Yandex
12 Şubat 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yalnız yaşayan yaşlılar yoksullukta en dipte!

Prof. Dr. H. Hakan Yılmaz anlattı: Haneler yalnızlaşıyor, yoksulluk artıyor. En yoksul yüzde 10’da yer alan tek kişilik yoksul hanelerde belirgin olan nüfus, yaşlı nüfus: yüzde 55’i 65 yaş ve üstünde… Yoksulluk öyle bir yoksulluk ki emekli maaşı haneleri yoksulluk çizgisinin üzerine çıkarıyor

Yalnız yaşayan yaşlılar yoksullukta en dipte!

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Merkez Direktörü Prof. Dr. H. Hakan Yılmaz, hanelerin giderek yalnızlaştığını ve yoksulluğun arttığını söyledi. ‘Türkiye'de Derinleşen Gelir Eşitsizliği, Yoksulluk ve Kamu Politikaları: Vergi ve Sosyal Transferler Türkiye'de Eşitsizliği Ne Seviyede Düzeltiyor’ başlıklı kitap çalışmasını bir ekiple sürdüren Yılmaz, “Tek kişilik hanelerde yoksullar derin yoksulluk seviyesinde ve hepsi (grafik 1) hane halkı kullanılabilir gelirine göre sıralanan en yoksul yüzde 10’da yer alıyor. Tek kişilik yoksul hanelerde belirgin olan yaşlı nüfusun yüzde 55’i, 65 yaş ve üstünde.” dedi. Yılmaz, şöyle konuştu:

BEŞ HANEDEN BİRİNDE TEK KİŞİ YAŞIYOR

“Türkiye'de ilginç bir şey oluyor. Gelir eşitsizliği derinleşirken en alttaki yüzde 10'luk gelir grubunda insanlar yalnızlaşmaya da başladılar. 2000'lerin ortasında hanelerin yüzde 6’sında tek kişi yaşarken şu anda kapısını çaldığınız her beş haneden birinde tek kişi yaşıyor. Tek kişi emekli olmuş olabilir ya da varsıl bir aileden geliyor olabilir. Fakat data bize şunu söyledi: yaklaşık 5,2 milyon kişiden (hane) 550 bini derin yoksullukta, sınırın altına düşmüşler, ciddi bir kırılma.

Yalnız yaşayan yaşlılar yoksullukta en dipte! - Resim : 1

“En fazla mağdur olan kesim özellikle tek başına yaşayan yaşlı haneler. Bu grup 2025 yılında en riskli grupların içinde yer alacak. Emekliler bir risk grubu çünkü 3,1 milyon hane asgari ücretin altında ve bu 3,1 milyon hanenin içerisinde de yaşlı olan popülasyonun oranı 3'te 1'i geçti.”

Yalnız yaşayan yaşlılar yoksullukta en dipte! - Resim : 2
Hakan Yılmaz

KULLANILABİLİR GELİRE GÖRE HEPSİ EN YOKSUL YÜZDE 10’DA

Tek kişilik hanelerin yoksul olanlarının derin yoksul olduğunu belirten Yılmaz, önlem alınmazsa daha geniş bir kesimin derin yoksulluğa çekileceği uyarısında bulundu: “Tek kişilik haneler, en yoksul yüzde 10, yüzde 20 ve yüzde 30'da yığılmış vaziyetler (grafik 2). 2025 yılında, 2026 yılında eğer siz emekli aylıklarını bu seviyede belirlerseniz, sosyal destek, sosyal koruma programlarını artırmazsanız -ki artmadı- yine, bu insanlar yoksulluğa daha hızlı çekilecekler, yoksul olanlar da daha mağdur olacak.

n 2022'nin mikro verilerinin üzerine 2023'ün tahminlerini yaparak mı bu sonuçlara vardınız?

