesine düşkünlüğüyle biliniyor. Onun için kış hazırlıkları yalnızca mutfak işi değil, aynı zamanda dostlukların pekiştiği, imece kültürünün yaşandığı özel bir süreç.

- Şükran Hanım, domates konservesiyle ilgili hoş bir anınız varmış, sizden dinlemek isteriz.

Birkaç yıl önce işlerim çok yoğundu, domates zamanı geçti ve konserve yapamadım. Üzülmüştüm ve yapamadım diye serzenişte bulunuyordum. Bunu gören arkadaşlarım, kim ne yaptıysa üçer beşer kavanoz getirdiler. O kadar mutlu oldum ki ömrüm boyunca unutamam. İşte kış hazırlıkları, sadece ürün değil dostluk da biriktiriyor.

- Sizce bu hazırlıkların önemi nedir?

Mevsiminde, güneş görerek yetişmiş sebze ve meyvelerden hazırlanan kışlıklar benim için çok kıymetli. Bu sadece bir gelenek değil; aynı zamanda dostluğu, dayanışmayı ve kültürümüzü yaşatmak demek. Birbirimize yardım ediyor, sohbet ediyor, dertleşiyor, bilgi paylaşıyoruz. İmece usulüyle yapılan işler insanı daha da yakınlaştırıyor.

- Neler yapıyorsunuz, nasıl hazırlıyorsunuz?

Tarhana, menemenlik domates, salça, pestil, reçel, sirke, meyve suyu, erişte… En önemli amacım, kendi damak tadımıza göre ve içeriğinden emin olduğumuz ürünler hazırlamak. Menemenlik konserveyi biraz farklı yapıyorum: Domatesleri soyup çekirdeğini çıkarıyor, küçük parçalara bölüp kaynatıyorum. Kabuklarını ayrıca kaynatıp salça yapıyorum. Hatta kabukların bir kısmını kurutup rondodan geçirerek çorbalara, salatalara çeşni olarak katıyorum. Domatesin en küçük parçasını bile değerlendirmek mümkün.

Sivri biber, bezelye gibi sebzeleri çiğden doğrayıp buzluğa koyuyorum. Patlıcan közleyip kaldırıyorum. Zeytinyağlı taze fasulye ve türlü gibi yemekleri pişirip sıcakken kavanoza dolduruyorum. Bunları tedbiren buzdolabında muhafaza ediyorum. Herkesin kendine özgü yöntemleri var. Örneğin komşum domatesi soda şişelerine koyuyor, özel makinesiyle kapak takıyor.

Türk kadınının elinde bereket var - Resim : 4

KADINLARIN EMEĞİ SOFRALARDA BEREKET OLUYOR

Türkiye’nin dört bir yanında benzer manzaralar var. Karadeniz’de fındık ezmesi, İç Anadolu’da tarhana, Ege’de salça, Güneydoğu’da nar ekşisi… Kadınların emeği, bilgi birikimi ve sabrı sayesinde sofralarımız kış boyu bereketleniyor. Bazı insanlar hâlâ balkonunda veya yazlıkta domates, biber salçası yapıyor. İnternette salça günü organize eden gruplar bile var. Köylerde ve küçük şehirlerde bu gelenek daha güçlü şekilde sürüyor. Bunların yanında son yıllarda, doğal ve katkısız ürünlere ilgi arttı. İnsanlar ev yapımı ürünleri yeniden değerli bulmaya başladı. ‘Köy ürünleri pazarı’, ‘doğal üretim’ gibi kavramlar yükselişte. Bu da kış hazırlıklarına olan ilgiyi canlandırıyor. Yeni nesil, bu gelenekleri ‘kültürel miras’ olarak yeniden keşfediyor.

Bugün ekonomik şartlar, market raflarındaki fiyatlar zorlayıcı olsa da kadınlar üretimden vazgeçmiyor. Çünkü biliyorlar ki kendi elleriyle hazırladıkları ürünler, sadece mutfaklarını değil, aynı zamanda kalplerini de doyuruyor.

Atiye Hanım’ın da dediği gibi: “En güzel şey üretmek ve kendi kendine yetebilmek.”

Şükran Hanım’ın sözlerinde ise bu hazırlıkların bir başka anlamı daha var:

“Kış hazırlıkları dostluğu, dayanışmayı ve bilgiyi pekiştiriyor.”

Türk kadınlarının emeği, sabrı ve üretkenliğiyle geleceğe taşınan bu gelenek, toplumumuzun en güçlü değerlerinden biri olmaya devam ediyor. Bizi biz yapan bu gelenekleri yaşatan kadınlarımıza selam olsun.

Üretim Türk kadını