Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Yeniden seçilen İsviçre Türk Toplumu Başkanı Şahin Aydınlık Avrupa’ya konuştu: Bizim bedenimiz burada ruhumuz Türkiye’de

İsviçre Türk Toplumu Başkanı Suat Şahin, üçüncü kez başkan seçildi. Şahin, yaptıkları çalışmaları ve önümüzdeki dönem hedeflerini açıkladı. “Bizim bedenimiz burada ama ruhumuz Türkiye’de” diyen Şahin, güçlü bir dayanışma kültürüyle Türk toplumuna yönelik önyargıları kırmak istiyor

Yeniden seçilen İsviçre Türk Toplumu Başkanı Şahin Aydınlık Avrupa’ya konuştu: Bizim bedenimiz burada ruhumuz Türkiye’de
MERAL AKKAYA

İsviçre’de yaşayan Türkler, yıllardır yeni bir ülkede kök salmaya çalışırken, kalplerinde Türkiye’nin sıcaklığını taşımayı sürdürüyor. Bu duygunun en güçlü ifadesi, bugün İsviçre Türk Toplumu (İTT) çatısı altında hayat buluyor. Kuruluşun başkanı Suat Şahin, üçüncü kez seçilerek Türk toplumunun sesi olmaya devam ediyor. Şahin’e göre mesele yalnızca bir sivil toplum çalışması değil; uzak bir coğrafyada milli kimliği, kültürel değerleri ve dayanışma ruhunu yaşatabilmek. “Bizim bedenimiz burada ama ruhumuz Türkiye’de” sözleri, hem kendi duygusunu hem de İsviçre’deki binlerce Türk’ün hissiyatını özetliyor. Şahin, Türk toplumunun karşılaştığı önyargılara karşı en güçlü yanıtın birlik içinde kalmak olduğuna inanıyor. İTT, İsviçre genelinde sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında birçok proje yürütüyor. Her etkinlik, her buluşma bir dayanışma mesajı taşıyor: Türk toplumu, bulunduğu yerde sadece var olmuyor, aynı zamanda değer katıyor. İsviçre Türk Toplumu’nun öncelikleri şunlar; Türk kimliğini diri tutmak, dayanışmayı yaşatmak ve genç kuşaklara köklerini unutturmamak.
Bu düşüncelerle yola çıkan İsviçre Türk Toplumu Başkanı Suat Şahin ile İsviçre’de yaşayan Türklerin karşılaştığı sorunları, yapılan çalışmaları ve gelecek hedeflerini konuştuk.

İSVİÇRE-TÜRKİYE DOSTLUĞUNUN 100. YILI ETKİNLİĞİ SES GETİRDİ

İsviçre Türk Toplumu çok sayıda çalışmaya imza attı. Son dönemde öne çıkan çalışmalarınız nelerdi?

En dikkat çeken etkinliklerden birisi İsviçre ve Türkiye arasındaki dostluğun 100. yılı kapsamında düzenlediğimiz büyük program oldu. İsviçreli siyasetçilerin, vatandaşların katıldığı, iki ülkenin kültürünü, müziğini, geleneklerini yansıtan muhteşem bir salon etkinliği yaptık. Bu etkinlik hem İsviçre’de hem Türkiye’de ses getirdi. Gerçekten çok anlamlıydı. Her iki ülkenin dostluğunu, kültürel zenginliğini gösterdik. Müzik, dans, kıyafetler, konuşmalar... Her yönüyle dostluğun simgesi oldu. Böyle bir etkinliği düzenlemek bizim için onurdu.

ALEVİ VATANDAŞLARA VERİLEN İFTAR AVRUPA’DA BİR İLK OLDU

Bu dönemde başka hangi etkinlikler öne çıktı?

Belki de Avrupa tarihinde bir ilki gerçekleştirdik. Muharrem ayında Alevi kardeşlerimize iftar verdik. Cemevlerini davet ettik, onlar da bizi kırmadı, geldiler. Ayrıca bireysel olarak Alevi vatandaşlarımız da geldi. Bu bizim için çok anlamlıydı. Bunu sadece bir iftar olarak görmedik. Bu, birleştirici bir adımdı. Çünkü bizim amacımız Türkiye kökenli dernekleri, insanlarımızı bir çatı altında toplamak, kardeşçe ortak değerlerimiz etrafında bir araya getirmek. Terörsüz bir Türkiye’ye, birlik ve beraberliğe destek vermek istedik.
Bu iftara Türkiye’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ali Arif Özzeybek ve Hacı Bektaşi Veli Nevşehir Üniversitesi’nden İlgar Baharlu da katıldı. Çok anlamlı sunumlar yaptılar. Biz bu programı her yıl yapmayı, geleneksel hale getirmeyi planlıyoruz.

