Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul 17°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Vize vermeyen ülkelere nasıl ticaret artırabiliriz?’

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve DEİK Türkiye Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, basın mensuplarıyla buluşarak, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ticari ilişkileri değerlendirdi

‘Vize vermeyen ülkelere nasıl ticaret artırabiliriz?’

AB ile ticari ilişkilerin yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çeken Olpak, vize sorunu, Gümrük Birliği gibi meselelerin siyasi konularla da bağlantılı olduğunun mesajını verdi. Yalçındağ da AB ile ticaret yapan iş insanlarının karşılaştığı vize sorununa tepki göstererek “Vize vermeyen ülkelerle nasıl ticaret artırırsınız?” dedi.

DIŞ TİCARETTE YÜZDE 57’LİK PAY

DEİK Genel Merkezi'nde düzenlenen basın buluşmasında konuşan Olpak, Avrupa ülkelerinin, Türkiye’nin toplam dış ticaretinde yüzde 57’lik payı olduğunu anımsattı ve yeni ABD yönetimiyle birlikte değişen küresel ticarette ilişkilerin yeniden kurulması gerektiğini ifade etti. DEİK Başkanı Nail Olpak toplantıda şöyle konuştu;

“Gümrük Birliği’nin tır kotası ve vize sorunu gibi teknik sorunlarının çözümünün yanı sıra; dijitalleşme, yeşil dönüşüm, kamu alımları, e-ticaret ve hizmetler sektörü gibi yeni başlıklara açılması ve anlaşmanın günümüz şartlarına daha uygun şekilde hızlıca güncellenmesi karşılıklı fayda sağlayacaktır.”

AB’nin yeşil dönüşüme yönelik uygulamalarına ve 2026 itibarıyla getireceği yükümlülüklere de değinen Olpak, “Ben yeşil dönüşüm değil yeşil ekonomi olarak nitelendiriyorum. İşin arka planında sadece doğaya saygı değil bir ekonomik dizayn olduğunu söylüyorum. AB bunu elinde önemli bir enstrüman olarak kullanıyor. 4 sektörle başladığı için Türkiye başta çok fazla etkilenmeyecek. Adımlara çok önceden başlarsak bizim için gereksiz maliyet oluşturacaktır. Bunlar da adı konulmamış gizli politikalardır. Tarife dışı engeldir. Dönüşüme geç kalırsak da elbette bedelini ödeyeceğiz. Kritik bir zamandayız.” diye konuştu.

Toplantıda, Türkiye’nin AB’den yeterli doğrudan yatırım çekememesine ilişkin soruyu yanıtlayan Olpak, “Mesele sadece AB'den doğrudan yatırım alamamak değil AB de doğrudan yatırım için gerekli kapasiteyi oluşturamamış durumda.” vurgusunu yaptı.

‘ARTIK VİZE SORUNUNU ANLATMAMIZ BİLE ZÜL’

Türk iş insanlarının AB ile yaşadığı vize sorununa değinen Mehmet Ali Yalçındağ da “Vize vermeyen ülkelerle nasıl ticaret artırırsınız? Bunu artık bizim anlatmamızı bile zül görüyorum. Artık AB'nin bissiz yapması mümkün değil. Artık ikna mecburiyetimiz olduğunu da düşünmüyoruz.” sözlerini kullandı.

İstediklerinin AB üyesi olmak değil “AB+Türkiye” formülü olduğunu dile getiren Yalçındağ, Türkiye’de son yıllarda AB üyeliğine desteğin azaldığını da anımsattı. Yalçındağ, Türkiye’nin artık AB ile eşit durumda masaya oturduğunu ve AB’nin herhangi bir üstünlüğü olmadığını kaydetti.

Avrupa Birliği ile Türkiye'nin önüne gelen tarihi bir fırsat olduğunu belirten Yalçındağ, bunun 40 yıl içerisinde görülen en büyük tarihi fırsat olduğunu ve bu fırsatın iyi anlaşılması gerektiğini söyledi. Mehmet Ali Yalçındağ, şöyle devam etti:

“Her anlamlı ilişkide olduğu gibi zorluklar ve anlaşmazlıklar mevcut elbette. Ancak gerçek ilerleme, bu farklılıklara rağmen ilerlemeyi seçtiğimizde gerçekleşir. Yeni bir sayfa açmanın; güvenlik, ekonomi ve ticarette ortaklığımızı ileriye dönük bir vizyonla yeniden şekillendirmenin zamanı geldi. Çok basit; Türkiye ve Avrupa birbirine ihtiyaç duyuyor. İş dünyası liderleri olarak bizler, bu gerçeği herkesten daha net görüyoruz.”

Ticaret DEİK