Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’de ve dünyada roman bitiyor mu? Metalaşma edebiyatı tüketiyor

Sanayi Devrimi’yle birlikte gelişen bireyin ve toplumun hikâyesini anlatan roman günümüzde bir oyun alanına dönüştü. Alakarga Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Eşin ve Yazar Murat Özarslan edebiyattaki metalaşmaya dikkat çekti

Türkiye’de ve dünyada roman bitiyor mu? Metalaşma edebiyatı tüketiyor

Postmodernizmin etkisiyle sanatın ve edebiyatın oyun ve kurgudan ibaret olarak görülmesi edebi türlerin varlığını da tartışmaya açtı. Şiir, tiyatro, komedi ve en son roman. Aydınlanma Çağı’yla başlayan ve Sanayi Devrimi’yle büyük bir önem kazanan roman artık bir eğlence türü olarak görülüyor.

Peki romanın yalnızca estetik tür olarak görülmesi, bir sonu beraberinde mi getiriyor? Roman bitiyor mu ya da anlamını mı yitiriyor? Alakarga Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Eşin ve Yazar Murat Özsan yanıtladı.

Türkiye’de romanın yalnızca estetik bir tür olarak var olmadığının altını çizen Alakarga Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Eşin, “Türkiye’de roman hiçbir zaman yalnızca estetik bir tür olarak var olmadı; toplumsal hafızanın, politik çatışmaların, bireysel hesaplaşmaların ve sınıfsal kırılmaların dili oldu.” dedi.

‘MESELE ROMANIN NASIL TÜKETİLDİĞİ’

Günümüzde asıl tartışma konusunun romanın hangi biçim altında ve nasıl tüketildiği olduğunu kaydeden Eşin, şu yorumu yaptı:

“Tanzimat’tan bugüne kadar roman, Batı’daki bireysel kimlik arayışlarının ötesinde, toplumsal modernleşmenin hem aracı hem de kaydını tutan bir form işlevi gördü. Bugünse mesele bambaşka: Romanın ‘bitip bitmediği’ değil, romanın hangi biçim altında ve nasıl tüketildiği meselesi önümüzde duruyor.

Türkiye’de ve dünyada roman bitiyor mu? Metalaşma edebiyatı tüketiyor - Resim : 1
Zeynep Eşin

ROMAN SADECE BİR KAÇIŞ ALANI DEĞİL

Günümüz okuru, özellikle genç kuşak, romanı çoğunlukla bir “kurgu oyunu” gibi algılıyor. Bu kötü bir şey değil, ama tehlikeli bir eğilim. Çünkü romanı sadece bir “hikâye” ya da “kaçış alanı” olarak görmek, romanın toplumsal ve felsefi işlevini, sorgulayıcı gücünü törpülüyor. Netflix’in, TikTok’un, hızla tüketilen içeriklerin hüküm sürdüğü bir çağda roman da ister istemez pazarlama stratejilerinin diline teslim oluyor. Çok satan raflarında gördüğümüz metinler, okur için bir “anlatı deneyimi” değil, hızlı tüketilen bir ambalaj hâline geliyor.”

Okurların eğiliminin değişmesiyle birlikte romanın tüketim nesnesi haline gelmeye başladığını belirten Eşin, “Türkiye’de romanın hâlâ bir ‘ciddiyet’ taşıdığı, edebiyat dergilerinde ve bağımsız yayınevlerinde ayakta tutulmaya çalışıldığı doğru. Ama öte yandan okur kitlesinin büyük bir kısmı romanı artık yalnızca duygusal tatmin için, hayatına bir ‘hikâye sosu’ katmak için okuyor. Bu durumda roman, toplumsal vicdanı kışkırtan bir sanat değil, tüketim nesnesi olmaya doğru kayıyor.” ifadelerini kullandı.

Romanın bitmediğini ancak okur sayısının azaldığını kaydeden Eşin şöyle devam etti:

“Roman bitmiyor. Ama okur daralıyor. Türkiye’de yayınevi enflasyonu, çok kitap basılması ve sürekli yeni yazarların piyasaya sürülmesi, aslında romanın değerini yükseltmiyor; tersine, romanı ‘hızla tüketilip unutulan bir ürün’ hâline getiriyor. Bir yazarın on yıl çalışarak yazdığı roman, bir influencer’ın bir ayda yazdığı kitsch metinle aynı rafta yan yana duruyor. Okur ise ayırmayı bilmediği için romanı bir oyun, bir kurgu eğlencesi gibi görmeye başlıyor.”

‘ELEŞTİRİ YOK ÇOK BEĞENDİM PAYLAŞIMLARI VAR’

Türkiye’deki eleştiri kurumunun zayıflamasının da romanın değerini düşürdüğünü kaydeden Eşin, “Eleştiri kurumunun zayıflaması, edebiyat eleştirisinin basın dünyasından silinmesi de bu krizi derinleştiriyor. Roman, eleştiriyle beslenir. Oysa Türkiye’de artık eleştiri yok denecek kadar az; yalnızca tanıtım yazıları, ‘çok beğendim’ paylaşımları var. Bu durumda romanın ‘anlamını yitirdiği’ değil, romanın kendi değerini anlatacak mecralardan yoksun kaldığı söylenebilir.” değerlendirmesini yaptı.

TOPLUMU ANLATACAK BAŞKA BİR TÜR YOK

“Türkiye’de roman, hâlâ yazılmaya devam edecek. Çünkü bireyin ve toplumun hikâyesini anlatacak başka bir tür yok.” diyen Eşin sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Türkiye’de roman, hâlâ yazılmaya devam edecek. Çünkü bireyin ve toplumun hikâyesini anlatacak başka bir tür yok. Ama asıl mesele, romanın derinliğini okura taşıyacak bir bilinç, eleştirel gelenek ve edebiyat iklimi yaratabilmekte. Romanın ölümü söz konusu değil; fakat romanı sadece ‘oyun’ sanan, romanı bir ‘ürün’e indirgeyen bakış açısı, romanın değerini kemiriyor. Roman, bitmeyecek. Ama romanı anlayacak, onunla hesaplaşacak okur sayısı azaldıkça, ‘bitiyor mu?’ sorusu haklı bir endişe olarak kalacak.”

‘ROMANIN DEĞERİNİ KAZANÇ BELİRLEMEMELİ’

Yazar Murat Özsan, edebiyatta yaşanan ticarileşmeye dikkat çekti. Özsan, “Bir romanın değerini belirleyen şey onun edebi gücünden çok getirdiği kazanç olursa o eserin ömrünün uzun olması beklenemez. Ne yazık ki günümüzde bu anlayışla üretilen romanların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Okur içinse bunlar boşa harcanmış zamandan başka bir şey ifade etmez. Neyse ki rafların ön sıralarını kaplamasına karşılık bir süre sonra unutulmaya mahkûm bu ürünlerin yanı sıra, edebi gücü yüksek, kalıcı eserler de üretilmeye devam etmektedir. Bu yüzden roman hiçbir zaman bitmez, bitmemelidir de…” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de ve dünyada roman bitiyor mu? Metalaşma edebiyatı tüketiyor - Resim : 2
Murat Özsan
Roman Şiir Tiyatro