Yandex
05 Aralık 2025 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hem bina zemin etüdü hem metro etüdü hatalı!

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Gebze’de 29 Ekim’de devrilen binaya ilişkin savcılık tarafından görevlendirilen inceleme ekiplerinin henüz kamuoyuna açıklanmamış saptamalarından yola çıkarak Aydınlık’a değerlendirmelerde bulundu

Zemin etüdü hatalı herkes sorumlu

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı, Jeoloji Mühendisi Hüseyin Alan, Gebze’de dört vatandaşımızın hayatını kaybettiği binanın devrilmesiyle ilgili olarak, hem binanın zemin etüdünün hem alttaki metro güzergah etüdünün hatalı ve eksik olduğunu söyledi. Binanın inşasıyla ilgili olarak hem belediyenin hem yapı denetim firmasının hem müteahhidin sorumlu olduğunu belirten Alan, “Metro imalatı sırasında gerçek zamanlı bir izleme yapılmamış. Halkın, vatandaşın yaptığı bildirimler ciddiye alınmamış. Şimdi diyorlar ki efendim burada dere yatağı vardı! Dere yatağıydı madem, etüt yaptığınızda bunu ortaya koyacaktınız.” dedi.

Hem bina zemin etüdü hem metro etüdü hatalı! - Resim : 1
Hüseyin Alan

Alan, sorularımızı yanıtladı:

YEDİ KATLI YAPININ ZEMİN ETÜDÜ ARAŞTIRMA ÇUKURUYLA YAPILAMAZ

Bina neden devrilmiş olabilir?

Binanın inşaatına 2012 yılında başlanmış, 2013 yılında tamamlanmış. 13 yıllık bir bina ve bugünkü deprem yönetmeliği çerçevesinde inşa edilmiş. Yapının zemin etüdü raporlarını istedim, binanın statiğini inceleyen hocalarla görüştüm. Her ikisinde de hatalar olduğu anlaşılıyor.

Belediye yedi katlı bina için ‘araştırma çukuruna’ dayalı bir etüt istemiş. Bir jeofizik mühendisinin sahibi olduğu firma tarafından zemin etüdü yapılmış. İki tane araştırma çukuru açılmış. Zeminin kaya üzerine oturduğu, taşıma gücü ve bazı öneriler içeren bir zemin etüdü verilmiş, Belediye bu etüdü kabul etmiş, onaylamış. Statik projesinde de bazı hatalar söz konusu.

Yürürlükteki mevzuata göre yedi katlı bir yapının zemin etüdü araştırma çukuruyla yapılamaz, sondaja dayalı bir etüt yapılması gerekir. Herhangi bir sondajın yapılmadığı anlaşılıyor. Zemin etüdü ve binanın taşıyıcı sistemindeki eksikliklerle ilgili denetim faaliyetini yürüten yapı denetim kuruluşu ve buna onay veren belediye kusurlu.

İkinci asıl kusur, hemen binanın altından geçen metro tünelinin güzergâh etütlerinde. Güzergâh etütlerine göre burası kaya zemin, jeolojik anlamda bizim ‘Kartal Formasyonu’ diye tanımladığımız, grova türü kaya birimlerinin görüldüğü bir zemin. Ancak bu zemine uygun ne tür güvenlik tedbirlerin alındığı hususunda herhangi bir bilgi açıklanmadı. Yapılan araştırmalar ve bilirkişi raporları bu eksiklikleri ortaya koyar diye umuyorum.

GÜZERGÂH ETÜDÜNDE NEDEN ‘DERE YATAĞI’ DENMİYOR?

Şimdi kendi düşüncemi, ihtimalleri ifade ediyorum: Ulaştırma Bakanlığı buranın eski bir dere yatağı olduğunu ifade ediyor ama ne güzergâh etüdünde ne binanın zemin raporunda buranın bir dere yatağı olduğuna ilişkin ibare var. Eğer burası bir dere yatağı ise bunun hem güzergâh etüdünde, hem zemin ve temel raporlarında ifade edilmesi gerekirdi.

