‘Türkiye sermaye pazarı değil ev sahibi olmalı’
Ekonomist Yusuf Dinç, TÜSİAD’ın Türkiye’nin ekonomik geleceğini şekillendirecek mutabakatta yer almasının kritik olduğunu belirtti. Türkiye’nin sermaye pazarı değil, ev sahibi olması gerektiğini vurguladı.
Ekonomist-Yazar Yusuf Dinç, geçen haftalarda ‘TÜSİAD ile buluşma’ adlı bir yazı yazdı. Yazısında “Türkiye için önümüzdeki günlerde yüzyılı şekillendirecek kırılma anları olacağa benziyor. İçeride ve dışarıda Türkiye için şartları dengeleyecek yakın vadedeki en belirleyici an ise TÜSİAD ile Cumhurbaşkanı buluşması olacak gibi duruyor. TÜSİAD’ın bu mutabakatın dışında kalmayı yeğlemeyeceğini düşündüğümden bu ekonomik analizi yapıyorum. Çünkü dışında kalırsa geçmişin hatalarından bir hata değil, asrın hatasını yapmış olur.” ifadesini kullandı.
Ancak TÜSİAD'ın son Olağanüstü Genel Kurulu'nda yönetim kurulu başkanları tarafından dile getirilen eleştiriler ve bu eleştiriler sonrasında TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras'a yönelik başlatılan soruşturma, bu mutabakatın gerçekleşme ihtimalini tartışmalı hale getirdi.
Aydınlık'a TÜSİAD'a ilişkin son gelişmeleri değerlendiren Yusuf Dinç, TÜSİAD'daki bu çıkışların, Türkiye’nin yararına olacak ekonomi politikalarını şekillendirecek mutabakatı engelleme amacı taşıdığını belirtti.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusuf-dinc/tusiad-ile-bulusma-4675690
‘HÂLÂ MUTABAKAT YAPILABİLİR’
- TÜSİAD’ın bahsettiğiniz mutabakat dışında kalması halinde Türkiye’nin ekonomik geleceği nasıl etkilenir? Mutabakat olacak mı?
Ülkeye katkı yapabilecek herkesin, ülkenin vizyonunun bir parçası olması gerekiyor. Amerika gibi parça parça güçlerin birbirine denk olduğu bir ekonomi değil bizimki. O sanayicileri bırakıp yerine neyi koyacağımız, teknoloji tarafında neyi geliştirdiğimiz henüz yeterince tatmin edici değil. Bu şartlarda TÜSİAD’ın mutabakatın içinde olmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Hem Türkiye hem de TÜSİAD adına faydalı. Çünkü bu ülke büyük bir vizyona ilerleyecekse herkes payını alacaktır. Fakat bu mutabakatın dışında kalırlarsa, Türkiye yine vizyonuna ulaşacaktır. Daha zor veya daha kolay olur tartışılır. Bu durumda geleceğin Türkiye’sinde TÜSİAD’ın önemi kalmaz. Bu denklemin kaybedilmesi Türkiye olmaz. Ben mutabakatın hala gerçekleşebileceğini düşünüyorum.
‘İLK ÇARE FAİZ OLUYOR’
- Türkiye’nin sermaye pazarı değil, ev sahibi olması ne anlama geliyor?
Biz Türkiye olarak sermayenin pazarı gibi davranıyoruz. En yüksek faizi vermek bizde her zaman ilk çare olarak başvuruluyor. Kendimizi sermayenin pazarına dönüştürüyoruz. Bununda sadece böyle olabileceğini düşünüyoruz. Yurt dışından kaynak temin etmeye çalışıyoruz. Eski dünyanın aktörleri TÜSİAD dahil bu kanıyı yerleştiren unsunlar. Ama biz sermaye pazarı olmaktan, ev sahibi olmaya geçemezsek o gelecek vizyonunu kurmakta zorlanacağız. Sermaye anti demokratiktir. Elinde bulunan şartları dayatır. Sermayenin pazarı olduğunuzda da bu şartlara maruz kalırsınız. Bunlar çoğu zaman ülkenin aleyhine bir sonuç üretir. Ev sahibi olmak ise bir finansal merkez olmaktır. Örnek olarak; Londra’yı, Newyork’u, Singapur’u gösterebiliriz. Bu ekonomiler sermayenin ev sahipliğini yaparak dünyadaki ilişkilerinin gelişmesini sağlayabiliyorlar. Kendi hedeflerine ve vizyonlarına ulaşmak için kaynak temin edebiliyorlar.
“Biz yurt içinde hedeflerimize ulaşmak için ihtiyaç duyduğumuz kaynağı, başkasının kaynağı olarak kullanıyoruz. Bahsettiğim merkezler bu kaynakları, kendi kaynakları olarak kullanıyor. Kaynağın Türkiye’nin hikayesini değiştirme imkanı var. İslami finansta, Dünya Bankası tarafından 4 trilyon dolarlık bir fon büyüklüğü bulunduğu raporlanıyor. Bunun merkezlerinden en önemlisi Londra. Buraya bir alternatif getirmek, Türkiye’ye bu kaynağın bir bölümünü cezbetmek gerekir. Bu kaynağın Türkiye’ye gelmesi için, Türkiye’nin sermaye pazarı değil, ev sahibi olması gerekir.
‘FAİZ VE ENFLASYON LOBİSİ DAĞILIP GİDER’
- Faiz lobisi, kur lobisi gibi ekonomik yapıların bu mutabakatla nasıl dağıtılacağı düşünülüyor?
Eğer mutabakat gerçekleşirse; Türkiye’nin menfaatleri için hangi ekonomi politikasının uygulanması gerektiği konusunda bir mutabakat olacak. Biz Ortadoks politikalarının ülkenin menfaatleri aleyhine sonuçları olduğunu gördüğümüz halde, mutabakatsızlık yüzünden bu politikayı uygulamaya devam ediyoruz. Ekonomi politikasını Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre optimize etme imkanını bize bu mutabakat verir. Eski mutabakatların faiz lobileri, enflasyon lobileri de Türkiye’nin menfaatlerine hizmet edecek bir ortamda dağılıp gider.