Yeniden seçilen İsviçre Türk Toplumu Başkanı Şahin Aydınlık Avrupa’ya konuştu: Bizim bedenimiz burada ruhumuz Türkiye’de - Resim : 1
TÜRK TOPLUMUNA YÖNELİK ÖNYARGILAR RAHATSIZ EDİYOR

İsviçre’de Türk toplumu ne tür sorunlarla karşılaşıyor?

Son zamanlarda en çok rahatsız eden konu, İsviçre basınında çıkan bazı asılsız haberler. Diyanet Vakfı’na bağlı camilerle ilgili tamamen yanlış, hatta iftira niteliğinde şeyler yazdılar. “Camilerde para toplanıyor, Erdoğan’a gönderiliyor, 16 milyonluk binalar alınmış” gibi uydurma iddialar. Tek bir kelimesi bile doğru değil. Bu tür haberler hem İslam’ı hem Türkiye’yi hem Cumhurbaşkanımızı hem de Diyanet’i küçültücü nitelikte. Biz bu ön yargılarla mücadele etmek zorundayız. Avrupa demokrasinin beşiği olarak görülüyor ama maalesef bu haklar bize gelince işlemiyor. Biz de bu dünyada yaşıyoruz, biz de insanız. Burada çalışıyoruz, vergimizi ödüyoruz, katkı sunuyoruz.

Bu tür haberler Türk toplumunda nasıl bir etki yaratıyor?

Elbette rahatsız ediyor. Çünkü biz doğru olmayan ithamlarla anılmak istemiyoruz. Artık o eski Türkiye yok. Bizim gençlerimiz Avrupa’nın her alanında görev yapıyor. Doktor, mühendis, hâkim, savcı, CEO… Bu ülkelere katkı sunuyoruz. Ama basının ve siyasetin önyargılı kesimleri bizi hedef alıyor.
Halkla bir sorunumuz yok. Aynı iş yerlerinde çalışıyoruz, aynı restoranlarda yemek yiyoruz, aynı apartmanlarda yaşıyoruz. Sorun siyasetin ön yargılı yaklaşımında. Türkiye’nin İHA’ları, SİHA’ları, otomobili TOGG gibi başarılarından hiç bahsetmezler. Ama küçük bir olayı tüm topluma mal ederler. Bu doğru değil.

BİRLİK İÇİN HEMEN HAREKETE GEÇİYORUZ

Türk toplumunun bu asılsız haberlere girişimlere nasıl bir tepki veriyor?

Hemen birlik içinde hareket ediyoruz. Geçenlerde çıkan asılsız haberler sonrası İsviçre Türk Toplumu olarak bir basın açıklaması yaptık, kınama yayımladık. Biz değerlerimize sahip çıkacağız.
Geçmişte de benzer durumlar yaşandı. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek İsviçre’ye geldiğinde “Ermeni soykırımı yoktur” dediği için hedef alındı. Perinçek hakkında da yalan ve iftira dayalı haberler yapmışlardı. O zaman da biz Sayın Perinçek’in yanında durduk. Çünkü biz milli değerlerimizin savunusuydu. Biz bugün de aynı noktadayız.
Siyasetten bağımsız olarak, ülkemize ve milli değerlerimize yönelik haksız saldırılara sessiz kalmayız. Biz kimseye zarar vermiyoruz. Faydalı işler yapıyoruz. Ama biri ülkemizi hedef alırsa karşısında bizi bulur.

İKİ VATAN, TEK GÖNÜL

Avrupa’da yaşamak nasıl bir duygu oluşturuyor?

Bizim iki vatanımız var. Biri doğduğumuz Türkiye, diğeri doyduğumuz Avrupa ülkeleri. Her ikisine de saygı duyuyoruz. Bu ülkelere katkı sunmak istiyoruz. Ama hâlâ önyargılarla karşılaşıyoruz.
Küçük bir olay olduğunda manşet “Bir Türk yaptı” olur. Ama bir İsviçreli hata yaptığında “İsviçreli” denmez, sadece isim yazılır. Bu adil değil. Oysa biz burada entegrasyon için çalışıyoruz, çocuklarımız bu ülkelerde büyüyor. Bu ülkelerde yaşamak, üretmek, katkı sunmak istiyoruz.

GENÇLER EN ÖNEMLİ GÜCÜMÜZ

Önümüzdeki dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz?