Devrilen bina dışında başka binalarda da hasar söz konusu. Bu da aslında tünel açma sırasında üstteki malzemenin gevşemesinden kaynaklı olarak oturmaların ve deformasyonların olduğunu ifade ediyor. Burada Ulaştırma Bakanlığının ve tünel güzergahını inşa eden firmanın eksiklikleri söz konusu.

Vatandaşların şikayetlerinin yeteri kadar dikkate alınmadığı, oradaki çatlakların izlenmediği ve gerekli tedbirlerin zamanında alınmadığı anlaşıldı. Bu açıdan bakıldığında da hem Ulaştırma Bakanlığı hem tünel güzergahını yapan müteahhit firma hem de bu müteahhit firmayı denetleyen müşavirlik firması kusurlu. Sorumlulukları hangi oranda, onu bilemem. Ama dört tane can kaybı var. Hesabını vermeleri lazım.

Tünel inşa edilip bittikten sonra ‘Efendim tünelde herhangi bir deformasyon yok.’ demek yanlış. Tünel açma esnasında üstteki, tünelin çevresindeki o zemin birimlerinde, kaya birimlerinde bir gevşeme ve deformasyon varsa, bunu bugün itibariyle tespit etmek mümkün değil. Çünkü her bir tünelin açıklık süresi, orada yapılan tahkimat, tahkimatın niteliği gibi konular son derece önemli.

Burada koca bir tünel yapıyorsun, metro inşaatı yapıyorsun, doğru düzgün güzergâh etüdü yok elinde.

GÜZERGÂH ETÜDÜ HATALIYSA JEOLOJİ HARİTASI NİYE YOK?

Bu güzergâh etütlerini kim yaptı? Hadi, güzergâh etütleri esnasında dikkatinden kaçırdın. O zaman tünel açma sırasında metre metre ilerlerken senin jeoloji haritasını çıkartman lazım. Bunları niye çıkartmadınız zamanında? Bu tür zayıf zonlar vardıysa, onların ortaya çıkarılması, gerekli mühendislik tedbirlerin alınması ve buna ilişkin her türlü çabanın gösterilmesi gerekiyordu tünel inşaatı sırasında. Bunlar da yapılmamış.

Bir sorumsuzluk var, sorumsuzlukların adresleri de belli. Belediyenin de kusuru var. Vatandaş belediyeye bildiriyor. Belediye, o yapım süreçlerini yönetenler, müşavirlik firması, bakanlık, müteahhitlik firması geliyor bakıyorlar, bir şey olmaz deyip geçip gidiyorlar. Bir izleme sistemi kurmuyorlar. Gerekli tedbirleri zamanında almıyorlar.

Geçmişte basına da yansıdı. Kabataş ile Kağıthane arasında şimdi aktif kullanılan bir karayol tüneli yapıldı. O yapılırken üstündeki aşağı yukarı 160’a yakın bina tüneldeki deformasyonlar nedeniyle hasar gördü. Kim ne yaptı? Allah’tan herhangi bir çökme olmadı.

HER AŞAMADA İZLENMELİ

Binaların altından metro tüneli geçiriyorsanız, üstteki yapıları mutlaka izlemek gerekiyor. Hem de anlık izleme. Deformasyon var mı yok mu? Binalarda çatlama var mı yok mu? Bunların tamamına bakmak gerekiyor. Hatta yani bir ön izleme, bir ön raporlama, ona göre inşaata girişme, inşaat sırasında da izleme. İnşaattan önce projelendirme. İnşaattan sonrası kazıya başladığı noktadan itibaren işte binalar geçiyorsa kesinlikle gerçek zamanlı bir izleme sistemi kurulmalı. Can güvenliği açısından bütün bu süreçleri yönetmek gerekiyor.

Hatta işletme sırasında...

Tabii. Yapım süreçlerinde görmediğin hatalar olabilir, kusurlar olabilir, deformasyonlar olabilir. Belki belirli bir süre yapıda herhangi bir çökmeye neden olmaz ama belki üç yıl sonra olur, işte öyle de oldu.

