Yeni Anayasa için AK Parti’de kim ne diyor
Cumhurbaşkanı, ‘Tartıştırmayız’ dese de başlangıç ilkeleri, temel nitelikler, ilk dört madde ve vatandaşlık tanımı gibi başlıklarda AK Parti içinde görüş ayrılıkları dikkat çekiyor... Efkan Ala, Hayati Yazıcı, Binali Yıldırım, Serap Yazıcı Özbudun, Ömer Çelik ve Mehmet Uçum...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın işaretiyle “Yeni Anayasa” tartışmaları yeniden Türkiye’nin gündemine girdi. Erdoğan, geçen hafta önce partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda, sonra da Azerbaycan dönüş uçağında yaptığı açıklamalarla 11 kişilik bir ekip görevlendirdiğini duyurmuştu. Cumhurbaşkanı, ‘Yeni Anayasa’nın özelliklerini pek çok kez “sivil, demokratik, özgürlükçü, kapsayıcı” diye sıralamıştı.
Erdoğan’ın genel esaslarını tarif ettiği ‘Yeni Anayasa’nın başlangıç ilkeleri, temel nitelikler, ilk dört madde, vatandaşlık tanımı gibi konularda nasıl şekilleneceği merak konusu. Zira bu noktalarda AK Parti içinde görüş ayrılıkları görülüyor.
İLK TOPLANTI BAYRAMDAN SONRA
Anadolu Ajansı, AK Parti’nin Anayasa Komisyonu’nun Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz başkanlığında, Genel Başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş, Genel Başkan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Ali İhsan Yavuz, Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Meclis Grup Başkanı Abdullah Güler, Meclis Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin, Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Bahadır Yenişehirlioğlu’ndan oluştuğu bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu isimlere ek olarak Gelecek Partisi’nden AK Parti’ye katılan Antalya Milletvekili Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun’u da saydı. Bayramdan sonra ilk toplantısını yapması beklenen Komisyon’a zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık edeceği aktarıldı.
UÇUM DA SÜRECİN MERKEZİNDE
Aydınlık, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum ve Kurul’un da hazırlık sürecinin merkezinde olacağını öğrendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başlangıç ilkeleri, temel nitelikler, ilk dört madde, vatandaşlık tanımı gibi başlıklar için “Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi yoktur.” dese de Anayasa Komisyonu’nda adı geçen isimlerden bazılarının tersi yöndeki mesajları gündem olmuştu.
Bazı AK Partililer, başlangıç ilkeleri, temel nitelikler, ilk dört madde ve vatandaşlık tanımına dair sorulara genel geçer yanıtlar vermişti. Bazıları da ucu açık değerlendirmelerde bulunmuş, sonradan gelen tepkiler üzerine düzeltmeler yayınlamıştı. Serap Yazıcı Özbudun ve Binali Yıldırım gibi isimler ise daha açık bir şekilde görüşlerini paylaşmıştı.
‘USUL, ESASTAN ÖNCE GELİR’
AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Eylül 2024’te Habertürk TV’de şu yorumu yaptı:
“Usul, esastan önce gelir. Önce bir masanın etrafında bir araya gelelim. Nasıl konuşacağımızı belirleyelim, ondan sonra içerik tartışmasına girelim. Önce insanlara ne söyleyeceklerini söyleyebilir miyiz? Zaten Cumhurbaşkanımız (ilk dört maddeyle ilgili) defalarca söyledi. Ama mesele şimdi yöntem. Ben hiç içerik tartışmasına girmem.”
Anayasa çalıştaylarıyla öne çıkan Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Ağustos 2024’te, “A'dan Z'ye yeni bir anayasa yapma arzumuzu siyasi partilerle, kamuoyuyla paylaşıyoruz. Baştan sona, birinci maddeden son maddesine kadar bir anayasa yapıyorsanız, bu anayasa yapma hakkını kendinde bulunduran aziz milletin onayından mutlaka geçmesi gerekir.” ifadelerini kullandı.
‘BİRİNCİ MADDEDEN SONUNCUYA KADAR’
Yazıcı, gelen tepkiler üzerine “birinci maddeden son maddeye kadar” ifadesine açıklık getirmiş, kastının ilk dört madde olmadığını belirtmişti. Hayati Yazıcı geçen hafta da “Anayasalar dogmatik, vazgeçilmez metinler değildir. Zamanın ruhuna ve ihtiyaçlara göre revize edilebilirler. Biz bu anlayışa sahibiz. Baştan sona yeni bir anayasa… Bunu ifade ederken Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili bir sorunumuz olmadığının altını çizmek istiyorum.” diye konuştu.