Evet. 2022 bize değişen bir yapı koyuyor ve biz de diyoruz ki şu anda dar gelirlilerin, asgari ücretlilerin reel geliri, geçimlik maliyetlerine göre belirgin şekilde düşüyor. Verilerin doğruyu ne kadar yansıttığı bir yana, 2025 yılında enflasyon patinaj ettikçe durumları daha da kötüleşecek. Bu insanları koruyacak, destekleyecek bir önlem yok. Mesela 550 bin en yoksul hanenin gelirlerinin yüzde 40 küsuru emekli, dul yetim aylığı, yüzde 18,2’si eş dost yardımı. Bir de sosyal koruma programları var. Biz bu insanların ayakta kalabilmesi için, o sınırın daha da altına düşmemesi için emekli aylıklarını biraz artırmalıyız, o da yetmez, Bütçede sosyal koruma programlarını da artırmamız gerekir.

Yalnız yaşayan yaşlılar yoksullukta en dipte! - Resim : 3

Ancak 2025 bütçesinde doğrudan sosyal korumanın ağırlığı toplam bütçenin yüzde 2,5'u. Bu oran, modern ülkelerde yüzde 39-40'larda. Bunun düşük olması siyasi bir tercih olmakla birlikte vergi vermesi gerekenlerin siyasi bir tercihle vergi dışı bırakılması da bu durumu maalesef destekliyor.

OECD ülkelerinde ortalama vergi yükü yüzde 26’lar seviyesindeyken bizde bu oran 2024 yılında tarihi bir düşüşle yüzde 16,5’e geriledi. Ama diğer yandan vergi sisteminde çocuğu ve aileyi koruyan bir uygulama hemen hemen yok. Bu, modern dünyada görülmüş bir şey değil. Üstelik yaşlı, aile ve çocuğa ilişkin desteklerin açıklandığı bu dönemde önemli bir eksiklik. Parlamentonun bu yönlü kamu politikaları üzerinde irade koyamaması ise üzerinden iyi tartışmamız gereken bir alan.

YOKSUL DEYİNCE AÇLIK MI ANLAMALIYIZ

Yoksulluk sınırının tanımı ne?

Hanelerin kullanılabilir gelirini eşdeğer fert ölçeğine göre hesapladığınızda bulunan gelir, medyan gelirin yüzde 60'ının üstündeyse yoksul değil, altındaysa yoksul diyoruz.

Bu, neden yeterince açıklamıyor ülkemizdeki yoksulluğu?

Son 4-5 yıldır enflasyon rakamları çok tartışıldı, doğru mudur yanlış mıdır diye. Özellikle 2020'den sonra ücretlerin artışında kullanılan TÜFE, değişen hesap yöntemleriyle düşük gösterildi, çok net. TÜİK'in bu tutumunun, sistematik bir hata yapıldığını bize gösterdiğini düşünüyorum. Maaşı, aylığı bunun üzerinden artırdılar. Halbuki özellikle alt gelir grubundakilerin geçimlik yaşam maliyeti çok yükseldi. Yoksul insanların harcama kalemlerindeki enflasyon, TÜFE’den daha yüksek.

Biz Asgari Ücret Komisyonu'ndan ne bekledik? TÜİK'in bütçe anketleri var, harcama anketleri de var; desin ki en düşük ücret seviyesinde yaşam maliyetlerindeki artış TÜFE'nin üzerinde oldu. Enflasyon geçen yıl 44 oldu ama bu insanların yaşam maliyeti yüzde 60-65’i buldu. Aradaki fark kadar bu insanlar, özellikle 2021’den bugüne yoksullaşıyorlar.

DEĞERLEMEYE ESAS ÜFE TÜFE’NİN YÜZDE 200 ÜZERİNDE

Bu, devletin işine geliyor. Devlet yeniden değerleme oranını üretici fiyatlarına göre artırıyor. Üretici fiyatı (ÜFE) 2021 ve 2022 yıllarında tüketici fiyatlarının (TÜFE) yüzde 200 üzerinde. İnanması güç… Ücret belirlerken enflasyon yüzde 25 dendi ama vergiye esas alınan yeniden değerleme oranı yüzde 43,93. 2020-21-22-23'te ücrete, maaşa esas alınan enflasyon, özellikle orta ve alt gelir grubundaki insanların yaşam maliyetlerinin altında oldu. Bu insanlar geçimlik anlamda hızla açlık sınırına, derin yoksulluk sınırına doğru çekilmeye başladılar.

