YUNANİSTAN YENİ YASA İÇİN DÜĞMEYE BASTI! Alevi-Bektaşileri Türk azınlıktan ayırma planı
Yunanistan hükümeti, Batı Trakya Türk azınlığını bölmek için yeni bir planı devreye soktu. Eğitim, Din ve Spor Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa tasarısı, Alevi-Bektaşi soydaşları ayrı bir “dini tüzel kişilik” olarak tanımlıyor. Amaçlanan Türk azınlığı inanç temelinde bölmek.
Yunanistan hükümeti, Batı Trakya Türk Azınlığı içinde yeni bir bölünme girişimi için düğmeye bastı Eğitim, Din ve Spor Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa tasarısı, azınlığın bir parçası olan Alevi-Bektaşi Türklerini ayrı bir "dini tüzel kişilik" olarak tanımayı öngörüyor. Söz konusu düzenleme, Batı Trakya Türklerinin birlik ve dayanışmasını zedeleyerek, azınlığı inanç temelinde bölmeyi amaçlıyor.
Türk kimliğinin tanınmaması ve azınlığın üç ayrı etnik parçaya (Türk kökenliler, pomaklar ve Romanlar) bölünmesiyle başlayan süreç, şimdi de mezhepsel farklılıklar üzerinden yeni bir ayrışmaya dönüştürülüyor.
YASA TASARISI NE ÖNGÖRÜYOR?
Yeni düzenleme, Bektaşi-Alevi Müslümanlara özel bir tüzel kişilik kurulmasını öngörüyor. Yasa tasarısıyla, Batı Trakya’daki Bektaşi Alevi Müslüman topluluğu, 4301/2014 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca “Trakya Bektaşi Alevi Müslümanları Dini Tüzel Kişiliği” adı altında özel hukuk tüzel kişiliği olarak tanınıyor. Bu yapı, Meriç iline bağlı Sofulu Belediyesinin Ruşenler köyünde yer alacak ve ilgili yerel tek yargıçlı birinci derece mahkemeye başvuru yapılması zorunluluğu olmadan tüzel kişilik statüsü kazanacak. Mevcut ibadet yerleri ve mekânları gelecekte kurulacak olanlar, bu dini tüzel kişilik tarafından, kendi yönetmelikleri doğrultusunda yönetilecek ve temsil edilecek.
Tasarı, aynı zamanda Batı Trakya Müslüman Türk toplumu içinde vakıf mallarında da ayrışmaya gidiyor. Söz konusu yasa tasarısı, "Trakya Bektaşi - Alevi Müslümanları Vakıflar İdare Komisyonu" adıyla hayır amaçlı, özel hukuk tüzel kişiliğine sahip yeni bir yapının kurulmasını da öngörüyor. Bu komisyon, Eğitim Bakanı’nın denetimine tabi olacak ve vakıf mallarının yönetimi ile sosyal faaliyetlerin yürütülmesinden sorumlu olacak.
Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreterliği tarafından hazırlanan yasa tasarısı, 22 Temmuz tarihine kadar istişareye açık olacak. Ardından meclise sunulması ve yasalaşma sürecinin başlaması bekleniyor.
Yeni yasa tasarısı Türk azınlığı tarafından tepkiyle karşılandı. İskeçe Türk Birliği eski Başkanı, gazeteci Ozan Ahmetoğlu, Aydınlık Avrupa’ya değerlendirmelerde bulundu. Ahmetoğlu, şu görüşleri ifade etti:

BATI TRAKYA’DAKİ TÜRK AZINLIĞI BÖLME PLANI
“Batı Trakya'da yaşayan yaklaşık 150 bin Türk soydaş var. Müslüman Türk azınlıktan bahsediyoruz. Ne yazık ki Yunanistan uzun yıllardır Batı Trakya Türklerinin milli kimliğini yani Türk kimliğini inkar ediyor. Bunun yerine Batı Trakya'daki azınlığın ‘Müslüman azınlık’, hatta ‘Yunan Müslüman azınlık’ olduğunu ileri sürüyor. Bunun da yanı sıra azınlığı etnik köken ve milli kimlik açısından üç parçaya bölüyor: "Türk kökenliler", "Pomaklar" ve "Romanlar". Oysa biz diyoruz ki, Batı Trakya’da tek bir azınlık vardır: Batı Trakya Türk Azınlığı. Burada bir inkar söz konusu.”
‘BÖLME POLİTİKASI SONUÇ VERMEYECEK’
“Batı Trakya'da Meriç ve Rodop ilinin dağlık bölgelerinde yaşayan Bektaşi Alevi kardeşlerimiz, soydaşlarımız var. Bunlar Türk. Asırlardır o bölgede yaşıyorlar. Yunanistan Eğitim, Din ve Spor Bakanlığı hazırladığı bu yasa tasarısıyla bu soydaşlarımıza, ayrı bir tüzel kişilik, ayrı bir hukuki statü vermek istiyor. ‘Bunun merkezi Meriç ilinin Ruşenler köyüdür’ diyor. Bu grup, Batı Trakya’daki müftülüklerin yetki alanı dışında tutulacak. Ayrı bir dini ve mezhepsel bir yapı oluşturuyor. Bu girişim, bir "tanıma" değil, kasıtlı bir bölme politikasıdır. Batı Trakya Türk azınlığı buna karşıdır. Batı Trakya Türk toplumu bir bütündür. Lozan Anlaşmasından, Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan anlaşmalardan kaynaklanan hakları vardır. Yunanistan'ın bölme, ayrıştırma gayretleri bir sonuç vermeyecektir.”
‘YUNANİSTAN AZINLIK KARŞITI BİR POLİTİKA UYGULUYOR’
“Yunanistan, son 30-40 yıldır Türk kimliğini bir "tehdit" olarak görüyor. Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarının gelişimi, Türk ismi taşıyan derneklerin varlığı ve hatta kültürel faaliyetler bile "güvenlik sorunu" olarak nitelendiriliyor. Oysa 1980’ler öncesinde Türk ismiyle dernekler ve vakıflar serbestçe faaliyet gösteriyordu. Türk isminin kullanılması bir sorun teşkil etmiyordu. Batı Trakya Türkü, Yunanistan için hiçbir zaman tehdit olmamıştır. Hiçbir zaman tehlike olmamıştır. Tam aksine bir zenginlik unsurudur. Yunanistan şuan azınlık karşıtı bir politika uyguluyor. Türk ibaresi taşıyan dernekler yasal statüden mahrum bırakılıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları (örneğin İskeçe Türk Birliği ve İskeçe Türk Kadınları Kültür Derneği davaları) Yunanistan tarafından görmezden geliniyor. Azınlık mensuplarının eğitim, siyaset ve kültür alanındaki hak talepleri sistematik olarak reddediliyor. Benim yıllarca başkanlığını yaptığım İskeçe Türk Birliği; 17 seneden beri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının uygulanmasını ve yasal statüsünün iade edilmesini bekliyor.”