Eski Başbakan ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım, 1 Mart 2025’te İzmir’deki bir Anayasa toplantısında şunları dile getirdi: “Vatandaşlık tanımı ‘Yeni Anayasa’da elbette ki gözden geçirilebilir. Bir etnik kimliği tanımlamak, öne çıkarmak değil de, etnik kimliğinin kim olduğuna bakmaksızın vatandaşlığı önceleyen bir güncelleme yapılabilir. Bu bazı etnik grupların kendilerini ihmal edilmiş düşüncesinden kurtarabilir.”
‘VATANDAŞLIK RESMİ ADA YER VERMİYOR’
2013 yılında “Anayasa’da vatandaşlık tanımı olmasa da olur. Milliyetçilik esasına dayanan bir anayasa, ‘Yeni Anayasa’ olamaz. İlk üç maddede değişiklik yapılabilir.” tezini savunan Serap Yazıcı Özbudun, 14 Mayıs 2025’te Sabah Gazetesi’ne verdiği demeçte şunları kaydetti:
“66. maddenin ilk fıkrasında şöyle deniyor: ‘Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.’ Bu hüküm iki açıdan eleştirilebilir. İlki, devletimizin resmi adına doğru olarak yer verilmemesidir. İkinci eleştiri, vatandaşlık bağı ile, yani hukuken tesis edilen bir bağ ile etnik köken arasında kurulan zorunlu ilişkiye aittir. Bu bağ neticesinde herkesin Türk olduğunun iddia edilmesi, farklı etnik kökendeki yurttaşlar için itiraza konu olmaktadır. Bu nedenle daha doğru bir düzenlemeye ihtiyaç vardır... ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşı denir.’ Böyle bir düzenleme hem devletin resmi adının anayasada doğru olarak ifade edilmesini sağlayacak hem de hassasiyetlerin çözümünü getirecek.”
‘BÖLME HEDEFLİ EMPERYALİST PROJELER’
Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 16 Eylül 2024’te “Anayasa’nın dört maddesiyle ilgili herhangi bir tartışmamız yoktur. Bu konudaki değişiklik teklifleri bizim açımızdan olumlu değildir.” tavrını sergiledi.
Cumhurbaşkanı’nın hukuk kurmayı Mehmet Uçum da Mart 2025’te kaleme aldığı üç yazı ile konuya dair değerlendirmelerini paylaştı. “Yeni Anayasa’nın Türk Milleti, Türk Vatandaşlığı, Devletin Dili yani resmi dil Türkçe üzerinden tartışma açarak Türkiye’yi bölme hedefli emperyalist projelere karşı mevcut güvenceleri koruyacağı ve güçlendireceği kesindir.” cümlesini kuran Uçum, şöyle devam etti:
“Yüzyılı aşan milli bağımsızlık mücadelemizin ve anayasal birikimimizin kazanımları; Cumhuriyet, Üniter Yapı, Laiklik, Hukuk Devleti, Demokrasi ve Başkanlık Sistemi’dir. Yeni Anayasa da elbette bu kurucu ilkeler ile kazanımları esas almalı ve güçlendirmelidir...”
‘ANAYASA MİLLİ DEVLETİ KORUMAK ZORUNDA’
Uçum’un ‘Yeni Anayasa’ yazılarında şunlar da öne çıktı:
“Yeni Anayasa’nın bu bakış açısıyla ele alındığında; tüm kurucu ilkelerimizi ve kazanımlarımızı koruyacak, sistemsel uyumu ve iç tutarlılığı sağlayacak, çağa uygun hak ve özgürlükler düzeniyle yeni kazanımlar getirecek bir içeriğe sahip olması beklenir, öyle olacağına da şüphe yoktur. Sonuç olarak yeni anayasanın ruhu ne 1921 ne 1924’tür. Yeni Anayasa 2023 ruhuna sahip olmalıdır...
“Bugün anayasalar bireyin haklarının yanında genel olarak milli olanı özel olarak milli devleti, milli hukuku, milli yargıyı korumak zorundadır. Aksi halde ülkenin varlığını sürdürmesi zorlaşır. Eğer bir anayasa milli olanın özünü ve esaslarını koruyamazsa o devlet iç bütünlüğünü kaybeder ve her türlü dış müdahaleye açık hale gelir...”