Sonuç olarak mürekkebi kurumasa da henüz, 2025 bütçesinin hem makro varsayımlarında ortaya çıkan tahmin hatalarının düzeltilmesi ile hem sosyal koruma programları hem de yaşlı nüfusu da kavrayacak şekilde aileleri destekleyecek bir vergi uygulaması ile revize edilmesi bir gereklilik.

İKİ KİŞİDEN BİRİ YOKSULLUK ÇİZGİSİNE ÇOK YAKIN

En alt yüzde 10'luk gelir grubunda olup da yoksulluk sınırının üstünde olan hanelerin 58’i emekli, dediniz?

Evet, bu garip, mantığını anlatayım size. Grafik 2'ye bakalım. Türkiye'deki bütün haneler (turuncu çubuklar) 80 küsur milyon fert. Yoksulluk sınırının üstünde olan haneler daha çok 5. 6. 7. 8. 10. gruptalar. Tek kişilik haneler ise (gri çubuklar). 1. 2. ve 3. yüzde 10 grubundalar, üçünü toplarsanız, toplumun yüzde 50'den fazlası bu gruplarda. Bunlar yoksulluk sınırının üstünde ama aslında yoksulluk çizgisine çok yakın yerde. Bunların gelirlerinin yüzde 60'ına yakını emekli aylığı.

‘HANEDE TENCERE KAYNIYORSA YOKSUL DEĞİLSİN!’

Emekli aylığının insanları yoksulluk sınırının üstüne çıkartması nasıl mümkün oluyor?

Zaten göreli yoksulluktan yola çıkıyoruz. Türk-İş'in yoksulluk ve açlık rakamlarını dikkate aldığımız zaman neredeyse her iki kişiden biri yoksul çıkıyor. Bunu 2025’te çok daha net hissedecek insanlar. Kitapta bu konuyla ilgili bir bölüm hazırlıyoruz, tamamlamak üzereyiz.

Sendikaların hesabına göre (dört kişilik aile için yoksulluk sınırı, aralık sonu itibariyle 68 bin 675 lira) kişi başı 17 bin liradan fazla harcıyorsanız yoksul değilsiniz. Anlayış şu: ‘Hanede kazan kaynıyorsa yoksul değilsin’.

İşin uzmanı olan arkadaşlarımızla harcama yönünü hesapladık, gördüğümüz tablo bizi dehşete düşürdü: TÜİK'in yüzde 22 olarak açıkladığı yoksulluk oranı, yüzde 40-50 bandına doğru yaklaşıyor. Bu konudaki çalışmamız daha sürüyor. Kesinleşirse her 5 kişiden biri değil, ikisi veya 2,5’i yoksul.

2000’Lİ YILLARDA VAZGEÇİLDİ

Mutlak yoksulluk hesabıyla (yaşam maliyeti) hareket etmemiz lazım: bir insanın normal hayatını sürdürmesi için gereken şeylerin hesabı. 2000'li yılların ortasından itibaren Türkiye'de bu hesaplamadan vazgeçildi. Bir kamu politikası üretmek istiyorsanız da bu hesap gerekli.

İki dönem önce Kalkınma Bakanlığı’nda Gelir Dağılımı İhtisas Komisyonu'nun başkanlığını yapmıştım, kökenim de DPT'dedir. Komisyon’da sürekli, mutlak yoksulluğu hesaplamamız gerektiğini vurguladım. Sendikalar yapıyor ama açlığı ve yoksulluk seviyelerini daha doğru ölçebilmek için uluslararası sisteme uygun gitmek lazım.

Yoksulluk Türkiye Vergi