Biz toplumun her kesimine dokunmak istiyoruz. Hukuk, aile, kültür ve eğitim alanlarında danışmanlık birimleri oluşturduk. Önemli günlerde, milli ve dini bayramlarda etkinlikler yapıyoruz. İsviçreli siyasilerle ilişkilerimiz de artıyor. Yavaş yavaş önyargılar kırılıyor.
En büyük önceliğimiz gençler. Çünkü geleceğimiz onlar. Ailelerin bu konuda çok dikkatli olması gerekiyor. Türkiye, buradaki çocuklara Türkçe ve Türk kültürü öğretmek için öğretmenler gönderiyor. Ancak katılım az. Oysa dil ve kültür kimliğimizi korumanın temelidir.
İsviçre Türk Toplumu olarak üç-beş yaş arası çocuklara hem Almanca hem Türkçe eğitim veriyoruz. Şu anda pilot bir bölgede 12 öğrencimiz var. Her yıl sayıyı artırmak istiyoruz. Ayrıca gençlerle spor etkinlikleri düzenliyoruz. Futbol turnuvaları yapıyoruz, gençlik buluşmaları organize ediyoruz.
Ben yeni yönetimime 20–25 yaş arası gençleri dahil ettim. Çünkü bizden sonra onların bu görevi devralması gerekiyor. Onlar hem bu ülkenin diline hem kültürüne hâkim. Bizim görevimiz, onlara milli bilinci kazandırmak.

ASKERLİK BAĞIYLA VATANA AİDİYET

Gençlerin Türkiye’yle bağını nasıl güçlendirmeyi düşünüyorsunuz?

En önemli bağlardan biri askerlikti. Bedelli bile olsa, o üniformayı giymek, o yemini etmek çocuklarımız için çok anlamlıydı. Çünkü onları diğer milletlerden ayıran bir değerdi bu. Şimdi bu imkân kısıtlandı, bu bizi üzüyor. Biz istiyoruz ki gençlerimiz vatanına aidiyet duygusunu yaşasın.
Ben bunu yıllar önce yetkililere de ilettim. Avrupa’daki üniversiteli gençleri tespit edip onlardan ülkemiz nasıl faydalanabilir, bunu konuşmak gerekiyor. Çünkü çok donanımlı bir genç nüfusumuz var. Onlar bu ülkelerin geleceğinde söz sahibi olacaklar.

BİRLİK VE BERABERLİKTE SİYASİ AYRIM YOK

İsviçre Türk toplumunun sesi olmayı başardığınızı düşünüyor musunuz?

Çatımız altında 81 dernek ve federasyon var. Bize bireyler değil, dernekler üye oluyor. Bu da toplamda 120 bin kişiye hitap ettiğimiz anlamına geliyor. Biz bir köprü gibiyiz; hem Türkiye’yle, hem elçiliklerimizle, hem de İsviçre devletiyle iletişim kuruyoruz.
Ofisimize üç buçuk yılda 1500 kişi geldi. Herkes kapımızı rahatlıkla çalabilir. Tek şartımız var: teröre bulaşmamış olmak. FETÖ ya da diğer terör örgütleriyle ilişkisi olmayan herkese kapımız açık. Siyasi görüşü, mezhebi, dünya görüşü ne olursa olsun, orası onun evidir.
Ayrıca Türk devletleriyle ilişkilerimiz de gelişiyor. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan gibi kardeş ülkelerle işbirlikleri yapıyoruz. Elçilikler, büyükelçiler etkinliklerimize katılıyor. Biz de onların etkinliklerinde yer alıyoruz.
Bizim kırmızı çizgimiz terördür. Onun dışında kimseyi ötekileştirmeyiz. Bizim çatımızda ay yıldızın gölgesi var. Siyasetçiler mecliste siyaset yapsın, biz burada Türk milletinin birliğini sağlayacağız.

BİZİM BEDENİMİZ BURADA AMA RUHUMUZ TÜRKİYE’DE

Tüm bu çabanın ortak paydası nedir?

Bizim bedenimiz burada ama ruhumuz Türkiye’de. Değerlerimize, bayrağımıza, ülkemize laf söyletmeyiz. Biz bu ülkede yaşıyoruz, ticaret yapıyoruz, vergi veriyoruz, topluma fayda sağlıyoruz. Ama Türkiye hedef alındığında sessiz kalmayız.
Her siyasi görüşten insan kapımızdan içeri girebilir. Biz kimseyi ayırmayız. Ama konu vatan olduğunda, orada ayrışma yoktur. Çünkü biz bu ülkenin de, Türkiye’nin de bir parçasıyız.
Bizim görevimiz, burada yaşayan Türkleri bir arada tutmak. Kardeşliği, dayanışmayı yaşatmak. Siyaset üstü bir anlayışla hareket ediyoruz. Çünkü biz, bu topraklarda yaşayan her Türk’ün, Türkiye’nin elçisi olduğuna inanıyoruz.

İsviçre