ÇÖZÜM: BETON LOBİSİ HESAP VERİR HALE GETİRİLMELİ

Son dönemde binalar durup dururken de yıkılıyor. İstinaf duvarları gidiyor, binalar birbirini yıkıyor…

-Hem mühendislik hem projelendirme hataları var. Aynı zamanda yapım süreçlerini doğru düzgün denetlenmemesinden kaynaklı sıkıntılar söz konusu.
İstanbul'da Belediye kalkıyor diyor ki olası bir depremde 600 bin tane binamız çökecek. Bakan da kalktı bunu söyledi. Peki bu binalar kendiliğinden mi yükseldi? Bunun etüdünü yapanlar oldu, projesini hazırlayan oldu, müteahhidi oldu, şantiye şefi oldu, yapı denetimcisi oldu, belediye ruhsat verdi. Bunların hiç sorumluluğu olmayacak mı?
6 Şubat depremlerinde 310 bin bağımsız bina ağır hasar gördü ve yıkıldı. Deprem esnasında yıkılan bina sayısı 38 bin 500'ün üzerinde. Bunların hepsi kaçak mıydı? Hayır. Birçoğu ruhsatlıydı. Ruhsat harcınızı yatıyorsunuz, belediyeye diyorsunuz ki buyur beni denetle ama belediye denetim fonksiyonunu yerine getirmiyor.

Çözüm ne?

-Çözüm net. Ben bunlara ‘beton lobisi’ diyorum. Beton lobisi hesap verir hale getirilmedikten sonra bizim bu işleri çözebilme şansımız yok. Tarım Bakanlığının yaptığı gibi yapacaksınız, zeytinyağına palm yağı karıştıranı teşhir ediyor. İstanbul'da altı yüz bin tane çökecek bina yapan müteahhidin, şantiye şeriflerinin, projeleri hazırlayan mühendislerin isimleri niye açıklanmıyor? Dün yapılan bina bugün yıkılıyor.

CEZA KANUNUNA AFET SUÇU GETİRİLMELİ

Sayıştay gibi bir kurumla, yapı denetimi tamamen kamunun elinde toplansa durum değişir mi?

–Devlet İmar Kanunu'nda değişiklik yapacak. Yapı üretiminde bütün süreçleri şeffaf hale getirecek, denetlenebilir hale getirecek, hesap verilebilir hale getirecek.
İkincisi, Türk Ceza Kanunu'na kesinlikle afet suçu kavramı getirecek. Kardeşim senin binan afette yıkılırsa sorumluları yargılanır, cezasını alır. Bu olmadan hiçbir şey olmaz.
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde, faha ilk dakikada 38 bin 500'ü aşkın bina yıkıldı. Ağır hasar gören toplam bina sayısı 310 bin. Kaç kişi yargıladık? Kaç kişi ceza aldı? Açılan soruşturma sayısı 2 bin 500. Utanç verici. Yüzde bir bile değil. 100 binadan birini yargılıyoruz, onu da rezil bir şekilde yargılıyoruz.
Bunlar halkın denetiminden kaçırıldığı sürece büyük can ve mal kayıpları devam edecek.

HER ZEMİNDE TÜNEL MÜMKÜN TEDBİR ALMAK KAYDIYLA

Grova kaya birimleri dediğiniz zeminde metro inşa etmek sakıncalı mı?

-Hayır, metro inşa edebilirsin ama gerekli tedbirleri almak kaydıyla. Dere yatağı da geçse inşa edilebilir. Bugün her tarafta tünel inşa etmek mümkün. Zemin çok gevşekse, niteliksizse, biz oralarda aç-kapat tüneller yapıyoruz. Yani önce kazıyoruz, tüneli inşa ediyoruz, normal bir inşaat temeli gibi, sonra üstüne örtüyoruz. İstanbul'da birçok yerde yapıldı. Edirnekapı'daki o küçük küçük tüneller hep aç-kapa tünelleridir.

Bu daha güvenli bir yöntem mi?

-Yok, oradaki zemin özelliklerine, birçok parametreye bakılıyor. Hangi tünel açma tekniği uygunsa ona göre o tekniğe uygun tünel açılıyor.

TMMOB Jeoloji Gebze Metro